Her gün giderek artan mülteci düşmanlığı ve ırkçılıkla ilgili Devrimci İşçiler yazılı bir açıklama yayınladı. Açıklamada, işgal ve savaşların bir sonucu olan mültecilik durumunun sorumluları mülteciler değil, kendi zenginleşmeleri için bu savaşları planlayıp başlatanların olduğu belirtilirken “mülteciliğin bir iç sorun haline gelmesinin sorumluları da mülteciler değil, mültecileri siyasi iktidarları ve ekonomik çıkarları için bir araç olarak kullananlarla onları siyasi çıkarları doğrultusunda düşmanlaştıranlardır” denildi.
Açıklamanın tam hali şöyle:
Son haftalarda ülkenin toplumsal ve siyasal gündeminde önemli bir yer tutan ve tutmaya da devam edecek olan mültecilerle ilgili Devrimci Partili İşçiler’in tutumu, sorunun mülteciler değil, “mültecilik” olduğu yönündedir. AKP hükümetinin de destekçisi ve temsilcisi olduğu küresel sermaye, uzun zamandır dünyanın birçok yerinde işgalci ve sömürgeci savaşlar yürütmekte, bu savaşları da “beka”, “demokrasi taşıma”, “insani müdahale”, “sınır güvenliği”, “milli çıkarlar” kılıfları altında meşrulaştırmaya çalışmaktadır. Ancak yürütülen bu savaşlar, işgal edilen ve sömürülen ülkelerin her açıdan yıkımıyla, yer altı ve yer üstü zenginliklerinin yağmalanmasıyla, güvenlik ve refah umutlarıyla başta çevre ülkeler olmak üzere diğer ülkelere göçlerle sonuçlanmaktadır.
Bu işgal ve savaşların bir sonucu olan mültecilik durumunun sorumluları mülteciler değil, kendi zenginleşmeleri için bu savaşları planlayıp başlatanlardır. Benzer biçimde mülteciliğin bir iç sorun haline gelmesinin sorumluları da mülteciler değil, mültecileri siyasi iktidarları ve ekonomik çıkarları için bir araç olarak kullananlarla onları siyasi çıkarları doğrultusunda düşmanlaştıranlardır.
Devrimci Partili İşçiler, mültecilerin büyük bir bölümünün ülkemiz işçi sınıfının diğer üyeleri gibi zor şartlar altında ulusal ve küresel sermaye tarafından sömürüldüğünün, onların işçi sınıfının üyeleri olduğunun ve esas düşmanın tüm bu savaşların ve toplumsal çatışmanın sebebi olan sermaye ve onun kitlelere yaydığı burjuva ideolojisinin tüccarları olduğunun bilincindedir. Yanlış hedeflere odaklanmak, etrafımıza kazılan çukura kör kalmaktır ve sermaye bu körlükten beslenir. Doğru bir zafer ancak doğru hedeflerle gelir ve hedefimiz, sermayenin ve temsilcisi olan tüm partilerin engellemelerine ve provokasyonlarına rağmen işçi sınıfının birliğini sağlayarak iktidara yürümektir.
