Kadın - LGBTİQ+

Giresun’da kadın katliamlarına karşı yürüyüş

Giresun Emek ve Demokrasi Platformu ve Giresun Kadın Meclisi, Trabzon’un Beşikdüzü ilçesinde ayrılma aşamasındaki Ali Somun tarafından katledilen Sinem Topaloğlu ve katledilen tüm kadınlar için yürüyüş düzenledi. Yürüyüşte, erkek şiddetinin önlenmesi için toplumsal zihniyet dönüşümü ve eşitlikçi politikaların hayata geçirilmesi çağrısı yapıldı.

Platform yürüyüş sonrası yaptığı açıklamada, kadın katliamlarının münferit olmadığını vurgulayarak; “Bugün Türkiye’de birçok kadın, daha önce suç işlemiş, ceza almış ya da hakkında uzaklaştırma kararı verilmiş erkekler tarafından katlediliyor. Kadınlar neden korunamıyorlar ve öldürülüyorlar? Mikro ilişkilerden devleti, yasa uygulayıcılarını, güvenlik güçlerini, medyayı ve diğer kurumları içine alan makro ilişkilere kadar, şiddeti üreten kültüre, zihniyetlere, alışkanlıklara, söylemlere ve ekonomik krize bakmak gerek” denildi.

Açıklamada, kadınlara atfedilen “fıtrat” kavramının eşitsizlikleri meşrulaştırdığına dikkat çekilerek, “Kadınların rolleri ve sorumluluklarının değişmez olduğu düşüncesi, onlara irade tanımamak demektir. Bu anlayış, erkeklerin kadınların iradelerine hükmetmesinin önünü açıyor. ‘Elinin hamuruyla erkek işine karışma’ sözü bu zihniyetin en bilinen yansımalarından biridir. Toplumsal cinsiyet, normların, söylemlerin ve alışkanlıkların bizleri kadın ve erkek olarak şekillendirmesidir” ifadelerine yer verildi.

Platform, iktidar ve bağlı kurumların kadınlara biçtiği rolün sınırlandırıcı ve baskıcı olduğunu belirterek şu görüşlere yer verdi: “Üç çocuk doğurun, sezaryen yapmayın, erken evlenin, ulu orta gülmeyin, hamileyken karnınızı göstermeyin, açık giyinmeyin… Kadınlara bolca namus, haya, edep dersleri veriliyor. Bu kavramlar yalnızca kadınlar için üretiliyor. Damgalama, iktidarın disipline etmeye yönelik bir eylemidir. Bu, sadece kadınlarla sınırlı kalmayan, muhalif olan herkesi susturma yöntemidir.”

Platform, Türkiye’de kadın haklarının tehlike altında olduğuna dikkat çekerek, “İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin ardından uluslararası çocuk hakları sözleşmelerine karşı da ciddi bir refleks var. Bu durum, laik yapıdan ve kadın-erkek eşitliği fikrinden rahatsızlığın göstergesidir. Kadın haklarında ilerleme ancak demokratik, laik bir hukuk devletinde mümkündür” dedi.

Kaynak: Evrensel

Paylaşın