24 Haziran sonrası “ŞIK” bir “TKP”
15 Temmuz sonrası OHAL ile birlikte yükselen faşizm koşullarının yarattığı hak ihlalleri, gözaltı ve tutuklamalar sadece ezilenlere yönelik bir seyirde kalmamış; AKP’nin çanağına kaşık tutmuşları da, aynı çanaktan yemek yiyenleri de içine almıştır. Ve AKP, onları bir kez daha kendi sürecine bağlamış, yeniden düzenlemiş ve düzenlemektedir. Orta hafif muhalefet ise bu durum karşısında ceketinin düğmelerini ilikleyerek, efendiliği bozmamıştır.(Seçim gecesi CHP ve Muharrem İnce’nin açıklamaları)
AKP’ye teslim olmadığını ifade eden bir grup sol-liberal takım açısından da durumlar çok farklı değildir. 24 Haziran gecesi rengini alan çaya adeta şeker olmaktadırlar. Faşizmin başta Kürt Özgürlük Hareketi ve ezilenlere yönelik yürüttüğü savaşı, yaşanan ekonomik krizi, ekmekten süte, doğalgaza yapılan zamları bir bütün yaşananların halklarda yarattığı tahribatı görmezden gelerek, AKP-MHP faşizmi sazın tellerine vurdukça, bu takım da oynamaya başlamaktadır.
PKK ile yürütülen savaşta, savaşı tırmandıran, barış sürecini bozan PKK imiş gibi savaşın gerçek nedenleri görmezden gelinerek son yapılan eylem ile ilgili “PKK’yi kınama” açıklamaları bunun somut örneğidir. Burada yola tuzaklanan patlayıcının patlaması sonucu araçta yer alan bir çocuk ve kadının hayatını kaybetmesi “ PKK kınamaları” ile vicdanları rahatlatmaz, ölümlerin durmasını, barışın gelişmesini sağlamaz, AKP-MHP faşizminin binlerce çocuk ve kadın cinayetini, katliamlarını konuşmadan PKK’ye karşı yapılan salvo ise demokratlığın dengesi olamaz.
Aralarında çıkar ortaklığı olan ABD ve Türkiye ilişkilerinde açığa çıkan bir sorunda ABD’nin İçişleri ve Adalet Bakanlıklarına yönelik yaptırım kararına karşı TKP’nin “HALK, AYAĞA KALK” çağrısı, devletten daha devletçi olma, faşizme yaranma girişimidir. TKP “Halk”ı Anti-Emperyalizm safsatalarıyla kendi teslimiyetçi ve ulusalcı karakterini, faşizmin gerici ve ulusal karakterine dayandırarak, ABD’ye karşı ayağa kalkmaya çağırmakla Anti-Emperyalist olamaz. Anti-Emperyalist olunmak isteniliyorsa Kürdistan’da, Filistin’de, Suriye’de emperyalizm var idi. Üzerinden çok geçmedi, Emperyalizm ve sömürgecilik Afrin’e girdiğinde, Türkiye’li sosyalistler Afrin cephelerindeydi, siz neredeydiniz. Anti- Emperyalist olunmak isteniliyorsa başta AKP-MHP faşizminin tüm emperyalist ilişkilerini teşhir etmek ve buna uygun mücadele yöntem ve araçlarının içerisinde yer almak gerekir, bunu deneyebilirler. Kuru laf, tükürük kurutur.
“ŞIK” bir “TKP” örneğini geç olmadan iyi kavramalıyız. Ahmet Şık ve sol olduğunu iddia eden kişilerin ve kurumların PKK açıklamaları, TKP’nin AKP-MHP faşizminin ABD’ye yaptırımlar karşısında bir kaç cümle değişikliği ile ortak imzaya kadar gidebileceği halk çağrısı 24 Haziran seçimlerinin bir gerçekliği, bir yansımasıdır. Bu gerçeklik ve yansımanın buluştuğu yer AKP-MHP faşizmine teslimiyet, kendi düzen sınırlarını aşamamaktır. 24 Haziran seçimlerinden sonra gelişen bu söylemlerin çemberinde kalan, bu tarz bir siyasi aklın, politik hattın; kendi yağında kavrulma, uzlaşma ve teslimiyet tezahürüdür.
Son olarak korkunun ecele faydası yoktur denir, doğrudur. Gelen gelmiştir, adı faşizmdir. Birçok sol sahnedeki gazete ve internet sitesinde de adı sıkça geçmektedir. Bugünden faşizme karşı siyasi, stratejik netliğini ortaya koyamayanların, ŞIK ve TKP’nin yarın faşizme karşı yükselecek savaş naralarının içerisindeki kalabalıkta, ağlama sesleri duyulmayacaktır.
Tufan Pir Keleş