Berlin Barış Koordinasyonu tarafından “Rusya İçin Barış Ülkemiz İçin Barıştır” çağrısıyla düzenlenen eylemde Ukrayna krizine ilişkin barış çağrılarında bulunuldu.
Berlin Barış Koordinasyonu tarafından “Rusya İçin Barış Ülkemiz İçin Barıştır” çağrısıyla düzenlenen eylemde Ukrayna krizine ilişkin barış çağrılarında bulunuldu. Berlin’de Brandenburg Kapısı önünde gerçekleşen eyleme Alman Komünist Partisi (DKP), Sol Parti (Die Linke) ve çeşitli antifaşist örgütler katılım gösterdi. Eylemde “NATO dışarı!”, “Yeniden Faşizme ve Diktatörlüğe Hayır!”, “NATO devletlerinin savaş rotasını durdurun!” gibi dövizler göze çarptı.
Sol Parti milletvekili ve Dış Politika Sözcüsü Sevim Dağdelen ana konuşmacı olarak katıldığı eylemde ABD ve NATO’nun Rusya’nın Ukrayna’yı işgal edeceğine dair ürettiği propagandadan ve geçmişte ABD’nin işgalcilik tarihinde 1 milyondan fazla insanın ölümüne sebebiyet verdiğinden bahsetti ve şunları ekledi: “Medya Rusya’nın saldırganlığı ve işgal edeceği hakkında yalan söylüyor. Bu gerçekleşmediği takdirde şunları diyecekler: Evet çünkü biz zamanında söyledik. Ruslar cesaret edemedi. Bu saçmalığa gerçekten kim inanmalı?”
Eylemin organizasyonunu sağlayan Berlin Barış Koordinasyonu’nun eyleme çağrı metninde şunlar söylendi:
“Rusya yıllardır uluslararası problemlerin çözülmesi için NATO, ABD, AB ve Almanya ile işbirliği tekliflerinde bulunuyor. Buna karşılık Rusya sınırında tehdit, yaptırım, askeri yığınak hazırlama politikası izlenmeye devam ediyor. Rusya NATO’nun sınırlarına yakınlaşmamaktadır, aksine önceden verilmiş güvencelerin aksine NATO Rusya sınırlarına ilerlemiştir.
Ukrayna hükümeti NATO üyeliği istiyor. NATO bu isteği yerine getirirse, Rusya’ya karşı sürdürülen kuşatma daha da ilerleyecektir. Rusya buna izin vermek istemeyecektir, izin veremeyecektir ve haklı olarak tehdit altında hissetmektedir. Bu nedenle Rusya, NATO’dan Ukrayna’nın dahil olma talebini reddetmesini talep ediyor.
Batı saldırı ittifakı, Rusya’nın söylediği kırmızı çizgilere ulaştı: Buraya kadar ve daha fazlası olamaz. Rusya Federasyonu bu nedenle ABD ve NATO’dan gerilime son vermek ve iki tarafın da silahsızlanma ve yumuşama yolunu sağlamak adına yasal olarak bağlayıcı garantileri talep eden bir anlaşma önerisi sundu. Bu bizim ülkemizde de anlayışla karşılanmalı ve hükümetimizin Rusya’nın talep ettiği güvenceleri desteklemesi gerekmektedir.
Fakat buna karşılık önde gelen NATO üyeleri Rusya’ya karşı sürdürülen ajitasyonu kışkırtmakta, yalanlar üretmekte ve bir savaş tehdidini kanıksatmaya çalışmaktadır. Buna Almanya’daki politikacılar ve medya da alet olmaktadır. Ukrayna’daki çatışmanın barışçıl bir yolla çözülmesinin önünü açacak Minsk Anlaşması’nın içeriği sistematik olarak çarpıtılmaktadır. Rusya ve Fransa’nın garantörlüğü dışında Almanya’nın da bu anlaşmanın garantörü olduğu gerçeği göz ardı edilmektedir. Alman Hükümeti bu anlaşmayı başından beri sabote eden Ukrayna Hükümetini anlaşmaya uyması için zorlamak yerine, siyasi, mali ve askeri desteğini uluslararası anlaşmaların uygulanmasını engellemektedir.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgal edeceğine dair paniğin alevlendirilmesi, Afganistan felaketinden sonra NATO’nun varoluşunun tekrar haklı gösterilmesine hizmet etmektedir. Evet, Rusya kendi topraklarına asker sevk etmektedir ve bu onun meşru hakkıdır. Ortaya konan “Rus yığınağı” korkutması, Kiev için bile fazla ileriye gitmiştir. Bunlara rağmen savaş propagandası tüm hızıyla devam etmekte ve tüm dünya için tehlikeli bir durum olmaktadır.
Gerginliğin azaltılması ve ABD ve AB tarafından yoksullaştırılmış ülkenin silahlandırılması durdurmak bugünün gereğidir. Minsk Anlaşmalarının ve anlaşma taslağının uygulanması yalnızca şuaınki çalkantılı sürece çözüm değildir. Rusya’nın talepleri, dünyadaki karşılıklı barışçıl ilişkilerin güçlendirmesine de yöneliktir. Barış hareketi olarak uzun süredir uğrunda çabaladığımız amaçlar için çözüm adımlarıdır.
Biz anlaşma taslağının dayandığı “bölünmez güvenlik” kavramını, NATO’nun doğuya genişlemesine son verilmesi taleplerini ve uluslararası anlaşmazlıkların Birleşmiş Milletler Genel Şartı temelinde barışçıl şekilde çözülmesini destekliyoruz.
Aşağıda sıralandığı üzere NATO ülkeleri ve Rusya için geçerli olması gereken, Rusya tarafından teklif edilen güvenlik anlaşmasını destekliyoruz:
– Kendi toprakları dışında veya bu silahların karşı ülke topraklarındaki hedeflere saldırabileceği alanlarda füzelerin olmaması
– Kendi ülkeleri dışına herhangi bir nükleer silah yerleştirmemek. Bu aynı zamanda ABD nükleer silahlarının Almanya’dan da çekilmesi anlamına gelmektedir
– Rusya sınırında herhangi bir NATO askeri manevrasının bulunmaması, aynı zamanda NATO sınırlarında herhangi bir Rus manevrasının olmaması
– Ağır bombardıman uçakları ve savaş gemilerinin sınırlardan uzak durması’
Medyanın savaş çığırtkanlığına ve NATO’nun saldırganlık politikasına son! Silahsızlanma ve Rusya ile barış!”
