Dev-Genç’in 1969 yılında kurulmasının üzerinden yarım asırdan fazla bir süre geçti. Dev-Genç’in ülkemiz devrimci gençlik hareketine dair bıraktığı miras hala aynı devrimci güzergahı kullanmaktadır. Devrimci gençlik mücadelesinin o günden bugüne kadar olan sürecini bilmek ve hatta günümüzün birleşik mücadele yolunu aydınlatmak hem bir kopuşu hem de geçmişte kalan ve devrimci olan her şeyi sahiplenmek gerekmektedir. Dev-Genç, bıraktığı mirası itibariyle hala dillere destan hala bugüne içkindir. Bugünün gençlik mücadelesi üstüne çöken bir sis perdesini aralamaya çalışırken hem birleşik gençlik mücadelesinin yapısını hem de pratiklerini günün devrimci kopuşu anlayışı içinde ararken Dev-Genç’i de bugün de anlamlandırmak zaruri oluyor. Bu sebeple bu hem bir metafor hem de gerçekliğe ilişkin veriler olacaktır.
Dev-Genç’in FKF’den devamla ilerlediği çizgi kendi yarattığı ve öncülük ettiği karakterin kabına sığmaması esasına dayanarak kendi mücadele çizgisini daha fazla öne taşımasıydı. Bu, ülke tarihinde devrimci gençlik öznelerinin ilk defa kendi iradeleriyle bir yapıyı komünist öznelerle dolup taşırmasına olanak sağladı. Bu süreç kimileri için bilinçli olmasa da – öyle olduğunu kabul etsek bile- en genel anlamıyla strateji ve taktik iradeyi yönetme gücünü oluşturan örgütsel yapının inşaasıydı. Bu sebeple Dev-Genç, bugünün birleşik mücadele gücünün hem kitlesellik hem de militanlık yönüyle günün ihtiyaçları çerçevesinde benzer bir rotada oluşunun göstergesini yansıtmaktadır.
Dünden bugüne egemenlerin ve özelinde günümüzün AKP-MHP faşist ittifakının gençlik mücadelesine ve hatta en genel anlamıyla gençliğe saldırıları bir şekliyle fiziki olurken diğer yanını eşit oranda ideolojik saldırılar oluşturmaktadır. Bugüne taşınan miras birleşik gençlik mücadelesi ile sokakta öncüleşirken, günün öncüsünün eskiye öykünmesi – bu da yine tarihsel mirasla kanıtlanmıştır ki- onu masa başı muhalefetçilikten asla koparamaz. ‘68 ve Dev-Genç’e öykünmek demek sokak pratiklerini kendisi için ‘sonunu düşünmeyen’ değil, egemenler için ‘sonunu düşünmesi’ gereken tarzda ve anlayışta olmalıdır. Peki bu nedir ve Dev-Genç’le bunun bağı ne anlam taşır ?
Kısaca şöyle diyerek başlamakta fayda var; Dev-Genç kitleselleşirken ve militanlaşırken ikisinin arasına kesin bir farklılık çizgileri koymadı. Komer’in arabasının yakılmasıyla, 6.Filo’nun denize dökülmesiyle verebileceğimiz en başat birkaç örnek bir ‘galeyan’ değildir. Kendisini sürekli aşan ve aşmaktan korkmayan bir realitenin düpedüz varlığıdır. Bir kopuşun o niceliksel birikim nitel sıçrama aşamasının iradi olarak nasıl örgütlendiğini bu örneklerde görmemek içten değildir. Çünkü ‘68’e denk düşen günlerde işçi sınıfı ve toplumsal mücadelenin yükselişi nasıl Dev-Genç’lileri daha kararlı kıldıysa ve hatta denilebilir ki onları bir gençlik örgütünden alıp tarih yazanlar sahnesine çektiyse, bunlar kendi kendisine bırakılan dönemler olmadı. Sürekli bir yerlerde ezilenler ve gençlik hareketleri sürekli birleşti, savaştı ve kazandı.
Gençliğin ve Sınıfın Birleşik Harekat Merkezleri
Bugünün birleşik gençlik mücadelesinin zemini ‘en geniş’ olma perspektifini kapsama hakkını elinde tutarken yine de bazı referansları göz ardı etmemelidir. Çünkü birleşik ve ‘bileşik’ kavramları devrimci düzlemde bir harfle ayrışmamaktadır. Bileşikliğin en geniş anlamı sadece bir eylem birliği için yan yana gelebilirken, birleşiklik ise FKF’den Dev-Genç’e evrilme sürecinin nedenleri gibi sıralanabilecek bir öne atılmanın sebeplerini içerir. Devrimci özne kavramı bu öne atılmayı kesintisizlik ile kopuşa kadar sürükleyecek bir iradi yürütmeyi örgütleyecek olandır.
‘68 kuşağının bu öne çıkışının devamı olan o dönemlerde kampüslerin devrimci önderlerimizin öncülüğünde eylem ve pratik merkez noktası olduğunu biliyoruz. Kampüsler ve işçi fabrikaları birbiriyle iç içe geçmiş bir eylem-harekat merkezi idiler. Bunu sağlayan güç militan gençlik mücadelesinin strateji/taktik somutlarının sokağa nasıl yansıdığıyla alakalıdır. Yani 6.Filo, Komer’in arabası, üniversite işgalleri vs. bu eylemlerin niteliği bütün toplumsal dinamikleri birleştirmiştir.
Dev-Genç’in gençlik mücadelesinde ivmesi inmeyen bir mevzi olması sisteme karşı militanlık mücadelesini zihinlerde örgütlemeyi başarmış bir deneyimdir. Bu deneyimin kitlelerin devrimci enerjisini sistem dışından sistemi kuşatan bir güce dönüşmesinin realitesi, doğru eylem pratikleriyle gerçekleşmiştir. Bunun doğal sonucu olarak da Dev-Genç kurucu bir güçtür, birleşik mücadelenin gençlik mevzisidir.
Dev-Genç’i kendi içinde birleşik kılan olgu işçilerin ve diğer ezilenlerin mücadelesiyle birleşmesinin yanında kendi içinde, ilerleyen süreçlerde görüleceği üzere, başta Deniz, İbo, Mahir’in devrimci öncülüklerinin birleşik hale gelmesini göreceğiz. Hatta bu anlayış birbiri için can vermeye kadar gidecek sürecin de ideolojik tohumlarını ekmiştir. Velhasıl, biraz daha açarsak başta İstanbul ve Ankara’nın bazı üniversitelerinin ve örgütlenmelerinin kendilerinden bağımsız olarak ama temel bir perspektifte birleşimi de buna örnek olarak sunulabilir. Burada vermeye çalıştığımız örneklerin bazıları bugünden bakılınca birleşik mücadelenin ‘farklı’ olduğu hissiyatını uyandırabilir ama gözden kaçırılmaması gereken o dönemin hem böyle tartışmalarının olmaması hem de Dev-Genç’in yürütücülüğünde bir öncülüğün varlığıdır. O dönem farklı fikir ve anlayışların esasında Dev-Genç’i büyütme aklıyla hareket etmesi ‘devrimci birleşik merkez kurmaylığı’ gibidir.
Gençlik Hareketinin Sorunları ve Birleşik Mücadelenin Cevapları
Bugünün gençlik mücadele sorunları üzerine hala epeyce şey yazılabilir. Bazı noktaları irdelemek faydalı olacaktır. Kitleselleşmek ile militanlığı karşı karşıya getirmek, kadrolaşmak ile öncüleşmeyi kopuşsuz ele almak vs. her biri diğerinin tercihiymiş gibi yapılan seçimler gençlik mücadelesinde neredeyse Dev-Genç kadar eskidir. Çünkü kitleselleşme ‘kaygısı’nın merkezine konulan bir mücadele anında militanlığın saf dışı bırakılması gibi genel bir akıl kendisini var etmektedir. Halbuki, Dev-Genç’in özellikle ilk mücadele yıllarında giriştiği kavga, kendisini ‘budaktan sakınmasını salık veren’ TİP anlayışına karşı da bir çıkışın adıydı. Belki de Dev-Genç bu nasihatlara denk bir irade gösterseydi bugün ne o bir birleşik mücadele çatısı olurdu ne de onun mirası bugüne taşınırdı. Burada yaşanılan en önemli gösterge verili bir anda devrimci öncülük çıtasının bilimsel bir anlayışla buluşmasıdır. O zamanın iktidar ve devleti devrimci mücadeleye dair çizdiği sınırları kabul ettiremedikçe, kopuş ve atılımların kaçınılmazlığı belirleyici bir irade gücü ortaya çıkarmıştır. Militanlık ve kitleselleşme birbiriyle tamamen aynı paralelde ilerlemektedir. Biri artarken diğerinin azalması gibi bir olgu toplumsal mücadele tarihinde ender görülebilecek istisnalardır. Yapılması gerekenin yapıldığı bir ortam devrimcidir ve kitleselleşmeye mahkumdur. Bugünün verileriyle konuşacak olursak; Boğaziçi Direnişi’ni var eden ve büyüten ‘efsun’, faşizmin saldırıları karşısında taktik düzeyde bilinçli olmayan ama egemenlerin taktiklerini bozan militanlık süreğenleşen bir kitlesellik yakalamıştır. Devletin kayyum rektör ataması gündemi üzerinden gelişen süreç devrimcileşen gençliğin gündemi belirlemesiyle devam etmektedir. Boğaziçi’nde devletin üzerine yürünmeseydi böyle bir devrimcileşme hali yaşanamayacaktı. Bu yüzden birleşik gençlik mücadelesi böylesi bir tartışmayı tarihsel referans ve günümüz taktikleri bağlamında ideolojik/pratik olarak var etme iradesi göstermiştir.
Faşist iktidarın gençliği ideolojik ve siyasal baskılama yöntemi olarak özellikle üniversitelerde ve liselerde yürüttüğü tepeden inme politikaların uygulayıcıları olan başta sivil faşist unsurları bu politikaların takipçileridir. Üniversite rektörleri ve bir takım faşist temsilciler aracılığıyla gençliğin önce yan yana gelmesi ve devamında ise özgürleştirmemek için politik özne haline gelmesini şiddetle engelleyici saldırılar üretmektedir. Bu nokta faşist iktidar ve gençliğin örgütlenme zeminlerinin karşı karşıya gelişinde niteliksel bir değişim yaratmaktadır artık. Geçmişin devrimci birleşik eylem merkezi olan kampüsler-sokaklar bugün başta üniversite gençliğinin dışarıdan içeriye girmeye çalıştığı yerler konumundadır. Gençlik kendi alanlarına yabancılaştırıldıkça bu ‘yeni statükoya’ karşı da bileylenmektedir. Bu sebeple niteliksel değişim olgusu faşist rejime karşı özgürlük şiarını rehber edinenlerin istekleriyle örtüşmektedir. Çünkü gençlik kitlelerinin bütün alanlarda yaşadığı sıkışmışlık anlık öfke patlamalarıyla ortaya çıksa da ona öncülük edecek olan gücün öne çıkması şartı vardır.
Artık bütün bu sorunlara çözüm üretecek yegane güç artık vardır; gençliğin birleşik mücadelesi. Birleşik mücadele gençliğinin gereksindiği ruhu Dev-Genç’te aramak ama güncel mücadele pratiğini de kurucu önderlik perspektifiyle kesintisiz hamlelerle geliştirmek gerekmektedir. Yalın ve net bir stratejinin günlük pratik hamlelerinin kitleleri devrimcileştiren ve faşizmin politikalarının güdümünden çıkaran hattı birleşik gençlik mücadelesi ile sağlanacaktır. Yasalcılığa teslimiyeti reddeden ve kendi programatik görüşlerini hayata geçirmekte ustalıkla bir yönetim kuran birleşik gençlik mücadelesi hem genel devrimci mücadeleye hem de özelde gençlik mücadelesine çok önemli kazanımlar katacaktır.
Faşizmi Yıkmak Özgürlüğe Ulaşmak
Birleşik gençlik mücadelesinin kuruluş kodları güncel mayasıyla oluşmuş ve geçmişinin de aslında böyle bir mirasla kurulduğunu bilmemiz bir kesintisizlik sağlamaktadır. Geçmişin militan mücadelesinin ‘71 devrimci atılımı ile doğrudan devleti ve sermayeyi hedeflemeye başlamasıyla gençlik kitlelerinin yaşadığı politik özneleşme devletin onlar üzerinde ki taktiksel olarak belirleyen olma halini de kırmıştır. Bugünün birleşik gençlik mücadelesinin kesintisiz devrimci taarruzu da en önemli karşılığını egemenlerin taktiksel olarak belirleyen olma halini kıracak güçtedir. En genel tespitler ışığında bakılırsa; gençliğin, özellikle yakın geçmişimizin mücadele tarihinde en önemli eksikliği devrimci ideolojik-pratik önderliğinin yoksunluğudur. Bu süre boyunca gençliğin devrimci öznesi bu önderlik pozisyonuna kendisini evirememişken sistemin saldırıları sonucu bir takım belli başlı yanlış mücadele anlayışları ortaya çıktı. Kendisini sistemin çizdiği sınırlar içine hapseden ve sadece muhalefetçi bir çizgi üzerinden güncel aktüel politika yorumlaması yapan bu anlayış artık mahkum olmaktadır. Bu sebeple gençliğin devrimci öznesi ve öncüsü haline gelecek olan birleşik mücadele yapısının tereddütsüz öne atılması gerekiyor. Özellikle ideolojik söylemin izdüşümü olan pratiklerin ayrışması şartını öne sürmek gerekmektedir. Bir itiraz geliştiremediğimiz ölçüde birleşik gençlik mücadelesi istediği hedeflerin altında kalacaktır. Ayrıca, faşizmi yıkma ve özgürlüğü kazanma iddiası birleşik gençlik mücadelesi için genel birleşik devrimci mücadelenin ihtiyaçları doğrultusunda kendisini sınıf ve diğer ezilenlerle bir araya getirme perspektifine sahip olursa anlam kazanır. Dev-Genç’lilerin üniversiteler kapatılınca şehir merkezlerinde ve köylerde işçi sınıfı ve köylülerle birlikte çalışıp onları politikleştirmeleri – hatta onlardan da öğrenmeleri- devrimci eylem ve fikirlerinde yenilikler yaratmıştır. Bugünün bir diğer ihtiyacı da birleşik gençlik mücadelesini büyütmek olduğu kadar onu yaparken de gençliğin militan bir yaratıcılık geliştirmesidir.
“Hiçbir yerdeyken her yerde olmak” felsefesinin geniş kitlelerde yer bulması için bugünden örgütlenmesi gereken “ciddiyet ve asabiyetin” sorusu, “gerçekten, sistemi yıkmak için sistemli mi hareket ediyoruz?” olmalıdır. Kadrolarını doğru konumlandırabilen, cesareti her alanda örgütleyen bir birleşik gençlik mücadelesi faşizmi yıkacak ve özgürlüğü kazanacak olan bir örgütlenmeyi bugünden merkezi olarak planlayacaktır. Devrimci eylemin gücünü örgütlülüğe dönüştürecek olan birleşik gençlik mücadelesi devrim ve sosyalizmin yıkılmaz dinamik kalesi olacaktır. Bu sebeple de faşizme karşı mücadelede yapacaklarının sınırı yoktur.
Devrimci Politika Dergisi’nden alınmıştır

 
             
                     
                     
                     
                                             
                                         
                                         
                                        