20. kattan şüpheli bir şekilde düşerek, yaşamını yitiren 23 yaşındaki Şule Çet davasının Ankara 31’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davasının 3’üncü duruşması bugün görülmeye başlandı.
Duruşma öncesinde Adliye önünde buluşan kadın örgütleri “Bir kişi daha eksilmeyeceğiz” diyerek basın açıklaması yaptı. Kadınlar tarafından yapılan açıklamada, “Bu dava çalışan kadınların maruz kaldığı şiddetin nasıl ölüme kadar varabildiğini ve zanlılar patron olduğunda asıl yargılananın emekçiler olduğunu gösteriyor” denildi.
Açıklamanın ardından başlayan duruşma Çağatay Aksu ve Berk Akand’ın gecikmeli olarak getirilmesiyle başladı.
Adli tıp uzmanlarının hazırladığı rapor sunuldu. Rapora göre Şule’nin tırnak altında Berk Akand’ın DNA’sının bulunduğu tespit edildiği ve bunun sadece sert bir müdahaleyle oluşabileceği kaydedildi. Çet’in avukatı tanığa, “Özellikle tırnak içinde dna, tokalaşma, halay çekme ile geçer mi?” diye sordu. Tanık: “Tırnak içine yalnızca tırmalama ve sert müdahale ile geçer. Tokalaşma ile ancak avuç içine DNA geçer.” diye yanıtladı.
Mersin Üniversitesi’nden bilirkişi heyeti Çet’in tecavüze uğradığı yönünde kanıtlar olduğunu belirterek “Şule’nin boyun kemiğindeki kırık biçimi daha çok elle boğmada görülen bir kırıktır” dedi. Çet’in avukatı tanığa, “Özellikle tırnak içinde dna, tokalaşma, halay çekme ile geçer mi?” diye sordu. Tanık: “Tırnak içine yalnızca tırmalama ve sert müdahale ile geçer. Tokalaşma ile ancak avuç içine DNA geçer.” diye yanıtladı.
Sanık Berk Akand’ın avukatı “Tırnak altı dokuları incelenmemiştir. Ayrıca sanıklarda hiç bir yaralanma yoktur. Adli tıp uzmanı Hakan Kar: “Tırnak altında doku olması için görünür yaralanma olması gerekmez. Ayrıca raporda inceleme mevcut” dedi.
Duruşma devam ediyor…
