Musa Piroğlu: “Bu saldırıyı yapan polis, bu güvenini cezasızlıktan alıyor. Bu güveni Diyarbakır’dan, Hakkari’den, Van’dan, tecavüz edilen çocuğa tecavüz eden kişinin serbest bırakılmasından helikopterden insanları atan kişilere bir şey yapılmamasından kazandı.”
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili ve Devrimci Parti Fahri Danışmanı Musa Piroğlu ile 22 Kasım’da yaşanılanları ve HDP kapatılsın çağrılarını konuştuk.
Öncelikle 22 Kasım günü size yapılan saldırıyı ve bütünlüklü olarak yıllar geçtikçe artan polis şiddetini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dün meydana gelen saldırı Türkiye’de devlet terörünün nereye kadar dayandığının açık göstergesidir. Engelli bir milletvekili bilinçli ve kasıtlı bir şekilde emniyet amirinin fiziksel bir müdahalesiyle yere devrildim ve bununla yetinmeyip zorla arabaya konuldum. Yanımda refakat eden kişi de tartaklanarak gözaltına alındı. Bu hıncın, hoyratlığın ve pervasızlığın geldiği noktayı gösterir.
Aynı zamanda bu hoyratlığın arkasındaki cezasızlık politikasını da gösterir. Basının, herkesin gözü önünde bu kadar açık bir alanda, İstanbul’un göbeğinde bu saldırıyı yapabiliyorsa polis, bunun cezasız kalacağına dair güvenci olduğu içindir. Bu güveni Diyarbakır’dan, Hakkari’den, Van’dan kazandı. Tecavüz edilen çocuğa tecavüz eden kişinin serbest bırakılmasından kazandı. İnsanları helikopterden atanlara bir şey yapılmamasından kazandı. Kürt halkına karşı saldırı yürütürken, işçilere karşı saldırı yürütürken bunun devlet nezdinde cezasız kalmasından kazandı.
Aynı cezasızlık politikası kadın cinayetlerinde erkekleri, aynı cezasızlık politikası çocuklara tecavüz olayında tecavüzcüleri korumaya devam ediyor ve ne yazık ki, devlet topluma karşı şiddette bir sınır tanımamazlıkla yürümeye devam ediyor. Dün de bu sınırın nereye dayanmış olduğunu göstermiş oldu.
Son süreçte HDP Milletvekillerine yönelik fezlekeler veriliyor. Bahçeli’nin ise bu dönemde ‘HDP Kapatılsın’ çağrısı oldu ve hemen ardından ise Leyla Güven’e 22 yıl hapis verilerek tutuklandı. Siz bu sürece politik olarak nasıl bakıyorsunuz?
Siyasal iktidar bir varoluş kavgası veriyor. Ayakta kalmak için bütün gücüyle denize düşen bir insanın yanındaki herkesin boğazına sarılması gibi çevresindeki her şeye ve herkese saldırarak tutunmaya çalışıyor. Hem ekonomik kriz hem sosyal kriz hem uluslararası anlamda meydana gelen ve içeride artık derinleşen siyasal kriz iktidarın var olduğu şekliyle kendi varlığını yürütme imkanlarını daraltmış durumda. Bu noktada, azınlığa düşen her iktidar gibi var olan iktidar da baskı aygıtını öne çıkararak ayakta kalmaya çalışıyor.
Temel politikası; toplumsal muhalefeti parçalamak, toplamsal muhalefet örgütlerini sindirmek, teslim almak ya da dağıtmak ve kendi karşısında direnebilecek bütün güçleri ortadan kaldırmaktır. Bu noktada HDP’ye yönelik her saldırı aslında bu ülkeye, bu iktidarın giydirmek istediği o karanlık gömleğin örülmesinden, dikilmesinden başka bir anlama gelmiyor. İktidar HDP’ye saldırarak toplumsal muhalefeti parçalamaya, toplumsal muhalefeti sindirmeye çalışıyor. Gerek Leyla Güven’e yönelik tutuklama gerek milletvekillerine fezleke verilmesi gerekse dünkü saldırı aslında Devlet Bahçeli’nin açıklamalarından, Alaattin Çakıcı’nın açıklamalarından bağımsız değildir. HDP Milletvekillerine bu kadar hoyratça ve açıkça yapılan saldırı aslında tüm halk iradesinin, seçilmiş tüm milletvekillerinin bu ülkede iktidar dışında herkesin bu saldırıya açık hale geldiğinin göstergesidir.
Türkiye toplumları, emekçi sınıfları, demokrasi güçleri artık şunun farkında varmak zorundadır; Türkiye demokrasisinin yolu Kürt sorunun demokratik çözümünden geçiyor. İktidar Kürt sorunundaki çözümsüzlük ve savaş politikalarını burada demokratik muhalefeti bastırmanın bir aracına çeviriyor. Bu yüzden saldırı artık HDP’ye yapılmıyor bu saldırı bütün toplumadır ve göğüslemesi gereken de toplumsal muhalefetin tamamı olmalıdır.
Ne Olmuştu?
22 Kasım günü Kadıköy’de Leyla Güven’in tutuklanmasını protesto etmek amacıyla eylem yapıldı. Eylemde çok sayıda kişi gözaltına alınırken HDP Milletvekili Musa Piroğlu, polis amirleri tarafından tekerlekli sandalyesi tekmelendi ve yere kasten düşürüldü.
UMUT GAZETESİ – Billur Aslan
