Gençlik, Gündem

Suruç anmasına katıldıkları için tutuklanan Yakup Bulut ve Heval Canpolat’ın mahkemesine Dev-Güç’ten katılım çağrısı

Dev-Güç bugün İHD İstanbul şubesinde yaptığı basın açıklaması ile Suruç Katliamı anmasına katıldıkları nedeniyle işkence ile gözaltına alınan ve tutuklanan Dev-Güç üyesi Yakup Bulut ve SGDF üyesi Heval Canpolat’ın 10 Kasım günü saat 14:00’da İstanbul Anadolu Adliyesi’nde görülecek mahkemeye katılım çağrısı yaptı.

Birleşik Devrimci Parti (Devrimci Parti) ve Gençliğin Devrimci Güçleri (Dev-Güç) üyeleri bugün İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde Suruç Katliamı anmasına katıldıkları nedeni ile işkence ile gözaltına alınan ve tutuklanan Dev-Güç üyesi Yakup Bulut ve SGDF üyesi Heval Canpolat için basın açıklaması gerçekleştirdi.

Açıklamayı Dev-Güç adına okuyan Enes Uğur Tekin, Suruç Katliamı’nın hesabını gençliğin soracağını belirterek Yakup Bulut ve Heval Canpolat’ın İstanbul Anadolu Adliyesi’nde görülecek duruşmalarına katılım çağrısı yaptı.

Dev-Güç üyesi Enes Uğur Tekin’in okuduğu açıklamanın tamamı şu şekilde:

Basına ve Kamuoyuna;

Yoldaşımız Yakup Bulut, geçtiğimiz Suruç Anması’nda işkence ile gözaltına alınarak tutuklandı. Daha önce de gençlik örgütlerinin Suruç anması için yaptığı bildiri dağıtımında işkence ile gözaltına alınmıştı. İki gözaltısında da Yakup’a işkence edilerek kıyafetleri yırtıldı/çıkartıldı. 20 Temmuz 2023 günü gözaltında yoldaşımız, üstü çıplak bir şekilde sorguya sokuldu. 20 Temmuz’da gözaltına alınan hiçkimse avukatıyla görüştürülmedi. Polisler, “Avukatlarınız görüşmek istemiyor” diye yalan söyledi. Halbuki, avukatlarımızı darp ederek Vatan Emniyet’e sokmamışlardı, işin aslı buydu. Avukatlarla görüşmemize izin vermeyen sarayın polisi, Yakup’un gözaltına alınırken çıkarttıkları tişörtünün yerine yeni tişört getirilmesine dahi izin vermedi. Yakup’a gözaltı esnasında çıplaklık dayattılar. Bu bir beden teşhiridir ve suçtur. Erkek-devlet suçu olan bu uygulamaları kabul etmiyoruz ve tüm kamuoyuna teşhir ediyoruz.

20 Temmuz’da 33 düş yolcusunun hesabının sorulacağını dile getiren birçok arkadaşımız gözaltına alındı. Aynı gece Vatan Emniyet’te 33 kişi mevcutlu bırakıldı. Bizler, katillerin ne mesaj vermek istediğini çok iyi biliyoruz. 20 Temmuz 2015’te Pîrsus’un Amara Kültür Merkezi’nde 33 düş yolcusunu katledenler, 8 yıl sonra 33 düş yolcusunun yoldaşlarını gözaltında 33 kişiyi mevcutlu bırakarak psikolojik savaş yöntemlerini uyguluyor. Buradan tekrarlıyoruz: Sizin psikolojik savaş yöntemleriniz, devrimcilere sökmez.

33 düş yolcusunun hesabını sokakta sordukları için; önce anmaya çağrı için yapılan bildiri dağıtımından 6 yoldaşımız tutuklandı. Birkaç gün sonrasında da yolsaşımız Yakup Bulut ve Ramazan Canbolat uyduruk gerekçelerle tutuklandı. Maltepe 2 No’lu L Tipi Hapishanesi’nde yatan Yakup’a keyfî muamelelerle mektupları verilmiyor, psikolojik baskı yöntemi uygulanıyor. Yakup ve Ramazan keyfî sebeplerden dolayı 4 aydır tutuklu. 6 yoldaşımızı faşizmin zindanlarından aldık. Yakup ve Ramazan’ı da alacağız. 

Her türlü katliamlarla Kürt halkını ve onların yanında bulunan devrimcileri yıldırmaya, pasifize etmeye çalışanlar şunu iyi bilsin ki; ne bombalarınızla ne de demir parmaklıklarınızla devrimcileri yıldıramazsınız. Biz devrimciler, katledilen Kürt’ün, ötekileştirilen Alevi’nin, Ermeni’nin, yok sayılıp katledilen LGBTİ+’ların ve ötekileştirdiğiniz, katlettiğiniz her bireyin yanında olmaya ve bunun hesabını sormaya devam edeceğiz. SGDF’ye dönük yapılan bu katliam, tüm devrimci gençliğe yapılmıştır. Devrimciler dün nasıl Suruç’taysa bugün Filistin’de, Rojava’da katlettiğiniz halkların yanında olmaya, çocukları katlettiğiniz sömürgeci savaşlara karşı durmaya devam edecektir. Gençliği pasifize etme çabalarınıza rağmen bugün, gençlik sokakta. Bugün, kampüslerimizde ÖGB’ler ve polis her türlü eylemimize saldırıyor, bizleri okullarımızda dahi hapsetmeye çalışıyor; yemekhane zammına karşı ses çıkaran öğrenciler gözaltına alınıyor. Yüksek meblağlarda para ödemek zorunda bırakıldığımız yurtlarda ya zehirleniyoruz ya da katlediliyoruz. Son dönemlerde yurtlardaki ihmalkarlıklar yüzünden asansörlerden ölüm haberleri geliyor. Yaşamlarımız asansör tamirinden daha ucuz yönetenler için. Zeren Ertaş’ı katleden bu sistem geleceğimizi çalıyor, gençleri intihara sürüklüyor ya da katlediyor. Özgürce yaşayamadığımız yurtlarda farklı halk ve inançlardan öğrenciler, mülteciler, kadın öğrenciler, LGBTİ+ öğrenciler her türlü ayrımcılığa ve nefret söylemlerine maruz bırakılıyor. Bizler gençlik olarak, ne geleceğimizi çalmanıza ne de katliamlarınıza diz çökmüyoruz. Geleceğimizi çalanlar, AKP-IŞİD işbirliğiyle katledilen Suruç ölümsüzlerinin hesabını soran devrimci gençliği tutuklayarak bastırmaya çalışıyor. Bizleri tutuklayarak yıldıramazlar.

33 düş yolcusu, halkların ve ezilenlerin onurudur. Katlettiğiniz devrimcileri anan yoldaşları suçlu değildir. Asıl suçlu, Kobanê’de halkları ve çocukları katleden tecavüzcü IŞİD çetelerine silah gönderenlerdir. Asıl suçlu, İsrail ile her türlü kirli anlaşmayı yaparak Filistin halkının canı üzerinden hamaset yapanlardır. Asıl suçlu, gençleri katleden eli kanlı çetelerdir. 33 düş yolcusunu anmak suç değildir. Yakup Bulut ve Ramazan Canbolat derhal serbest bırakılsın!

Gençliğin Devrimci Güçleri (Dev-Güç)

Paylaşın