Marksizm ve sosyalizm, kimi zaman birbiri yerine kullanılır. Bu politik alanda olabilir; ama ucu bucağı belirsiz bir alanda yapıldığında işin içinden çıkılamaz. Marksizm; bilim, felsefe ve politikadan oluşan bir teori pratik bütünlüğüdür. Marks’ın kendi ifadesiyle, sosyalizm bir akım olmakla beraber ”kapitalizmden komünizme proletarya diktatörlüğü altında uzun bir geçiş sürecinin adıdır.” [Devamını Oku…]
Seçtiklerimiz
Seçtiklerimiz: Seçimleri HDP kazanacaktır (Aziz Tunç – Yeni Özgür Politika)
Erken seçimlerin yapılacağı bu süreç, sanılanın aksine önemli avantajlar barındıran bir süreçtir. Anlaşılan o ki Erdoğan, özellikle demokrasi güçlerini hazırlıksız yakalayarak, baskın bir seçimle istediği sonucu elde edebilmeyi hesaplamıştır. Ancak görünen o ki evdeki hesap çarşıya uymamaktadır. Elbette Erdoğan diktatörlüğünün ana hedefi durumunda olan Kürtlerin, Alevilerin ve tüm demokrasi güçlerinin [Devamını Oku…]
Seçtiklerimiz: Birinci Dünya Savaşı sırasında Ermenilerin kıyımı (Raymond Kévorkian – Başlangıç)
İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin Türk milletine dayalı bir ulus devlet inşası projesi, Türk olmayan unsurların dışarıda bırakılması fikrini zımnen öngörüyordu. Toprak kayıpları, özellikle Balkan Savaşlarında (1912-1913) alınan aşağılayıcı mağlubiyet, Jön Türk merkez-i umumisinin üyelerinin radikalleşmesine yol açtı ve kamuoyu nazarında Birinci Dünya Savaşı sırasında Rum ve Ermenilerin “cezalandırılmasını” mümkün kılan [Devamını Oku…]
M. Börklüce Efe yazdı: Yeni devrimci atılım dönemi ve hareketimizin güncel görevleri -II-
Daha öncesinde yaptığımız kriz tahlili ve güncel boyutlarına yönelik değinmelerimiz, toplumsal krizin ne kadar derinleştiğinin bir tarifi durumundadır. Bu tarifden hareketle belirttiğimiz gerileme dönemi bir bütünen sosyalist hareketin üzerinde yoğunluklu bir şekilde tesir etmektedir. Temel fizik kanunlarında dahi görüleceği üzere, herhangi bir hareketin tesirinden kurtulmak için ya o hareketin kaynağını [Devamını Oku…]
Seçtiklerimiz: İlk proleter partisi: Talih mi, tarih mi? (Kavel Alpaslan – Duvar)
“Zengin burjuvaların otellerinden, borsanın kirli salonlarından sonra, Friedrich, Alman siyasilerinin yoksulluğa mahkûm olarak sığındığı, Londra’nın kenar mahallelerine gitti. Joseph Moll, Karl Schapper, Heinrich Bauer onu dostça karşıladılar. Engels ilk defa gerçek proleter önderleri görüyordu. Onların yüksek zekâ seviyesi onda şok etkisi yarattı. Gerçi Friedrich’in yaptığı felsefi konuşmaya karşı umursamaz kaldılar. [Devamını Oku…]