Taşçı: ”Siyasi iktidarın doğal afeti nasıl bir toplu katliama dönüştürdüğünü gördük. İnsanlar arama kurtarma çalışmalarının yetersizliğinden kaynaklı enkaz altında bırakılıyor.”
Depremin 2. gününden itibaren birleşik güçlerle beraber deprem bölgesi Hatay’da bulunan Birleşik Devrimci Parti Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşçı’nın, deprem bölgesine dair aktarımları şöyle:
”Şuan deprem bölgesindeyiz. Bu açıklamayı Antakya’dan yapıyoruz. Depremin ardından 5 gün geçti, biz afet bölgesinde 4. günümüzdeyiz. Öncelikle deprem bölgelerinde hayatını kaybedenlerin yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz. Hepimize geçmiş olsun. Şuan bulunduğumuz bölge enkaz altındaki bir bölge. Hatay’ın Antakya, Belen ve Çekmece bölgelerinde bulunma olanağımız oldu. Ve bu bölgelerin tamamı için şunu söyleyebiliriz ki; siyasi iktidarın doğal afeti nasıl bir toplu katliama dönüştürdüğünü gözlerimizle gördük. Yaralılarımız, ölülerimiz arama kurtarma çalışmalarının yetersizliğinden kaynaklı enkaz altında bırakılıyor. Arama kurtarma çalışmaları yarıda bırakılıyor. AFAD depremin 4. gününde geldi, çok yetersiz sayıda arama kurtarma ekibi var ve ekipman yok, vinç yok. İş makineleri olabildiğince çalışma yürütmeye çalışıyor fakat bu iş makineleri de halkın kendi olanaklarıyla ulaştıkları iş makineleri. Biliyoruz ki devlet Hatay ve diğer deprem bölgelerinde imkan ve olanaklarını kullanmıyor; bizden aldıkları deprem vergilerini, sözde oluşturdukları bütçeleri, sözde yaptıkları açıklamalarının tamamımın nasıl buralarda yerle bir olduğunu, halkın gözünde hiçbir yere tekabül etmediğini görüyoruz. Halk isyan ediyor! AFAD çalışanları dahi organizasyonsuzluğa, koordinasyonsuzluğa ve ekipmansızlığa isyan ediyor.
Gittiğimiz her yerde karşılaştığımız tablo şöyle; 5-6 kişilik ekipler enkazın başına gidiyorlar ve ses almadıklarında geri dönüyorlar. Ölü insanları, nabızlarını yoklayıp enkaz altında bırakıyorlar. Çıkardıkları cenazeleri ailelerine verip doğrudan defnedin diyorlar ve kayıt yapmıyorlar. Buralarda işlettikleri rantçı politikalar nedeniyle şehrin tamamını enkaz altında bırakarak cinayet işledi. İzmir’de de aynı cinayeti gördük, daha önceki depremlerde de gördük. Resmi rakamlar 18 bin kayıp olduğunu not ediyor ama daha fazlasını gördüğümüzü söyleyebiliriz. Sokak köşelerinde, kaldırım taşları üzerinde düzinelerce yan yana dizilmiş cenazeler var. Yakınları yanlarında bekliyor, sadece hayvanlar tarafından cenazeleri yenmesin diye. Halk bu duruma mahkum edilmiş durumda. Getirilen çadırlar, yardımlar, erzak yardımları oldukça yetersiz. Biz şunu çok net ifade edelim, biz buraya dayanışma imkanlarımızla geldik. Halkların Demokratik Partisi, Halkların Demokratik Kongresi ve bileşeni olduğumuz tüm birleşik yapılarla birlikte tüm mücadele gücümüzle buradayız. Yetersiz olduğunun farkındayız ama burada olmaya devam edeceğiz. Bu enkazlardan çıkarabildiğimiz kadar arkadaşımızı çıkarmaya devam edeceğiz.
Tam arkamızda bulunan enkazların birinden, genel başkanımız Elif Torun Öneren 16 saatin sonunda halkın çabaları sonucunda çıkarıldı. Kızı Eylem Şafak Aydın hala enkaz altında. Az önce bile çalışmayı yarıda bırakıp gitmek istediler ve babası Orhan Aydın’ın çabaları sonucu çalışmaya devam etmek zorunda kaldılar. Ses duymadıklarını söylüyorlar, ölüme terk ediyorlar. Şuan bu enkazın altında Eylem Aydın dışında bir kii daha bulunuyor.
Armutlu’yu görme olanağımız oldu. Armutlu bir yıkım içerisinde ve tamamen kendi haline bırakılmış durumda. Tek bir ekip dahi girmemiş. Biz orada, insanların yıkılma tehlikesi olan enkazların altından tanıdıklarını, akrabalarını çıkarmaya çalıştıklarına tanık olduk. Çok net ifade ediyoruz; bütün olanaklarımızla ve gücümüzle yapılan tüm katliamların hesabını siyasi iktidardan soracağız. Siyasi iktidar da bunu çok iyi biliyor. İmkan olanaklarını savaşa ve sermayeye aktardığını iktidar da çok iyi biliyor. Buradayız ve olmaya da devam edeceğiz.”