“Yüzüne yılbaşı ağacının telli pullu
aydınlığı vuran çocuk,
belli, bilmiyorum neden, ama belli
yaşayacak benden iki kere çok.
Kosmosa filan gidip gelecek.
İş bunda değil.
Yeryüzünde görecek mucizenin büyüğünü:
Tek insan milletini pırıl pırıl.
Ben iyimserim, dostlar, akarsu gibi…”
N.H.
Değerli Dostlar, Yoldaşlar,
“Her yeni yıl bizlerde bir kez daha umut doğuruyor ve tüm insanlık “yeni yıl bize mutluluk, barış ve huzur versin” diye birbiri için iyi dileklerde bulunuyor.
2017’den 2018’e geçerken de bunları dilemiştik. İnsanlık onuruna yakışır koşullarda yaşayabilmek için kimi para dilemişti, kimi iş, kimi mutluluk. Ama gördük ki 2018’de mutsuz milyonlar daha mutsuz, yoksul daha yoksul oldu. İşsiz milyonlar bir yıl boyunca dileklerini gerçekleştirmek için çalıştılar ama bulamadılar. Yaşam biçimlerine müdahaleden yakınan milyonlar her gün biraz daha kaybetti özgür yaşam gerçekliğini. Şimdi bu, karamsar bir giriş gibi gelmesin sizlere. Bu geçtiğimiz yılın en basit değerlendirmesidir. Çok ayrıntıya girmeye, politik analiz yapmaya gerek duymadan, net ve somut 2018 yılının panoramasıdır. Yaşıyor, yani nefes alıyor olmamız ise geçen seneden bize kalan miras oldu diyelim.
Peki, bizi bu koşullara mahkûm eden zalim saldırılarını sürdürürken bizler boş mu durduk? Kendini zora sokmayan; biat kültürü ve çıkar üzerine oturmuş umursamazlığı hep teşhir etmeye çalıştık. Bu nedenle, geçmişten günümüze çok bedeller ödedik. Bütün isteğimiz, yeni yılda istenen bu insanî dileklerin gerçekleştirilmesi idi. Çok bedeller ödedik, özgürlük şarabından bir damla da yoksullar, emekçiler, ezilenler içsin diye. Cemre olup düştük toprağa bu kurak topraklar yaşamla renklensin diye.
Bizler biliyoruz hiç bir şey kolay olmayacak. Ama her yeni yılda olduğu gibi bu yıl da bir kez daha büyüteceğiz kavgamızı. O zaman yeni yıla ilk cümlemiz “vira – ileri” olsun. “Ya barbarlık ya sosyalizm” seçeneklerinden sosyalizmi seçip yeni yılda emeğimizle yüceltelim emeğin gücünü. Örgütlü bir direnişle dikilelim sömürünün, sömürgeciliğin ve gericiliğin karşısına.
Umudumuzu diri tutmak için büyük nedenlerimiz var. Birlikte arayalım direnişin yolunu; birlikte yıkalım barikatları adım adım; el ele, omuz omuza dikilelim sistem zaptiyelerinin karşısına ve kumdan kalelerini yaratacağımız o muhteşem rüzgârla silelim yeryüzünden. “Vardık, varız, var olacağız” inadını taşıyalım özgür yarınlara!
Son olarak, binbir emek ile çalışan, tüm zorluklara rağmen bizi bilgilendiren Umut Gazetesi çalışanlarına, değerli yazıları ile bizlere katkı sunan Murat Çakır, Cenk Ağcabey, Alaz Ateş, Musa Piroğlu, Umut Keçer, Serkan Kaya, Ali Saydam ve zindanlardan katkı sunan tüm direnişçilere teşekkür ederim. Katkı sunan yoldaşların emeklerinin karşılığını vermek için 2019 da da özenle çalışacağımızı Umut Gazetesi adına söyleyebilirim.