Şu an bu satırları okuyorsan bir “Devrimci” sana ulaşmış ve bu çaresizlikten nasıl çıkmayı başaracağımızı konuşmaya başlamışızdır. Bu satırlar televizyonlarda izlediğin o çok bildik holding gibi parti merkezlerinden değil, işçilerin emekçilerin ez cümle halk çocuklarının kurduğu Devrimci Parti binasında kaleme alındı.
Sana açlığı, yoksulluğu, talan edilen doğamızı, kadın katliamlarını, geleceği karartılmış çocuklarımızı anlatmaya değil bunlardan nasıl kurtulacağımızı konuşmaya geldik. Biz aynı yoksul sabahlara uyanan, aynı sınıfın insanlarıyız. Ve bu parti senin gibi bizim gibi emeğiyle geçinenlerin, onurlu ve insanca yaşayacağı bir ülke yaratmak isteyenlerin biraraya gelmesiyle kuruldu.
Ülke nüfusunun 16 milyonu yani %20’si tüm kaynakların ve gelirin yarısına, %50’sine el koyuyor. Geri kalan 64 milyon yani %80, sen, ben, hepimiz onlardan kalan diğer yarısını paylaşmak zorunda bırakılıyoruz. Geri kalandan kimimizin payına ölmeyecek kadar ekmek, kimimizin payına ödenemeyen kiralardan dolayı intihar düşüyor. Eğer tüm değerleri ve kaynakları üreten biz isek, bizim ellerimiz hergün sokakları temizliyor, oturdukları tüm binaları inşa ediyor, ülkedeki tüm zenginliği imal ediyorsa, onlara bu gücü kim veriyor? Kim onlara kamu kaynaklarına el koyma, alınterimize açlık altında ücret biçme, sırtımızdan saraylarda yaşama hakkı veriyor?
Onlar bu gücü devletten alıyor. Her yasa patronlar için çıkıyor, milyon dolar vergilerimiz onlara hibe ediliyor. Ülke topraklarını yağmalamaları, üzerlerine tapulamaları için kanunlar çıkarılıyor. Polis, jandarma, mahkemeler hep onlardan yana, onların yoluna siper oluyor. Çünkü vergiler verdiğimiz, askere alındığımız, oy verdiğimiz bu devletin sahibi onlar. O halde halkın iktidarını yani bir avuç patron iktidarına karşı milyonların, halkın iktidarını kurmadan onlardan bizim çıkarımıza birşeyler yapması beklenemez.
Onlara bu hakkı biz veriyoruz. Nasıl mı? Aynı gemide olarak! Biz gemiyi yürüten geminin en altında güneş görmeden yaşayan kürek işçileriyiz. Gemiyi yürüten biziz. Onlar geminin kamaralarında zevk-ü sefa içinde. Bu gemide kürek işçilerinin çocukları da kürek işçisi olmaya devam etsin diye çocuklarımızı geleceksizleştiriyorlar. Onlar bu iktidarlarını, kurdukları siyasi partilerle sürdürüyor ve seni de o partilere destek verdirterek, oy verdirerek bu düzenin sürmesine imkan verdiriyor.
TUSİAD’ından, MUSİAD’ına tüm patronlar kurdukları siyasi partilerle kendi iktidarlarını sürdürüyor. Madende, sağlıkta, turizmde tüm bakanlıklar patronların tekelinde. Bugün çok büyük enflasyon krizi var o yüzden herşeye zam geldiğini söylüyorlar, biz açken sabır diyorlar. Peki bu krizde siz hiç zarar eden patron gördünüz mü? Onlar halen servetlerine servet ekliyor.
Böyle bir iktidarda onların servet içinde yaşaması ancak bizim hakkımız olanı çalmasıyla mümkün. Öyle de yapıyorlar! Onların iktidarına karşı işçilerin-emekçilerin, halkında kendi iktidarı için birleşmesi gerekiyor. Patronların kurdukları partileri terk ederek ve bize biçtikleri kadere rıza göstermeyi red ederek kendi ikitdarımızı kuracağımız Devrimci Parti’de birleşmeliyiz. Devrimci Parti senin partin, onun mücadelesi milyonlarca yoksulun onurlu yaşam mücadelesi. Bugün 8.yılını dolduran partimiz “insanın insanı ve doğayı sömürmediği, kula kulluk edilmediği” sosyalizm yolunda ilerliyor.
Şimdi size diyecekler ki “Sosyalizm bitti”. “Bu fikirlerin toplumda karşılığı yok” Siz de onlara şunu sorun. Madem bu fikirlerin bir karşılığı yok, neden serbestçe konuşulmasını engelliyorsunuz? Anayasada herkes eşit haklara sahip ve siyasi parti kurmakta özgür ise, neden patronlara hizmet eden partiler televizyonlarda, meydanlarda her türlü yalanla halkları kandırmaya olanak buluyorken, işçilerin emekçilerin kurduğu partiler sansüre, baskıya, yasaklara uğruyor? Madem bitmiş bir fikir o halde neden tonlarca parayı ve çalışanlarını bizi susturmak, sesimizi baskılamak, görünmez kılmak için harcıyorlar? İşte bu büyük bir yalandır.
Sosyalizm işçilerin, emekçilerin özgürlük gücüdür. Milyonlarca insanın birlikte kazandığı bir dünyada tek kaybeden onlar olacağı için yoksuldan çaldıkları parayı bu baskı düzenine harcıyorlar.
Bunlara hak verdiysen “Yerin Yanımızdır!” Devrimci Parti’yi yeni duyuyorsan ve daha fazla konuşmak istiyorsan sen de bizi sokağına davet edebilirsin!
Devrimci varsa umut var!
Devrimci Parti Genel Başkanı Elif Torun Öneren’in, 1 Eylül 2015 günü kurulan ve 8. mücadele yılını dolduran Devrimci Parti’nin kuruluş yıldönümü için kaleme aldığı bu yazı ilk kez “Devrimci” isimli parti bülteninde yayınlandı.
