Gündem

Gülten Kışanak Kobane Davası’nda konuştu: İddianame yok, senaryo var

Kobane Davası’nda söz alan tutuklu Gültan Kışanak, ‘Ortada bir iddianame yok, senaryo var’ diyerek ‘Biz kimi azmettirdik, failler nerede?’ diye sordu

IŞİD’in Kobanê saldırıları sırasında 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de bulunduğu 17’si tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası’nın 19’uncu duruşması 5’nci oturumuyla Sincan Cezaevi Kampüsü Duruşma Salonu’nda başladı.

Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi heyeti tarafından görülen davanın duruşmasında söz alan tutuklu Amed Büyükşehir Belediyesi eski Eşbaşkanı Gültan Kışanak Tahir Elçi’nin katledilmesine değinerek, “Hakikatin açığa çıkarılacağı karanlık bir dönemde katledilen önemli biridir” dedi.

Azmettirme iddiası yaratıldı

Bir buçuk yıldır Kobanê Davası altında bir yargılama furyası sürdüğünü dile getiren Kışanak, “Ortada bir iddianame yok, ortada çok kötü bir senaryo var. Birbiriyle anlamsız, kopuk bir metin vardı. Madem ‘azmettirme’ iddiası var, o zaman biz kimi azmettirdik, failler nerede? Failleri olmayan bir dosyada hayali bir ‘azmettirme’ iddiası yaratıldı” diye belirtti.

Hukuki sayılmaz

İddianamenin reddedilmesi gereken bir iddianame olduğunu ve kumpas olduğunun çok açık olduğuna dikkat çeken Kışanak, “Bu kadar gayri ciddi bir süreç olamaz. İddianame UYAP’a düştüğü anda MHP’lilerin hesaplarından gördük. Burada kimlerin bu kumpasın içerisinde olduğunu gördük. İşin içinde olanları söylememize rağmen dert eden yoktu tabi. İddianameyi kabul eden Bahtiyar Çolak’ın yargıda alengirli işler çevirerek, onun kendi iddiasıyla ‘ben devletin resmi işi zannettim’ diyen kişi bir çetenin lideri çıktı. Böyle bir çete üyesinin kabul ettiği iddianame hukuken sayılamaz” dedi.

Psikolojik baskı yaptınız

“Kimi azmettirmişim bunu söyleyeceksiniz ki bende savunmamı yapayım” diyen Kışanak, “Sizin diliniz bu iktidarın demokratik siyaseti bitirmenin diliyle aynı. Türkiye tarihinde bu kadar çok bilginin, evrakın milyon sayfaya uğradığı bir dava var mı? Bütün bu hal içerisinde gelen evrakları okuyorsunuz ki daha bize tebliğ edilmemiş evraklar oluyor. Mahkeme heyeti yargılananlara sürekli psikoloji baskı yaptınız, bizi psikolojik baskı altında tuttunuz. Her gün yeni yapılan hukuksuzluklarla mücadele etme gününe dönüştü” dedi.

Barış için mücadele ettim

Çözüm sürecine dair tanıklıklarını dile getiren Kışanak, “Türkiye ve halklar açısından en doğru olan özgürce, açık ve şeffaf bir biçimde 10 yıllık süreci konuşmaktır. Bu dava o süreci ortadan kaldırma davasıdır, sanki hiç öyle bir süreç yaşanmamış gibi bizi getirip buraya koydular. Dışarıda hala bir savaş süreci devam ediyor. Oysa barış mümkündü. Benim ve partimin görüşü çözüm yollarının tamamen kamuoyuna açık bir şekilde yürütülmesi yönündeydi. Bu sürecin tek tarafı biz değildik, iki tarafı olan PKK ve iktidardı. Onların da şeffaf olması gerekiyordu, nerede eksiklik yapıldı, daha nasıl yapabilirdik üzerine konuşulması gerekiyordu. Demokratik siyasette yer alan bir kadın siyasetçi olarak; kolaylaştıran, barışın toplumsal kamuoyunda oluşması için mücadele eden taraftaydım. Tarihsel sorumluluğum bunları açıklamakla sınırlı” şeklinde konuştu.

Çöktürme planı devreye konuldu

Sonraki sürece de değinen Kışanak, hükümetin kendilerini İmralı’ya götürdüklerini söyleyerek, tek amaçlarının Kürt sorununun çatışmadan çıkması olduğunu dile getirdi.

2014 yılında çözüm sürecinin tıkanılacağına dair sinyallerin geldiğini ifade eden Kışanak, “2014 yılının son MGK’sinde bütün boyutları açıklanmamış bir çöktürme planı kabul edildi. Bu stratejiyi hayata geçiren bir Cumhurbaşkanı bu defa yeni bir yola girdi. Halk olarak kaderimiz böyle, tepedeki kendi çıkarlarına göre nasıl bir yol buluyorsa o tarafa sevk edip istediği yolda yürüyor. Halkın çocuklarına da ölmek ve öldürmek dışında bir şey kalmıyor” dedi.

Kaynak: Yeni Yaşam Gazetesi

Paylaşın