Umut Keçer, Umut Yazıları

Rojava’da işgalciler yenilecek, direniş kazanacak – Umut Keçer

”Bugün çetelerin yenilgisi ve Rojava Devrimi’nin zaferi, bölge halklarının etrafına kurulan karanlık kuşatmayı kıracaktır. Faşist Erdoğan rejiminin işgal planının başarısızlığı onun çözülme sürecini hızlandıracaktır.”

Suriye’de savaş 12 yıldır devam ediyor. 27 Kasım tarihinde HTŞ (Heyet’ül Tahrir-i Şam) ve SMO (Suriye Milli Ordusu) çetelerinin başlattığı saldırıyla birlikte savaş yeni bir aşamaya sıçradı. Öncelikle şok saldırısıyla Esad rejimi ve müttefikleri büyük toprak kayıpları yaşadılar. Halep şehri Kürtlerin yaşadığı iki mahalle dışında çetelerin eline geçti. Ardından Til Rıfat çeteler tarafından işgal edildi.

Şimdi çeteler Minbiç hattına dönük işgal saldırılarını yoğunlaştırdılar. Aynı zaman HTŞ çeteleri Hama şehri kapılarına dayandılar. Öncelikle bu plan tek başına HTŞ’nin ve SMO’nun boyunu aşan bir plandır. Doğrudan emperyalist güçler bu planı hazırlamış ve çetelere uygulatmıştır. Türkiye devleti doğrudan bu savaşın yürütücüsü ve planlayıcı aktörlerinden biridir. Gerçekleşen işgal saldırısı aynı zamanda Astana süreci olarak gelişen süreci de yıkılma noktasına getirmiş bulunuyor. Beşar Esad Erdoğan ve Uluslararası emperyalizm tarafından cezalandırılmaktadır.

Beşar Esad’a verilen ceza esasen Filistin mücadelesine verdiği destek ve aynı zamanda Suriye’de Erdoğan’ın taleplerine cevap vermemesi üzerinedir. Genel olarak Rusya zayıflatılmak istenmektedir. Zayıflatılamasa bile Ukrayna’da elde ettiği askeri başarıyı ve yoğunlaşmayı azaltmak için böyle bir yol izlenmektedir.
Erdoğan rejimi ise doğrudan emperyalizmle uyumlu bir şekilde Suriye topraklarına ve esasen Kürt halkının kazanımlarına saldırmıştır. Kürt halkının elinde bulunan özerk bölgeler doğrudan Erdoğan rejiminin işgal faaliyetlerinin hedefi durumundadır.

Kürt halkına dayatılan yine soykırım ve göç ettirme pratiğidir. Bu gün itibarıyla QSD direniyor, Rojava halkına dayatılan tasfiye planını kabullenmiyor. Rojava Devrimi Orta Doğu’nun selefi İslamcı karanlığında bir özgürlük devrimi olarak gelişti. Kadın özgürlüğü, ezilenlerin örgütlenmesi, azınlıklara yaşam hakkı ve daha birçok konuda Rojava Devrimi sınırlı olanaklarıyla bölge ve dünya ezilen halklarına umut olmuştur.
Bu gün AKP-MHP faşist iktidarı Rojava Devrimi’ni boğmak için var gücüyle çabalamaktadır. Çeteler özel olarak eğitilmiş ve silahlandırılmış Tıl Rıfat, Halep ve Minbiç hattına saldırtılmıştır. TSK savaşa doğrudan katılmakta ve çeteleri koordine etmektedir. Savaşın gelişimi ve niteliği önümüzdeki dönemde daha da netleşecektir. Ancak özellikle Kürt halkının kazanımlarını tasfiye etme konusunda emperyalist güçlerin genel bir eğilimi olduğu anlaşılıyor. Erdoğan iktidarı da esasen bu eğilime yaslanarak güç bulmaktadır.

Kürt düşmanlığı üzerinden Erdoğan rejiminin kurmayacağı ittifak ve girmeyeceği oyun yoktur. Afrin’de Kerkük’e kadar bir hattı işgal etmek isteyen faşist rejim Kürt halkına dönük olarak tasfiye ve yok etme politikasıyla onları teslim almak istemektedir. Rojava Devrimi’ni savunmak için özerk yönetim tarafından seferberlik çağrısı yapıldı. Halkların Birleşik Devrim Hareketi Rojava Devrimi’nin savunmak için eylemsellik çağrısı yaptı. Öncelikle Rojava Devrimi Kürt halkının ve Suriye halklarının devrimidir. Aynı zamanda Türkiyeli devrimciler Rojava topraklarında ki bu devrimin savunulmasında aktif görev almışlardır.
Devrimci siyasetin birçok kadrosu ve savaşçısı IŞİD çeteleri ve işgalci Türk devletine karşı mücadele de ölümsüzleşmiştir.

Bu mücadele geleneğin mirası çok değerli ve önemli bir mirastır. Bugün çetelerin yenilgisi ve Rojava Devrimi’nin zaferi, bölge halklarının etrafına kurulan karanlık kuşatmayı kıracaktır. Faşist Erdoğan rejiminin işgal planının başarısızlığı onun çözülme sürecini hızlandıracaktır. Bu sebepten Türkiye işçi sınıfı ve emekçilerde var olan hoşnutsuzluk faşist iktidarın yaşayacağı askeri başarısızlıkla birlikte daha güçlü bir şekilde ifade olanağı bulacaktır. Devrimcilere düşen görev Rojava Devrimi’yle enterasyonalist dayanışmayı yükseltmek ve faşist Erdoğan’ın IŞİD artığı HTŞ ve SMİ üzerinden yürüttüğü işgal politikalarındaki maskesini düşürmek olmalıdır. Erdoğan’ın maskesi düşürülmeli ve emekçilere gerçekler anlatılarak iktidarın kurduğu yalan atmosferini dağıtmalıyız. Erdoğan ve Bahçeli cenahı erken zafer naraları atıyorlar. Rojava Devrimi ve Kürt halkının özgürlük mücadelesi onların işgal politikalarına karşı direnmeye devam ediyor.

Gelişmelerin ışığında Türkiye’de ve Avrupa’da faşist iktidarı teşhir ederek Rojava Devrimi’nin yalnız bırakmamak kritik bir öneme sahiptir. Türkiyeli ve Kürdistanlı devrimciler olarak tarihsel bir sınavla karşı karşıyayız. İşgalcilerin başarısızlığı ve yenilgisi Kürt halkının özgürlük mücadelesinde yeni kazanımlar yaratacaktır. Aynı zamanda Türkiye devrimci hareketi açısından da iktidarın zayıfladığı ve devrimci muhalefetin güçlendiği bir atmosfer yaratacaktır.

Aziz Güler’in, Ulaş Bayraktaroğlu’nun, Gökhan Taşyakan’ın, Göze Altunöz’ün, Yasin Aydın’ın ve Partizan Amed’in daha birçok ölümsüz komünarın yoldaşları onların aziz hatıraların ardından bu hatıralara sahip çıkarak yürümeye devam etmektedir.

Faşist rejim, emperyalizm ve siyonizm ne planlarsa planlasın kazanan halkların özgürlük mücadelesi olacaktır. Gün faşizme karşı örgütlenme ve Rojava Devrimi’n etrafında toplanan karanlık bulutlara karşı halkların özgürlük fırtınasını yaratma günüdür.

Paylaşın