En Çok Okunanlar, Slider, Umut Yazıları

Editörden | Savaş konjonktürü ilerlerken Dünya

Sonbahara yaklaşılan günlerde Ukrayna savaşının kimi “gerçekleri” Batı basınında geniş olarak yer almaya başladı. New York Times gazetesi, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’ne silah tedarikçiliği yapan Sergey Paşinski’nin silah üretim ve ticareti yapan şirketi hakkında özel bir haber yaptı. Geçmişte Ukrayna Savunma Bakanlığı’nın harcamalarını denetleyen parlamento komitesinde bulunan Paşinski, kendi denetlediği kuruma dev satışlar yapan Ukrayna Zırhlı Teknoloji şirketinin sahibiymiş.

Paşinski’nin şirketi Avrupa çapında örgütlenmiş bir ağ aracılığıyla Ukrayna ordusuna silah tedariki sağlamış. Bir önceki yıl toplam satışı 2.8 milyon dolar olan şirket, 2022’de satışlarını 350 milyon dolara yükseltmiş. Ukrayna Savunma Bakanlığı Paşinski’nin şirketine yaptığı dev ödemeleri Avrupa Birliği ülkelerinden gelen yardım paralarıyla gerçekleştirmiş. Habercilerin görüştüğü bazı Avrupalı yetkililer, konu hakkında bilgi sahibi olduklarını, durumdan rahatsızlık duyduklarını ancak “Rusya’nın Ukrayna’daki yolsuzlukla ilgili söylemlerine alet olmaktan korktukları için” sessiz kaldıklarını söylüyorlar.

Hakkındaki yolsuzluk söylentileri sürekli gündemde olan Ukrayna Savunma Bakanı Reznikov Guardian gazetesine yaptığı açıklamada, ülkedeki mayınları temizleme konusunda ciddi sıkıntı yaşadıklarını, Ukrayna karşı saldırısının mayınlar nedeniyle zorlandığını, ekipman ve personel ihtiyacının büyüdüğünü ifade etti. ABD ve Avrupa’dan akan milyarlarca dolara rağmen bir türlü giderilemeyen ekipman ve personel sıkıntısı konu hakkında çok şey anlatıyor. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’nin Reznikov’dan iki gün önce yaptığı açıklama bu bağlamda önem taşıyordu. Zelensky açıklamasında, Ukrayna Askere Alma Şubeleri’nin tüm yöneticilerinin görevine son verdiğini açıkladı. Kararın nedeni bu şubelerin yöneticilerinin rüşvet ve yolsuzluğa batmış olmasıydı. Bir ikisi değil yani ülkenin askere alım işlemlerini yöneten tüm yetkililer rüşvet ve yolsuzluğa batmış.

Görevden alınan yöneticilerin yerine “savaşın ne olduğunu bilen, savaşta yaralanıp savaşma yeteneğini kaybetmiş olanların” getirileceğini belirten Zelenskiy, “askerlik hizmetiyle yükümlü kişilerin sınır ötesine yasadışı transferini” gerçekleştiren kişilerin cezalandırılacağını vurguladı. Haberlerde, orduya katılmak istemeyenlere 10.000 dolar karşılığında sahte tıbbi belgeler düzenlendiği ve bu yolla pek çok Ukraynalı’nın yurt dışına çıktığı belirtiliyor. Odesa Bölgesi Askere Alma Şubesi yetkilisinin savaş sürerken ailesi için İspanya’dan 5 milyon dolarlık bir villa satın aldığının ortaya çıkması ve manşetlere taşınması Zelenskiy’nin bu adımı atmasını zorunlu kıldı.

Ukrayna karşı saldırısının başarısızlığı ve verilen ağır kayıplara dair haberlerde son günlerde sıradanlaştı. Guardian gazetesine Odesa’dan yazan Shaun Walker’e göre, “Yolsuzluk skandalı manşetlere taşınmış olsa da”, bunlar “Ukrayna için daha da sıkıntılı bir hikayenin sadece ipuçlarını veriyor”. “Daha sıkıntılı bir hikaye” hakkında da şunları yazıyor Walker:

                “İşgalden sonraki ilk haftalarda yüz binlerce sıradan Ukraynalı, ülkenin bağımsızlığını korumasına ve ilk saldırıyı savuşturmasına yardımcı olan bir vatanseverlik patlamasıyla cephede hizmet etmek için gönüllü oldu.

Ancak bir yıldan fazla bir süre sonra, ilk askere alınanların çoğu öldü, yaralandı ya da sadece tükendi ve ordunun safları doldurmak için yeni askerlere ihtiyacı var. Şimdiye kadar, savaşmak isteyenlerin çoğu çoktan kaydoldu ve orduyu çok daha isteksiz bir erkek havuzundan asker toplamak zorunda bıraktı.”

Walker bire bir görüştüğü insanlardan örneklerle, ülkeden kaçmaya çalışan ya da orduya alınmamak için kapalı alanlarda gizlenen Ukraynalılar tablosu oluşturuyor. Walker’ın verdiği bilgiye göre, Ukrayna’nın birçok şehrinde olduğu gibi Odesa’da da bir Telegram sohbet grubu, üniformalarının renginden dolayı gayri resmi olarak ‘zeytin’ olarak bilinen askere alma memurlarının herhangi bir günde nerede bulunabileceğine dair anonimleştirilmiş verileri paylaşan insanlar için bir forum görevi görüyor. Grubun 30,000’den fazla üyesi var.

Batı’nın emperyalist propaganda aygıtları artık gerçekleri gizleyemiyor. Trump yönetiminde Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak görev yapan Jon Bolton Wall Street Journal’a yazdığı yazıda, Haziran’da başlayan Ukrayna karşı saldırısının hayal kırıklığı yarattığını ancak bunun nedeninin Batı’nın gerekli silahları uygun bir zaman dilimi içinde sağlayamaması olduğunu belirtti. Bolton’a göre, “Rusya’ya sağladığı muazzam destek nedeniyle” Batı’nın Çin’e yönelik yeni kısıtlama ve yaptırımları gündeme getirmesi gerekiyor.

Washington Post’ta Ukrayna savaşının gidişatı hakkındaki yeni söyleme katılmakta gecikmedi. Onun haberinde durum, “Birçok Ukrayna vatandaşı Rusya ile savaş konusunda daha karanlık bir ruh haline bürünüyor ve ulusal birlik yıpranmaya başlıyor. Duygulardaki değişim, Kiev’in bahar karşı taarruzunun artan kayıplara rağmen önemli toprakları geri almayı başaramamasıyla ortaya çıkıyor.” biçiminde ortaya konmuştu. Gazeteye göre, ”İyi haberlere ihtiyacı olan Ukraynalılar hiç iyi haber alamıyor” ve bu durum “kolektif bir hayal kırıklığı” yaşanmasına neden oluyordu.

Kaba, temelsiz ve ölçüsüz propagandadan gerçekliğin kıyılarına doğru ilerleyişin rotasını emperyalist Batı basınının manşetlerinden izlemek mümkün. Tüm bunlara rağmen ısrarla gizlenmeye çalışılansa, bir ülkenin, insanlarının, kaynaklarının bir vekalet savaşı nedeniyle yok olup gitmesi. Kazanma şansı olmayan bir savaşa emperyalizm ve yerel işbirlikçileri aracılığıyla itilen Ukrayna’da ortaya çıkan tablo, geleceğe dair önemli veriler sunuyor. Büyük savaş konjonktürünün ne tür sonuçlar yaratacağını görmek için Ukrayna savaşını dikkatle izlemek gerekiyor.

Büyük savaş konjonktürü dünyanın hemen her köşesinde önemli etkiler yaratıyor. Afrika’da yaşanan askeri, politik hareketlilikten Tayvan’da yeniden tırmanan gerginliğe… ABD’nin kuyruğunda Ukrayna savaşına tüm gövdesiyle dalan Avrupa, tercihinin sonuçlarıyla yüzleşmeye başladı. Almanya’nın Bild gazetesi bu gerçeği geçen hafta manşetten verdi. Artık bildiğimiz Almanya yokmuş. Alman sanayisini sembolize eden devlerden BASF kimya sektörünün önde gelen grubuydu. 150 yılı aşan tarihi “Alman Yapımı” sözünün kullanılmasında önemli bir role sahipti. BASF 10 milyar dolar tutarındaki yeni yatırımını Çin’e yapacağını açıkladı.

BASF Almanya’daki bazı fabrikalarını kapatma kararı aldı. Yaklaşık 2600 işçi işini kaybedecek. BASF İcra Kurulu Başkanı Martin Brudermüller yaptığı bir konuşmada aldıkları kararları, “Almanya konusunda giderek daha fazla endişe duyuyoruz” sözleriyle izah etmeye çalıştı. Amerika’da “pas kuşağı”, İngiltere’de “Orta bölgeler” olarak adlandırılan sanayisizleşmiş bölgelerin bir benzerinin Almanya’da oluşması artık yüksek bir olasılık olarak görülüyor. Alman ekonomisinin bel kemiğini oluşturan binlerce küçük ve orta ölçekli firmayı temsil eden BVMW’nin baş ekonomisti Hans-JürgenVölz durumu, “Bazen ‘sürünen sanayisizleşme’den bahsedilir ama bu artık sadece sürünmekle kalmıyor” sözleriyle ortaya koyuyor.

Otomobil parçaları üreticisi Schaeffler’in CEO’su Klaus Rosenfeld geçtiğimiz günlerde “Avrupa’nın bu değişimde kaybeden taraf olması tehlikesi var,” diyerek şirketinin bir sonraki tesislerini muhtemelen ABD’de kuracağını belirtti. ABD’nin sunduğu özendiriciler şirketlerin rotalarını değiştirmesine neden oluyor. Bir Alman ekonomist durumu şu sözlere özetliyor: “Almanya’yı Avrupa’nın sanayi merkezi haline getiren formül – yüksek vasıflı işgücü ve ucuz enerjiden güç alan yenilikçi şirketler – çözüldü.”

Alman ekonomisinin yaşadıkları sadece kendisinden ibaret değil, Avrupa Birliği’nin en gelişkin ekonomisi olarak onun yaşadığı her şey doğrudan Avrupa’yı etkiliyor. Alman ekonomisi bu sıkıntıları yaşarken, silah üreticilerinin keyfi yerinde. Rheinmetall Ukrayna’ya yeni drone satışı yapacağını açıkladı. Ukrayna savaşıyla birlikte Alman silah üreticileri yeni bir itilim kazandı. Almanya’da halkın hoşnutsuzluğu artıyor ancak yeni yapılan kamuoyu araştırmalarına göre faşist parti AFD yükselişte. Savaş politikalarının şampiyonluğunu yapan Sosyal Demokrat ve Yeşillerin hükümetinin oy oranları düşerken, AFD’nin yükselişe geçmesi tesadüf değil, pek çok örnekte gördüğümüz bir gelişmedir. Sahte sola iktidar alanının açıldığı her yerde hoşnutsuz kitleler yüzünü sağa dönmektedir. İtalya, İspanya, Fransa’da da aynı şey yaşanmaktadır.

NATO’nun ABD önderliğinde yürüttüğü Rusya’yı yıpratma, zayıflatma amaçlı savaşın genel olarak Avrupa ve özel olarak Almanya’yı yıprattığı artık açık biçimde görülüyor. Böyle olduğu için, Hollanda bankası ING’nin başkanı Carsten Brzeski, Alman ekonomisini “durgunluk ve resesyon arasındaki alacakaranlık kuşağında sıkışmış” olarak tanımlıyor. Bu gelişmeler Almanya’da emekçi halka yönelik saldırıların artmasını getirecektir. Bild gazetesinin manşeti artık bilinen Almanya’nın olmadığını dile getirmişti, yeni Almanya’ya rengini verecek olan keskinleşecek sınıf çelişkileri olacaktır.

Ukrayna savaşıyla birlikte ivme kazanan gelişmelerden biri dünya ticaretinde dolar kullanımının sınırlanmasına yönelik hamleler oldu. Çin ile Suudi Arabistan arasında gelişen temasların önemli başlıklarından biri petrol ve doğal gaz ticaretinde doların yerine Çin’in para biriminin kullanılması yönünde çalışmalar yürütülmesiydi. Wall Street Journal’ın haberine göre, ABD yetkilileri bir süredir Suudi Arabistan’ın petrol satışlarını Çin para birimi yerine ABD doları üzerinden fiyatlandıracağına dair güvence istiyormuş yani Suudi Arabistan’ın hizaya gelmesi için baskı yapıyormuş.

ABD bir taraftan üst düzey yetkilileri aracılığıyla görüşmeler yaparken diğer taraftan da bölgedeki askeri varlığını tahkim ediyor. Pentagon açıklamasında Ortadoğu’ya düzinelerce F-35 savaş uçağının yanı sıra F-16 ve A-10 savaş uçakları ve deniz güdümlü füze muhriplerinin yanı sıra ek helikopterler ve çıkarma gemileri göndermeyi planladığını duyurdu. ABD’nin 5. Filo’suna bağlı çıkarma gemisinin 3 binden fazla denizciyle birlikte Basra Körfezi’ne doğru ilerlediği haberleri, 5. Filo sözcüsü Timothy Hawkins’in, “Küresel ekonomiyi korumak için Körfezli ortaklarımızla koordineli olarak Hürmüz Boğazı’na ve Aden Körfezi’ne geldik… Tehdit altındaki deniz seyrüseferini korumak için buradayız” sözleriyle teyit edildi.

ABD’nin bölgedeki askeri varlığını arttırma isteği büyük savaş konjonktürünün bir gereğidir. Çin’in ve Rusya’nın bölge ülkeleriyle ilişkilerinde yaşanan gelişmeler, Suudi Arabistan’ın İran’la yumuşama yönündeki adımlarını hızlandırması ABD’yi harekete geçirmiştir. Müttefiklerine sopayı göstermek eşyanın tabiatı gereğidir. Basra Körfezi’ni ısındırmak İran’ı baskılamanın en etkili yollarındandır.

Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk-yeol ve Japonya Başbakanı Fumio Kishida yarın Maryland’de ABD başkanı Biden’la buluşacak. Reuters’a konuşan üst düzey ABD’li yetkililer, iki liderin balistik füze savunma sistemleri ve teknoloji geliştirme konularında genişletilmiş işbirliği planlarını açıklamalarının beklendiğini söyledi. Asya-Pasifik’te Çin’i askeri olarak kuşatma stratejisinin bir parçası olarak gündeme gelen hamleler esas olarak NATO’nun Asya’da genişlemesi anlamına geliyor. Çin’in dikkatle izlediği bu hamleler büyük savaş konjonktürünün kapsamını görmeye olanak sağlıyor.

Emperyalist-kapitalizmin derin krizinin ürünü olan büyük savaş konjonktürü sadece insanların değil yerkürenin de varlığını tehdit ediyor. Sürekli olarak kabaran askeri bütçelerin anlamı emekçi halkın ekmeğinin küçülmesidir. Adım adım ilerlenen bu büyük savaşı durdurabilecek olan yegane güç uluslararası proletaryadır, onun örgütlü eylemidir. Proletaryanın örgütlü eyleminin zemini her yerde güçlenmektedir. Proletaryaya bilinç ve eylem taşıma misyonuna sahip proletarya devrimcileri zamanın gereksinimlerine uygun bir konumlanış içinde tarihsel görevlerine sahip çıkacaktır.

Paylaşın