Gündem

BM Güvenlik Konseyi Gazze tasarısını kabul etti

BM Güvenlik Konseyi, Gazze’de Barış Kurulu ve Uluslararası İstikrar Gücü kurulmasını öngören ABD tasarısını kabul etti. Tasarıya dair ortak açıklama yapan Filistinli direniş örgütleri, taslağın “Gazze Şeridi’nde uluslararası vesayeti ve İsrail yanlısı bir vizyonu dayatmayı” amaçladığına dikkat çekti.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), ABD’nin sunduğu ve Gazze’de Barış Kurulu oluşturulmasını, bölgeye Uluslararası İstikrar Gücü (ISF) konuşlandırılmasını öngören tasarıyı kabul etti. Yapılan oylamada 13 ülke tasarıya “evet” oyu verirken, Rusya ile Çin tasarıda “çekimser” oy kullandı.

Karar, Gazze’de geçici bir yönetimin kurulması ve uluslararası güçlerin bölgede görev yapmasına yetki verilmesini içeriyor.

Oylama öncesi konuşan ABD BM Daimi Temsilcisi Mike Waltz, tasarının Trump yönetiminin 20 maddelik Gazze planına dayandığını ve bölge ülkelerinin desteğini aldığını ileri sürdü. Waltz, Arap ülkelerini işaret ederek “Onlar kabul ediyorsa, kim karşı çıkabilir?” ifadeleriyle kararı savundu.

Kararda, Filistin Yönetimi’nin “reform programı” ve Gazze’nin yeniden inşasının belirli bir aşamaya gelmesi şartına bağlanan “devletleşme yol haritası” vurgulandı. Barış Kurulu’nun yetkisi 2027 sonuna kadar uzatıldı. Metinde, insani yardımların BM, Kızılhaç ve Kızılay üzerinden yürütüleceği, bölgenin “yeniden inşasında” Dünya Bankası ve diğer finans kuruluşlarının rol üstleneceği belirtildi.

Tasarıya ilişkin ortak açıklama yapan Filistinli direniş örgütleri, ABD karar taslağının “Gazze Şeridi’nde uluslararası vesayeti ve İsrail yanlısı bir vizyonu dayatmayı” amaçladığına dikkat çekti.

Ortak açıklamada, taslağın Gazze’nin yönetimi ve yeniden inşasının geniş yetkilere sahip ulus üstü bir uluslararası organa devredilmesini öngördüğü, bunun da Filistin ulusal karar alma mekanizmalarına yabancı müdahalenin önünü açacağı ve Filistinlilerin kendi kendini yönetme hakkını zayıflatacağı vurgulandı.

Gazze’nin silahsızlandırılmasının veya Filistin halkının direniş ve kendini savunma hakkının ihlalini içeren tüm unsurların reddedildiği vurgulanan açıklamada, silah meselesine ilişkin her tartışmanın “işgalin sona ermesini, devlet kurma sürecini ve Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını garanti altına alacak siyasi bir sürecin parçası olması gerektiği” belirtildi.

Açıklamada, karar taslağında önerilen uluslararası gücün rolü de eleştirilerek, bu tür bir yapının işgalle “doğrudan koordinasyon içinde işgale hizmet eden” bir mekanizmaya dönüşme riski taşıdığına dikkat çekildi.

Kaynak: Etha

Paylaşın