Gündem, Kadın - LGBTİQ+

KKB/KÖG: Kelebeklerin yaktığı direniş ateşini büyütelim

KKB/KÖG, Patriyarkal kapitalizme ve faşizme karşı “…Mirabel kardeşlerin yaktığı direniş ateşini harlamak, Sosyalist Feminist mücadelenin önüne çıkan tüm engelleri ve barikatları tek tek ezmek ve dağıtmak gerekiyor!” açıklaması yaptı.

65 yıl önce Dominik Cumhuriyeti’nde Trujillo Diktatörlüğü’ne, erkek-devlet şiddetine karşı “üç kelebek” yaktıkları direniş ateşi ile kanat çırparak ölümsüzleştiler. 65 yıl önce Patria, Minerva ve Maria Teressa kardeşlerin yaktığı direniş ateşini bugün dünyanın her tarafından; Kürdistan’dan İran’a, Rojava’dan Türkiye’ye kadınlar, yoksulluğa, savaşa, emek sömürüsüne karşı direnişi sokaklarda, fabrikalarda ve dağlarda daha da harlayarak yakmaya devam ediyor.

Patriyarkal kapitalizm ve faşizm, dünyanın her yerinde dün olduğu gibi bugün de beden politikalarıyla, emek sömürüsüyle, erkek-devlet şiddetiyle kendisini en çok kadınların üzerine basarak ayakta tutmaya çalışıyor. Patriyarka bir yandan kadınları eve hapsetmeye çalışırken, diğer yandan artarak devam eden ev içi emek sömürüsü, sistematikleşerek devam eden kadın cinayetleri, kadın, çocuk ve LGBTİ+’ların sistematik olarak açık hedef haline getirilmesiyle ezilenlere yönelik şiddette sınır tanımıyor.

AKP-MHP faşizmi, neoliberal muhafazakar politikalarıyla kadınların yaşam hakkını sürekli ürettiği patriyarkal kültür ve şiddetle daimi olarak tehdit eden, kadın emeği sömürüsünü yoğunlaştıran, kadınlara aile dışında yaşam alanı bırakmayan yapısıyla saldırılarını politik ve fiili olarak sürdürüyor. Doğrudan sermayenin temsilcisi iktidar tarafından devlet eliyle kadınlara karşı saldırılar, siyasal gericilik ve emek sömürüsü örgütleniyor, yeniden üretiliyor ve sürekli gündeme geliyor.

Aile Yılı Ölüm Yılı

Patriyarkanın bugünkü temsilcisi AKP-MHP iktidarı, 2025 yılını “aile yılı” olarak ilan etti. Aile yılı ilanının yansıması, kadınların hayatlarının hiçe sayılması, evliliği ve aileyi kutsaması, boşanmayı zorlaştırarak nafaka hakkının gasp edilmek istenmesi, kadınları eve hapsetme işine hız veren politikalar olarak yansıdı. Kadın cinayetlerinde geçmiş yıllara oranla artış olduğu, kadınların erkekler tarafından yaşamdan koparıldığı yakıcı gerçekliği bugün kadınların hayatlarında daha hissedilir durumdadır. İktidar temsilcilerinin sürekli dillerine doladıkları kadın düşmanı politikalar, son olarak Gülistan DOKU ve Rojin KABAİŞ’in katillerinin bizzat erkek devlet tarafından korunması, kadın katillerine erkek-devlet yargı tarafından verilen ödül gibi cezalarla kadın cinayetlerinin sayısı gün geçtikçe artıyor ve saldırılar bununla sınırlı değil.

Vahşi Kapitalizm Can Almaya Devam Ediyor

Bugün kadın emeği üzerindeki baskılar yaşamın her alanında daha güçlü bir şekilde hissedilmektedir. Kapitalizmin sömürü çarkları döndükçe en ağır bedeli yine emeğiyle, bedeniyle sömürülen kadınlar ödüyor. Esnek, güvencesiz, ucuz iş gücü olmaya zorlanarak bir şiddet sarmalına hapsediliyor. Yaşanan iş cinayetleri, kadın emeğinin üzerindeki kapitalist sömürü çarkının acımasızlığının kanıtıdır. Kadın işçiler, insanca olmayan çalışma koşullarında çalışmaya mecbur bırakılarak adeta katliama davetiye çıkarılmaktadır. Son olarak 8 Kasım’da Kocaeli Dilovası’nda kaçak parfüm imalathanesinde gerçekleşen iş cinayetinde katledilen kadın ve çocuk işçiler, 21. yüzyılda iş cinayetlerinin halen ne kadar yakıcı bir sorun olduğunu ispatlamaktadır. Dilovası’ndaki katliam, yıllardır işçinin can güvenliğini maliyet kalemi olarak gören, çocuk emeğini sömürü aracı haline getiren, denetim mekanizmalarını bilerek işlemez hale getiren vahşi kapitalist düzenin sonucudur. Bir taraftan milyarlık saraylardan halka “sabır” dilenenler, diğer tarafta erkek-devlet iktidarı tarafından şiddete, tacize, tecavüze uğrayan ve katledilen kadınlar var.

Tüm bu saldırılara karşı yıllardır patriyarkal kapitalizme, yoksulluğa, faşizme direnen kadınların yaktığı direniş ateşi, dünyanın farklı yerlerinde; Rojava’dan Türkiye’ye yoksulluğa, işgale, emek ve beden sömürüsüne karşı mücadeleleri yükselmeye devam ediyor. Kadınlar ilmek ilmek direnişi örmeye devam ediyor. Bugün bizler için yaşadığımız yeryüzünü adeta bir cehenneme çevirmeye çalışanlara, tüm yaşam alanlarımıza, haklarımıza ve binbir bedelle var ettiğimiz kazanımlarımıza saldıran faşist iktidarın bu kuşatmasını kırma görevi düşüyor. Bu kuşatma karşısında direnmek, varlığımızı ve kazanımlarımızı korumaya çalışmaktan öte, patriyarkal kapitalizme karşı çemberin dışına çıkmayı, caydırıcı olmayı, bizi sıkıştırmaya çalıştıkları alanların ötesini zorlamayı mecbur kılıyor. Saldırıyı beklemeden saldırmak, korunmaya kitlenmeden taarruzu başlatmak, Mirabel kardeşlerin yaktığı direniş ateşini harlamak, Sosyalist Feminist mücadelenin önüne çıkan tüm engelleri ve barikatları tek tek ezmek ve dağıtmak gerekiyor!

Kadın Komünarlar Birliği olarak tüm kadınlara çağrımızdır; patriyarkal kapitalizme ve faşizme karşı direnişi büyütmeye devam edelim! Oyunun dışına çıkalım, sınırların ötesine geçelim! Sesimizin ulaştığı herkesi patriyarkal kapitalizme karşı sosyalist feminist mücadeleye, direnişe, örgütlenmeye ve eyleme çağırıyoruz!

Kadın Komünarlar Birliği / Kadın Özgürlük Gücü

25 Kasım 2025

Paylaşın