Türkiye halkları bir kez daha cihatçı çeteler ve faşizmin saldırıları ile karşı karşıya. Leman dergisine yapılan polis baskını ve ardından gelen siyasal İslamcı güruhun yakma girişimi sadece bir mizah dergisine değil. Doğrudan düşünme, eleştirme ve direnme hakkına saldırı.
Bu saldırı emekçilerin, gençlerin, kadınların, sanatçıların ve her türden muhalif sesin sindirilmek istendiği; çürümüş ve çöküşteki rejimin korkusunun dışavurumu. Leman’ı hedef gösterenler, dünden bugüne şiddetten ve provokasyonlardan beslenenler.
2 Temmuz Madımak Katliamı’nın yıldönümüne iki gün kala yaşanan bu saldırı tesadüf değil. Aynı zihniyet, kirli eller, karanlık ideoloji yeniden sahneye çıkarıldı. O gün Sivas’ta sanatçılar yakılırken nasıl ki devlet “seyirci” değilse, bugün de Taksim’de polis faşist çetelere yol verdi. Bu doğrudan bir devlet organizasyonu.
İsrail’in işgalci katliamlarına karşı nutuk atıp harekete geçemeyen, Gazze’yi sahte ajitasyonlarla sömüren ikiyüzlü iktidarın destekçileri, mizaha, özgürlüğe, direnişe karşı ise bir anda “militan” kesiliyor. Çünkü aslında düşmanları Filistin’i işgal eden İsrail değil, bu topraklarda özgürlük isteyen halklar.
Aynı çetelerin Onur Yürüyüşü yapan LGBTi+ları da hedef alması kimlerin güdümünde ve icazeti ile saldırıya geçtiklerini gösteriyor. Polis, Taksim’de barış talep edenlere cop ve gazla saldırırken; kadınlara, LGBTi+, işçilere, öğrencilere barikat kurarken; bir avuç yobazın Leman’a saldırmasına göz yumuyorsa, bu doğrudan halkı tahrik etmek, kutuplaştırmak ve yeni bir provokasyon zemini yaratmak için. Bu ülkeyi yöneten iktidarın ayakta kalmak için şiddete, korkuya, yalana ve kirli oyunlara ihtiyacı vardır. Çünkü bu düzenin meşruiyeti kalmamıştır.
Ama biz buradayız. Bu halk susmayacak. Bu ülkenin devrimcileri, sosyalistleri, ilericileri, sanatçıları ve gençleri bu karanlığa teslim olmayacak. Devrimci Parti olarak çağrımız açıktır.
Tüm halkları, işçi sınıfını, gençliği, kadınları ve ezilen tüm kesimleri bu ikiyüzlü politikalara, bu cihatçı ve faşist saldırılara karşı örgütlü direnişe çağırıyoruz. Bugün Leman’a yapılan saldırı, yarın her özgür sese yapılacaktır. Buna karşı ancak birleşerek, sokakta olarak, örgütlenerek dur diyebiliriz. Faşizme ve siyasal İslama karşı mücadeleyi büyütelim. Sistemin provokasyonlarına karşı uyanık olalım. Özgürlüğü ve halkların birliğini savunalım. Geleceğimizi bu çürümüş düzene bırakmayalım.
