HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Ankara İl Örgütünün 4.Olağan Kongresinde gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Ankara 4. Olağan Kongresinde yaptığı konuşmada gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Sancar, şunları söyledi:
Değerli arkadaşlar, sevgili yoldaşlar, kıymetli konuklarımız hepiniz hoş geldiniz. Hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum. Şimdi HDP zamanıdır, Ankara’da da HDP zamanıdır. Türkiye’de de HDP zamanıdır. Neden Ankara’da HDP zamanıdır, çünkü değişimin başlayacağı en önemli merkezlerden biri Ankara’dır. Ankara devletin asık suratlı, zalim gri rengi ile tanınır ama biz Ankara’yı halkların alacağı şehir haline getireceğiz. O yüzden şimdi Ankara’da HDP zamanıdır. Yeni bir başlangıç ve inşa yolunda şimdi Ankara’da HDP zamanıdır. Ankara grisinin yerine Fransız devriminin üç rengi ile bütün renkleri bir araya getirmek için şimdi Ankara’da HDP zamanıdır.
Ben 17 Eylül 1980’de Ankara Hukuk Fakültesi’ne kayıt oldum. Cebeci Kampüsünün etrafı panzerlerle çevriliydi. Ankara’nın sokaklarında gri karaya dönüşmüştü. Askeri darbenin etkisi biraz gözlerden kayboldu yıllar içinde. O kara biraz griye döndü. Ankara esasen devletin o asık suratlı gri rengiyle bütün topluma baktı. Ama biz biliyoruz Ankara bu renkten ibaret değildir. Ankara özgürlüğün mavisi, eşitliğin beyazı, sınıf mücadelesinin ve dayanışmanın kızılını da içeriyor. İşte biz bütün bunları bir araya getirmek için şimdi HDP zamanıdır diyoruz. Bu ülkeye gökkuşağı renginde bir yaşam armağan etmek için Türkiye’de de HDP zamanıdır. Birleşerek, ortak mücadele ile bu ceberut düzeni, bu tekçiliği savunan aklı ve zihniyeti değiştirmek için yollardayız.
Sizlerle, bütün bedel ödeyen ve cezaevindeki yoldaşlarla birlikte şimdi değişimi başlatmak zamanıdır. Ankara’nın üç katmanı olduğunu 1930’ların o İçişleri Bakanı Şükrü Kaya, söylüyordu. Gecekondular Ankara’sına 3. Ankara diyordu, yani üçüncü dünya. Yani mahrum, yoksul ve yoksun Ankara. Ankara’yı inşa eden o gecekonduları da ortaya çıkan 3. Ankara’ydı. Ankara’nın merkezi, devlet daireleri, iktidarın binaları 3. Ankara’nın omuzlarında yükseldi. İkinci Ankara memurlar, bürokratlar Ankara’sı. Bir tür orta sınıftı ama şimdi o da kalmadı. Memurlar bürokratların büyük kısmı da artık 3. Ankara. Kaderleri 3 Ankara ile birleşmiştir. Herkesin kurtuluşu artık ortak mücadeleden geçmektedir. Bir tek birinci Ankara var, karşılarında bütün toplumsal kesimleri kapsayan koca bir Ankara var. O Ankara emekçinin, yoksulun, halkların farklı inançların Ankara’sıdır. burada bir tek merkez kaldı, birinci Ankara yani o da Saray’dır, onun etrafıdır. Onlar bütün ülkeye Ankara başta olmak üzere bütün memlekete hükmetmek istiyorlar. Renkleri teke indirmek istiyorlar. Bütün kaynakları kendilerine ve yandaşlarına peşkeş çekmek istiyorlar. Bütün diğer halklara, ezilenlere reva gördükleri yoksulluk ve sefalettir. İşte bunu değiştirmek için şimdi HDP zamanıdır diyoruz.
8 Mart’ta kadın mücadelesinin görkemli şölenlerini, kararlığını gördük. Yolumuzu açan o güçlü yürüyüşü hep birlikte yaşadık. Ardından Newroz geldi. Newroz’da milyonlar meydanları doldurdu. Newroz’da milyonların bir araya gelmesinde asıl meselenin ne olduğunu anlamayanlar bir kez daha dinlesinler. 8 Mart’tan Newroz’a özgürlük, eşitlik, adalet, barış iradesi geliyor. Newroz’da meydanlar irademizi asla terk etmeyiz, boynumuzu eğmeyiz, yürüyüşümüzden vaz geçmeyiz dediler. Kürt sorununda demokratik çözüm ve barış için ne gerekiyorsa yapacağız, bu hedeften bir milim şaşmayacağız dediler. Şimdi önümüzde 1 Mayıs var. 8 Mart, Newroz’la buluştu, Newroz’da buluşan o büyük dereler şimdi 1 Mayıs’a akacak. İşte ekmek ve özgürlük, adalet ve demokrasi dediğimiz şey bu. 8 Mart’ın Newroz’un ve 1 Mayıs’ın kardeşliğidir. Bunları birleştireceğiz. Bunları birleştirince bu değişimi durdurmaya kimsenin gücü yetmeyecektir.
Devrimci gençliğin mirası bugün bir sahiplenme, bir canlandırma bekliyor diyen Sancar sözlerine şu şekilde sürdürdü:
Bunun adı 3. yoldur. Bu yol tekrar söylüyorum, demokratik ve sosyal cumhuriyete giden yoldur. Bu yol halkların özgürlüğüne, inançların eşitliğine giden yoldur. Ankara’da devrimci gençliğin büyük bedellerle yarattığı miras bugün bir sahiplenme, bir canlandırma bekliyor. Gençliği bezdiren, umutsuzluğa sevk eden, ülkeden kaçma planları yapmaya mecbur eden bu düzeni değiştireceğiz. Gençlerle değiştireceğiz, gençler değiştirecek. Ankara’nın bu ruhunu bu dönem hep birlikte canlandırma zamanıdır. O nedenle HDP zamanıdır diyoruz. Hem Ankara’da hem Türkiye’de HDP zamanı, değişim zamanı, yeniden başlangıç zamanıdır. Umutsuzluğa yer yok. Madem adlarını andık şairlerimizden bir iki dize okuyalım. Karanfil Sokağı Ahmet Arif’in en sevdiğim şiirlerindendir:
Kavuşmak ilmindeyiz bütün fasıllar,
Ray, asfalt, şose, makadam,
Benim sarp yolum, patikam,
Toros, anti-toros ve asi fırat,
Tütün, pamuk, buğday ovaları, çeltikler,
Vatanım boylu boyunca, Kar altındadır.
Biliyoruz kış uzun sürdü. Sadece mevsim olarak değil bu düzenin dayattığı zemheri de uzun sürdü. Ama devam ediyor Ahmed Arif. “Döğüşenler de vardır bu havalarda, El, ayak buz kesmiş, yürek cehennem.” İşte HDP, işte mücadele budur. El ayak buz kesse de yüreğimiz cehennem kadar sıcaktır. Bu cehennem ateşi bu ülkeye mutlaka hakların, emekçilerin, ezilenlerin cennetini yaşatacaktır. Kararlı inançlıyız. Baweriya me xurt e, têkoşîna me mezin e, riya me vekirî ye. Yolumuz açık olsun yoldaşlar. Hak yardımcımız, Hızır yoldaşımızdır.