Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında çıkarılan 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile getirilen “Taşeron düzenlemesi” sonrası yapılan “Güvenlik soruşturması” gerekçesiyle Ege Üniversitesi’ndeki işlerinden olan işçilerin Rektörlük önünde başlattıkları eylem devam ediyor. 73 gündür eylemde olan işçilere, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonuna (DİSK) bağlı Öğrenci Gençlik Sendikası (Genç-Sen) üyeleri KESK , TMMOB üyeleri ile CHP İzmir milletvekili adayı Kani Beko, HDP İstanbul milletvekili adayı Erkan Baş, HDP İzmir milletvekili adayları Murat Çepni, Yalçın Yanık ve Can Alaygut da destek verdi. İşçilerin haklı bir direniş ve mücadele gösterdiğini ifade eden Alayurt, “Taşeronlaştırma, güvencesiz çalışma şartlarının, KHK ve OHAL uygulamalarını ortadan kaldırılması için çalışmalarının devam edeceğini 24 Haziran seçimlerinin önemi bir kez daha anlaşılıyor” dedi. Genç-Sen “Ülkenin geleceği olan gençler olarak işçi sınıfı mücadelesinin her zaman yanındayız. Direnen Ege Üniversitesi işçisi yalnız değildir!” dedi.
DİSK üyeleri, 15- 16 Haziran işçi eylemlerinin yıl dönümünde, yarım gün süreyle iş bıraktı. İşçilerin koşulsuz kadrolu ve güvenceli olarak istihdamının sağlanmasını isteyen DİSK üyeleri, Bornova metro durağı önünde toplandı. DİSK üyesi işçiler, Ege Üniversitesi’nde güvenlik gerekçesiyle kadro alamayan ve işten çıkarılan işçilere destek vermek için buradan Rektörlük binası önüne kadar yürüdü. ’15- 16 Haziran ruhu ile güzel günlere yürüyoruz’ pankartı ile yürüyen işçiler; ‘İş ekmek yoksa barış da yok’, ‘Kadro dediniz işimizden ettiniz’, ‘Zafer direnen emekçinin olacak’ sloganları attı.
Rektörlük binası önüne geldiklerinde açıklama yapan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, şunları söyledi:
“İKTİDAR TÜRKİYE’Yİ İŞÇİ HAKLARININ EN KÖTÜ OLDUĞU 10 ÜLKE ARASINA SOKTU”
“Türkiye’yi işçilerin haklarının en kötü olduğu 10 ülke arasına sokan iktidar, hedeflediği rejim değişikliğini bir an önce hayata geçirebilmek için baskın seçim kararı almıştır. OHAL’den istifade ederek, grevlerin yasaklandığı, sendikal hak ve özgürlüklerin gasbedildiği, imza toplamaktan meydanlara çıkmaya kadar her türden hak arama yönteminin baskı altında alındığı, mahkemelere başvurma hakkının bile kısıtlandığı bir ortamda işçi sınıfının çalışma ve yaşam koşullarını korumak ve geliştirmek oldukça zorlaştırılmıştır. 24 Haziran 2018, cumhuriyet tarihinin kader anıdır. Unutulmamalıdır ki demokrasi, işçinin ekmeğidir ve tüm haklarımınız tek bir kişinin keyfiyetine teslim edildiği bir düzene demokrasi denmez. Böylesi bir düzende işçilerin hakları savunmak ve geliştirmek daha da zorlaşır. 15- 16 Haziran 1970’de tek tip sendika dayatmasını durduran işçiler, 2018 Haziran’ında dayatılan rejimi durduracaktır.”