2014 yılında MEB tarafından düzenlenen Milli Eğitim Şurası kararlarını protesto eden Dev-Lis üyelerine 7 yıl sonra bugün görülen karar duruşmasında “ertelemeli” hapis cezası verildi.
“O tarihte olmayan örgütün propagandası”
İstanbul 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi 2020/26 Esas sayılı dosyanın bugün görülen karar duruşmasında, eylem tarihinde 18 yaşından küçük üç (3) liseliye B.B.D, M.C.B ve O.A’ ya “2911 sayılı yasaya muhalefet ve örgüt propagandası” yapmaktan 1 yıl hapis cezası verilmesine, indirim hükümlerinin uygulanması ile 6 ay 20 güne düşen hapis cezasının ertelenmesine karar verildi.
2014 yılında İstanbul Fatih Cağaloğlu İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde “Eşit parasız bilimsel anadilde eğitim için, Şuursuz eğtime karşı maskeleri takıyoruz, başkaldırıyoruz” ve “Milli eğitim şurası kararlarını kabul etmiyoruz, şuursuz eğitim sistemine başkaldırıyoruz – Dev Lis” yazılı pankart açarak basın açıklaması yapan liselilere Devrimci Komünarlar Partisi (DKP) – Birleşik Özgürlük Güçleri (BÖG) isimli örgütün propagandasını yapmaktan hazırlanan savcılık mütalasına göre ceza verildi.
Açık kaynak taramalarında DKP/BÖG isimli partinin 2016 yılında kurulduğu, eylemin ise 2014 yılında gerçekleşmesine rağmen o tarihte varlığı vuku bulmamış, adı bile konulmamış örgütün ismiyle propaganda yapıldığı ve o tarihte olmayan bir örgütün güdümünde olduğu hükmünü veren mahkeme yargıda yeni bir çığır açtı.
“Uydurdum hukuğu”
Aynı kararda açılan pankartların üzerinde “Eşit parasız bilimsel anadilde eğitim için, Şuursuz eğtime karşı maskeleri takıyoruz, başkaldırıyoruz” ve “Milli eğitim şurası kararlarını kabul etmiyoruz, şuursuz eğitim sistemine başkaldırıyoruz – Dev Lis” yazılı olduğu belirtilen iddianameye rağmen bir önceki duruşmada sanıkların ellerinde tutukları pankart ve dövizlerde “Devrimci Komünarlar Partisi” ve Birleşik Özgürlük Güçleri” yazılı olduğu iddia edilerek kayda geçirildi.
“Bu bir hukusuzluk değil, faşizm hukuğudur”
Gazetemize konuşan Dev-Lis üyesi İlker Yener “Bu bir hukuksuzluk değil, faşizm hukuğudur” dedi. “Artık bu bir kanaat, yorumlama yanlışlığı değil, düpe düz baştan aşağıya uydurulmuş bir hukuktur. Mahkemelerde savunmanın anlamsızlaştığı bir dönem yaşıyoruz. Polis tarafından resmi çekilmiş, kameraya alınmış, tutanaklar tutularak dosyalanmış pankart üzerinde yazılan yazıları, alfabeyi herşeyi yok sayan bir yargı ile yüz yüzeyiz. Mahkeme heyetinin okur-yazar olduğu şaibeli. Hatta 2014 yılının 2016 yılından daha eski olduğunu dahi bilmiyor olabilir. Bu bile bir kez daha bu eğitim sistemine başkaldarmamız gerektiğinin örneği.” ifadelerini kullandı.