Avrupa Demokratik Güç Birliği (ADGB) Frankfurt’ta yaptığı toplantı sonrası yayımladığı açıklamada birlikte mücadeleyi büyütme çağrısı yaptı.
ABD’de polis tarafından katledilen George Floyd, Türkiye’de Kürtçe müzik dinlediği için katledilen Barış Çakan, 160 gündür kayıp olan Gülistan Doku, İşgalci Türk Ordusunun bombardımanında hayatını yitiren Kürt devrimci Kasım Ergin’i saygıyla anarak başlayan açıklamada yaşanan saldırılar kınandı.
Ağustos ayında Avrupa çapında bir konferans toplamayı kararlaştıran ADGB Avrupa’daki örgütlülüğü derinleştirmek, yaygınlaştırmak ve güçlendirmek için bütün demokrasi güçlerini Ağurtos’ta planlanan konferansı birlikte örgütlemeye ve mücadeleyi birlikte büyütmeye davet ettiğini açıkladı.
Açıklamada ayrıca Halkların Demokratik Partisi’nin “Demokratik Mücadele Yürüyüşü” kararını faşizme karşı mücadelede çok önemli bir karar olduğu belirtilerek yapılacak yürüyüş selamlandı.
Hapishanelerde yaşanan hak ihlalerine ve açlık grevindeki avukatlara dikkat çeken ADGB mücadeleyi sahiplendiğini belirtti.
Açıklamanın devamında ise şunlar vurgulandı;
”ABD’de başlayan ve tüm dünyaya yayılan polis/devlet şiddeti ve ırkçılık karşıtı eylemler kapitalizme ve neoliberalizme karşı öfkenin de dışavurumu durumda. ADGB olarak ırkçılık karşıtı eylemleri destekliyor ve bu eylemlerin anti kapitalist, ekolojist ve antipatriarkal bir eksene oturması için mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz. Ayrıca bu vesileyle bir kez daha, ırkçılığın sadece ABD ve siyahilerle sınırlı bir durum olmadığını, Avrupa’dan Türkiye’ye devlet mekanizmalarına sinmiş ve devlet tarafından desteklenen sivil faşistlerce de uygulanan bir ırkçılıkla karşı karşıya olduğumuzu hatırlatıyoruz. Ayrıca, Türkiye’de Kürt halkına ve Suriyeli göçmenlere yönelik çok boyutlu ırkçı saldırılara da özel olarak dikkat çekiyoruz.
İşçi sınıfının enternasyonal dayanışmasını ve mücadelesini yükseltelim
Pandemi sürecinde bütün devletler “sürü bağışıklığı” sistemine geçmiş durumda. Sürecin ne yönde gelişeceği belirli olmasa da sistem oluşan tepkiyi, başını Neonazilerin, ırkçı hareketlerin, aşırı sağcı örgütlerin çektiği “aşı karşıtı /komplo teorici” yaklaşımlara sıkıştırmaya çabalıyor. ADGB olarak halklarımızı bu tür halk düşmanı, bilimsellikten uzak, ezilenlerin ve emekçilerin büyük bedeller ödeyerek kazandığı toplum sağlığı uygulamalarını kriminalize eden yaklaşımlara pirim ve izin vermemeye çağırıyoruz. Bulunduğumuz yerellerde bu tür ırkçı girişimleri mahkum etmeli, zayıflatmalı ve mümkünse gelişmesine izin vermemeliyiz.
Sermaye hem genel krizini hem de pandemi sürecini dünya işçi sınıfı üzerindeki sömürüyü arttırmak için bir fırsata ve yeni bir saldırı sürecine çevirdi. Bunun karşısında işçi sınıfının sürece karşılık verebilecek mücadele yol, yöntem ve programları geliştirmek için işçi sınıfının enternasyonal dayanışmasını ve mücadelesini yükseltmeye çağırıyoruz.
Pandemi sürecinde daha da artan kadına yönelik erkek şiddeti, tacizi ve çocuk istismarına karşı mücadelenin yükünün sadece kadınlara bırakılamayacağına dikkat çekiyor, her yerde erkek ve devlet şiddetine karşı mücadeleyi acil olarak büyütmenin önemini vurguluyoruz.
Dört parça Kürdistan’daki kuşatmayı, Rojava ve Güney’deki operasyonlar, Kuzeyde Kürt kadın dernekleri ve oluşumlarına yönelik tutuklama ve yasaklamalar dikkate alındığında Türkiye, bölge devletleri ve bölgedeki emperyalist güçlerin topyekun olarak Kürt Halk örgütlülüğüne ve kazanımlarına saldırdığına dikkat çekiyoruz. Bu saldırıya karşı Kürt halkının, onun öncü ve örgütlü güçlerinin yanında olduğumuzu belirtiyor ve önümüzdeki süreçte Kürt Halkının dört parçada da kendi kaderini tayin etme mücadelesinin yanında olduğumuzu vurguluyoruz.”