Gündem

Gebze’de hasta tutsaklar revire bile çıkarılmıyor

Hapishanelerde hak ihlalleri devam ediyor. Gebze Kadın Kapalı Hapishanesi’nde hasta tutsakların yaşadıkları tutsaklara yönelik baskı politikalarını bir kez daha gözler önüne serdi.

MA’da yer alan habere göre Gebze Hapishanesi’nde yaşananları aktaran Besê Özer, tutukluların tedavilerinin yapılmadığı gibi revire dahi çıkartılmadıklarını söyledi.   Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 1996 yılında JİTEM üyeleri tarafından gözaltına alınan Besê Özer, Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde yapılan yargılama sonucu müebbet hapis cezası aldı. 23 yıldır tutuklu bulunan Özer, Gebze Cezaevi’nde yaşanan hak ihlallerini ailesi aracılığıyla aktardı.

  Kanser hastalarının durumu kritik 

Zeynet Özdemir kendisini arayan ablasının koronavirüs (Kovid-19) salgını ile birlikte hak ihlallerinde artış yaşandığını aktardığını belirtti. Özdemir şöyle devam etti; “Hasta tutukluların tedavi edilmediğini, doktorların cezaevine gelmediğini, hasta tutukluların revire götürmediklerini, kanser hastası olan arkadaşlarının durumunun kötü olduğunu söyledi. Bunların yanı sıra 4 haftadır idareden yetkilileri göremediklerini var olan sorunları konuşmak için muhatap bulamadıklarını söyledi.”  

Tutuklular tecrit ediliyor

 Ablasının Kitap ve gazetelerin kendilerine verilmediği  gibi tutukluların tecrit koşullarında tutulduklarını da aktardığını belirten Özdemir, “Havalandırma ve koğuşlar arası sohbet tümden engellenmiş durumda. Bir tek telefon ile görüşmeye gittiklerinde bir birleri ile karşılaşıyorlar. Mektuplar verilmiyor. Koronavirüse ilişkin herhangi bir önlem yok. Koğuşlarda dezenfekte edilmemiş. Sadece yetkililerin bulundukları bölgelerde dezenfekte edildi. Kantinde tüm ürünlere yüzde 50 oranından bir zam yapılmış. Özelikle temizlik malzemeleri çok pahalı bir şekilde satılıyor” diye konuştu. 

 Onların sesi olalım

Yaşananlardan dolayı kaygılı olduklarını kaydeden Özdemir, “Cezaevindekilerin sesi olmalıyız. Endişeliyiz. Sivil toplum, insan hakları örgütleri de cezaevlerine ses olmalı. Biz onların dışarıdaki sesiyiz. Ses ne kadar gür çıksa baskı ve zulüm o kadar az olur” dedi. 

Paylaşın