Umut Yazıları

Güvenli Bölgeden TOKİ’ye İşgal Planı – İsmail Güldere

Türkiye Cumhuriyeti’nin Fırat’ın doğusuna yönelik “güvenli bölge” adı altında saldırı hazırlıkları, ABD’nin müdahalesi ile bölgedeki varlığını ve çıkarlarını etkileyecek bir noktaya dönüşmeden sonuçlanmış oldu. Kuzey Suriye Demokratik güçleri ve Türkiye arasında ABD dahiliyetinde maddeler sıralandı, hareket merkezi kuruldu, kara ve hava devriyeleri atılmaya başlandı. Ancak Erdoğan üzerinden bir kaç gün geçmeden saldırı tehditlerini sürdürmeye devam etti. “Biz oyalanacak ülke değiliz, bir kaç hafta daha bekleyelim, hazırlıklarımız tamam” açıklamaları, BM konuşmasında ki TOKİ projesi ile iştah kabartarak devam etti. Bugün dahi TBMM konuşmasında “bir gece ansızın gelebilirz” sloganı “fetih” rüyaları görmeye devam ettiğini gösterdi.

Afrin ve Cerablus işgallerini kalıcılaştırdığını sanan faşist Erdoğan, bu defa da kollarını Kuzey Suriye’nin tamamı için sıvadı. Beslendiği işgal ve sömürü politikası Kuzey Suriye halkları için sürekli bir tehdite dönüşmüştür . Artık tüm dünya biliyor ki Erdoğan faşist rejimi, ABD ve Rusya’nın onayı olmadan bölgede tek bir adım dahi atacak durumda değildir. İdlip’te Türkiye’nin gözlem noktaları bir bir kuşatılırken çalınan Rus kapısı, Kuzey Suriye işgali için ABD’ye uzatılan el havada kalmıştır. Erdoğan sadece biat etmiş ve poz kesebilmiştir. ABD ve Rus emperyalizmi, bölge dengeleri ve kendi hesapları üzerinden şuan Türkiye’ye dur denmiştir, ancak bu tablo değişmez de değildir. Unutmayalım ki faşist Erdoğan iktidarının, Afrin işgali ABD ve Rus emperyalizminin onayı ile gerçekleşmiştir.

Peki Erdoğan TOKİ projesiyle ne yapmak istiyor? Elinde bulundurduğu mülteci kozuyla Avrupa’ya tehditler sallayan, mali destek isteyen Erdoğan; gerçekten de Suriye’li göçmenler için TOKİ binalarında, bahçelievlerde, kendi ülkelerinde rahat rahat yaşam mı istiyor?

Elbette Erdoğan iktidarının istediği bu değil, eğer böyle bir derdi olsaydı, Afrin’de yaşayan binlerce kişiyi yerinden yurdundan eden işgale başvurmazdı ya da o kişileri kaçırıp yerine cihatçı çeteleri ve ailelelerini yerleştirmezdi. Bugün Afrin işgaliyle birlikte orada yaşayan yerel halk yerinden edilmiş, Afrin’in demografik yapısı değiştirilmiştir. Güvenli bölgede de faşist Erdoğan rejiminin yapmak istediği budur. BM’de sunduğu TOKİ projesi için gösterdiği harita; YPG/YPJ ve enternasyonel devrimcilerin binlerce savaşçısıyla, Aziz’iyle, Paramaz’ıyla, Arin’iyle, Mehmet’iyle, Baran’ıyla bedel ödeyerek DAİŞ zulmünden geri aldıkları, özgürleştirdikleri alanlardır. Canlı kanlı Kürt, Arap, Aşuri, Süryani, Ermeni halklarının birlikte yaşadığı topraklardır.

Faşist Erdoğan rejiminin esas amacı o bölgeden göç etmiş, Türkiye’ye sığınmış olanların geri dönüşü değil, bölgede huzuru ve istikrarı bozacak çete yapılanmasının oluşturulmasıdır. İnşaat sektörü üzerine kurduğu siyasi-ekonomik yapının canlandırılmasıdır.

Kuzey Suriye Demokratik yönetimi Suriye’li sığınmacılarla ilgili açıklamasında; yaşadıkları bölgeye gelebileceklerini, ancak içlerinde DAİŞ – ÖSO gibi terör bağlantılılar var ise onlar hakkında işlem yapacaklarını ifade etmiştir. Yani QSD’nin Suriye’li sığınmacılarla bir sorunu yoktur, Erdoğan’ın çeteleri ile sorunu vardır. Öyle ki ilk etapda Erdoğan’ın İdlip’te sıkışan çetelerini yine ülkede beslediği çetelerini bu bölgeye kaydırma planı vardır.

Erdoğan’ın TOKİ projesi ile sunduğu tek şey, işgal planı için yeni bir taktik adımdır. Ve bu tarz taktiklerinde, tehditlerinde devam edeceği aşikardır. AKP bundan 5 yıl önce bölgede ki ittifakı olan DAİŞ’in yenilgisinden sonra bu defa kendi ordusu ile hazırlanmaktadır. Tek derdi vardır; o da Rojava’nın işgali ve sömürülmesidir. Başta Kürt’ler olmak üzere bölge halklarına soykırımı dayatan, bangır bangır bağıran Erdoğan diktatörlüğüne karşı durmak, Rojava devrimini savunmak; 5 yıl önce Kobane’de nasıl bir ruh sağlandıysa aynı ruhu ve daha fazlasını yakalamaktan geçmektedir.

Paylaşın