Kadın - LGBTİQ+

Kadın Özgürlük Gücü: Bu bir var olma kavgası, yaşasın 8 Mart!

Kadın Özgürlük Gücü, resmi sosyal medya hesapları aracılığı ile, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne ilişkin bir açıklama yayımladı.

Açıklama, hayatın içinde farklı varoluş tarzlarıyla kadınların selamlanmasıyla başlıyor. Türkiye’deki kadınların faşizm ile sınandığı, iktidarın sokaklara ve evlere girdiği belirtiliyor. Savaşa hayır diyenlerin ve iktidara karşı savaşanların yoğun bir baskıya maruz kaldığının ifade edildiği bildiri, Bütün kadınları var olma savaşının bayrağını açmaya çağırıyoruz!” sözüyle son buluyor.

Yayımlanan açıklamanın tam metni ise şöyle:

BU BİR VAR OLMA KAVGASI, YAŞASIN 8 MART!
Gün doğmadan yola koyulanlara, makina başındakilere,
Hevesleri, nefesleri boğazında kalanlara, çocukluğunu doğuranlara,
Saçları dağılmış, yüzleri yanmış, yaralanmış, onuru yerle bir edilmişlere,
Eli tetikte olanlara, direnenlere, parça parça edilmişlere,
Aç olanımıza, acı içinde olanımıza, öfke ve gurur içinde olanımıza,
Ve ölümsüzlerimize,  
Selam olsun!
İşgal tecavüzdür, katliamdır,
İşgal ediliyoruz!
Türkiye’de kadınlar faşizmle sınanıyor.
Bir halkı katletmeyi kafasına koymuşların sivil erkek ordusu fethetmek üzere geliyor üstümüze. Afrin’de çocukları öldürenler, her sahte zaferlerinde daha büyük saldırıyorlar. Afrin’de katliam yapanlar, kanlı elleriyle dokunuyorlar bize..
İktidar sokaklara, evlere giriyor.
Milyonlarca Erdoğan, sahte güçlerini Türkiyeli ve Kürdistanlı kadınlardan çıkarıyor. Fetvalardan alıyorlar tecavüz talimatlarını. Kahvelerde, sokaklarda, faşistlerin olduğu her yerde nasıl dövülürüz, nasıl öldürülürüz, caiz tecavüz ve caiz taciz nasıl yapılır konuşuluyor. Oralardan başlıyor saçımızdan tutmalar, bacaklarımızı kırmalar.. Hele ki “savaşa hayır!” diyorsanız yahut savaşıyorsanız onlara karşı, her türlü işkence düşünülüyor, üretiliyor, küfre dönüşüyor, toplumsallaşıyor, meşrulaşıyor.
Hepimiz tutsağız!
Bir büyük hapishanenin içindeyiz. Her gün sorgudayız. Kameraları, gözleri bizleri izliyor. Cenazesine işkence edilen onurumuz Barin’i göstermiyorlar. AKP ve çeteleri Afrin’de kız kardeşlerimizi parça parça ediyor, içeride onlarca yerimizden bıçaklıyorlar. Bu büyük hapishanede açlıktan, işsizlikten ölümün kıyısına gelmişiz, bir yandan da her gün onlarca öldürülüyoruz. Yüzlerce anne her gün gencecik öldürülen kızları için “adaletin” kapılarında akıllarını yitiriyorlar, göremiyoruz. Hücre hücre ayrılmışız, birbirimizin sesini duyamıyoruz.  
Biz bu dünyanın gözünde faşizmin ve işgalle birlikte en üst düzeye varan erkek egemenliğinin altında ezilmeye çalışılan Türkiyeli ve Kürdistanlı kadınlarız. Hepimiz savaşın bir parçasıyız, hepimiz dünya tarihine yazılacak bir kara lekenin kurbanı sayılıyoruz.
Bu 8 Mart, bize çiçek değil, koca bir ülkenin içine zincirlenmiş Türkiyeli ve Kürdistanlı kadınların alev alev yandığı bir 8 Mart.
Öyle kolay yanmayacağız!
Yangınımız isyan olsun.
İdil olsun, Zahide, Cemre olsun, Barin, Avesta olsun.
Özgürlüğümüz için, onurumuz için,
İşgale, kadın cinayetlerine, yoksulluğa karşı
Faşizmi ve erkek egemenliğini yok etmek için,
Bütün kadınları var olma savaşının bayrağını açmaya çağırıyoruz!
Faşizmi yeneceğiz!
Özgürlüğümüzü alacağız!
Yaşasın Kadınların Kurtuluşu!
Yaşasın 8 Mart!
KADIN ÖZGÜRLÜK GÜCÜ
8 MART 2018
   

Paylaşın