3 gün önce Batı Kudüs’te iki ayrı noktada yaşanan patlamalar sonrasında emperyalist Batı basınını bir kez daha “Arap terörizmi”, “Filistin terörizmi” manşetleri kapladı. Seçimlerden sonra henüz hükümetin kurulamadığı İsrail’de “Arap terörizmine” karşı mücadele için hükümetin hemen kurulması çağrıları yapıldı.Benyamin Netanyahu’nun kurmaya çalıştığı koalisyon hükümeti bileşenlerinden ötürü İsrail tarihinin gelmiş geçmiş “en aşırı sağ” yönelimlisi olacağı seçimler sonuçlandığından beri sık dile getiriliyor.
Peki durum gerçekten böyle mi?
İlk bakışta böyle görünüyor, mesela yeni hükümette Ulusal Güvenlik Bakanı olacağı açıklananItama Ben-Gvir daha önce Filistin halkına yönelik saldırılarından dolayı defalarca ceza almış tescilli bir faşist. Ben-Gvir özellikle 1994 yılında Batı Şeria’da İsraillibir faşistin camiye düzenlediği saldırıyla 29 Filistinliyi öldürmesinin ardından, evine o faşistin resmini asarak basına poz vermesiyle tanınıyor. O uzun yıllardır İsrail hükümetleriniçok sert eleştiriyor ve eleştirisinin temelinde, Filistinlilere karşı yeterince sert tutum alınmaması bulunuyor.
Yeni hükümette yerleşimlerden sorumlu bakanlığın BesalelSmotrich’e verilmesinin çok yüksek bir olasılık olduğu belirtiliyor. Smotrich Filistinlileri evlerinden ve topraklarından atan yerleşimcilerin en büyük savunucusu olarak tanınıyor. 2021 Ekim’inde parlamentoda yaptığı konuşmada, Arap milletvekillerine yönelik, “Yanlışlıkla buradasınız, Ben-Gurion’un işi bitirmemesi ve sizi 1948’de dışarı atmaması bir hata.” sözleri onun Siyonist etnik arındırma projesine sıkı sıkıya bağlı olduğunun önemli bir göstergesi olmuştu.
Smotrich yeni bir İntifada’nın başlaması durumunda nasıl bir politika izlenmesi gerektiği hakkında bir soruyu, “Taş atana mermiyle karşılık verilmeli.” şeklinde yanıtlamıştı. Bir İsrailli yerleşimcinin Filistinli bir ailenin evini yakması ve aileden 3 kişinin ölümüne yol açması üzerine açılan dava hakkında konuşan Smotrich, yerleşimciye açılan davanın “insan ve vatandaşlık haklarına ölümcül ve haksız bir saldırı” olduğunu söylemişti.
Netanyahu’nun sicili iyi biliniyor. Uzun yıllardır sıranın kendilerine gelmesini bekleyen bu faşistlerin de hükümette yer almasıyla birlikte Filistin halkına yönelik saldırılar artacaktır. İsrail’in Haaretz gazetesinin güvenlik editörü Amos Harel son gelişmeleri ele aldığı yazısında, Batı Şeria’da “tam gelişmiş bir isyan” tehlikesinden söz ediyor. Batı Şeria’da son birkaç yılda artan silahlı eylemlere dikkat çeken Harel, Filistin yönetiminin etkisizliğinin bu gelişmelere yol açtığını söylüyor.
Batı Kudüs’teki bombalı eylemden bir gece önce 2 Filistinli genç İsrail polisi tarafından katledilmişti. Filistinli gençlerin İsrail polisi tarafından katledilmesi sıradanlaşmış bir şey ve işbirlikçi Filistin yönetiminin tüm uyuşturma çabasına rağmen Filistin halkının Batı Şeria’daki direnişi son birkaç yılda yeni bir ivme kazandı. Geçtiğimiz bahar aylarından bu yana Batı Şeria’da 100 Filistinli genç İsrail polis ve askerleri tarafından katledildi ancak direniş gelişerek devam etti.
Batı Şeria’da gelişen direnişin esas olarak “Aslanların İni” adını taşıyan bir gençlik örgütü tarafından yürütüldüğü ve İsrail polisinin 1 yıldır bu örgüte yönelik sistematik bir kampanya yürüttüğü biliniyor. İsrail polisi bu kampanyaya “Dalgayı Kır” adını vermiş. “Arslanların İni” örgütünün El-Fetih, Hamas, İslami Cihat ve Filistin Halk Kurtuluş Cephesi taraftarı gençlerin ortak bir platformu olduğu ancak bu gruplardan bağımsız hareket ettiği iddia ediliyor.
“Arslanların İni” ilk kez İsrail polisi tarafından katledilen 2 kurucusunun cenaze töreninde 2 Eylül’de varlığını açıkladı. “Arslanların İni” Batı Şeria’da birkaç yıldır canlanan direnişin ürünü ve mücadelesiyle bu direniş ateşini büyütüyor. İsrail polisinin örgüte yönelik kampanyasına “Dalgayı Kır” adını vermesi, Batı Şeria’da gelişen yeni mücadele ve direniş sürecine işaret ediyor.
İsrail basınında yer alan haber ve yorumlarda ağırlıklı olarak, Batı Şeria’daki “yeni dalganın” üzerine kararlıkla gidilmesi, “terörizmin layık olduğu gibi muamele görmesi” çağrıları yer alıyor. Yeni hükümetin bu yönde adımlar atacağı kesin. Filistin halkının direnişi yok edilemez; zulüm ve işgal devam ettiği sürece halk direnişi Filistin’de kendini her koşulda yeni yaratmıştır ve yaratacaktır. AmosHarel’in “tam gelişmiş bir isyan tehlikesi” dediği şey Filistin halkının direniş iradesinin açığa çıkmaya başlamasıdır. “Arslanların İni” bu iradeden beslenmekte ve eylemleriyle bu iradeyi güçlendirmektedir.
