Umut Yazıları

Cemre’den yazılar: Her Halde Topyekün Direnişteyiz!

bağışladığın özgürlüğe
yeğdir biçtiğin zından
sonsuz güzelleşecek dünya
biz kurduğumuz zaman
Gülten Akın

Olağanüstü Hal, kadınların “olağan” hallerde de yaşadığı ve bildiği zulmün katlanarak artmasıdır.

OHAL ile, kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesinde yıllarca süren mücadeleler ile elde ettikleri ortak kazanımların tamamına göz dikilmiş durumda. Raporlara göre OHAL’de en az 824 kadın öldürüldü, en az 651 kadın cinsel saldırıya uğradı, her 10 kadından en az üçü 18 yaşının altında evlendirildi. 11 kadın ve 1 çocuk derneği kapatıldı. OHAL’de 5 kadın milletvekili, 35 kadın belediye eşbaşkanı ve en az 16 kadın gazeteci tutuklandı, Türkiye’de ilk ve tek kadın haber ajansı olan JİNHA kapatıldı. 1409 kadın akademisyen, 21 bin 409 kamu emekçisi kadın işsizler ordusuna katıldı ve hala erkek-devlete diz çökmeyen binlerce kadın da hapishanelerde.

Kayyum atanan belediyelerde ‘olağan hale’ gelen uygulamaların başında ise kadın merkezlerini, sığınmaevlerini, dayanışma merkezlerini, kadınlar için açılan meslek edindirme kurslarını yani kadınları güçlendirmek için oluşturulan tüm mekanizmaları kapatmak oldu. Bu merkezlerden ve mekanizmalardan güç alan kadınların başvurabilecekleri tüm kurumsal yerler yok ediliyor.

Kadınlar yaşadıkları ile yalnız bırakılmak istenirken, bu yaşananlar (erkek yargının da hemcinslerini korumasıyla birlikte) istismarı – şiddeti uygulayanları daha da cesaretlendiriyor. Kadınlara ve çocuklara yönelik istismar örneklerinin dünden daha cesaretli ve daha açıktan gerçekleştiğinin birçok örneğini hep beraber yaşıyoruz. Yok edilmeye çalışılan kazanımların sonuçlarını bugün yaşıyoruz ama daha uzun vadeli etkilerini de görmeye devam edeceğiz. AKP iktidarı OHAL ile birlikte kalıcı bir baskı rejimi yaratırken yine en büyük düşmanlığının kadınlara olduğunu her haliyle görüyoruz. Özellikle de kadınların örgütlü mücadelesine saldırılar gün geçtikçe artmaktadır.

100 günü aşkın süredir “Flormar değil direniş güzelleştirir” şiarıyla direnen kadın işçilerin pankartları ve kaldırımda durmaları yasaklandı. Tacizci polisler “Yukarıdan emir geldi pankart asamazsınız, Bu çevik kuvveti sizin için getirdik, ya bunları indirirsiniz ya da biz müdahale edeceğiz, Fabrikanın olduğu kaldırımda durmayın” diyerek direnişi engellemeye çalıştı. Erkek-devlet kadınların örgütlü mücadelesinden korktuğu için kadınlara, kadın kazanımlarına ve grevlerine saldırmaktadır. Bu korkunun altında yatan neden ise aşikardır; iktidarlarını sarsıyoruz ve yıkacak olanlar da bizleriz. İrademiz kadın kurtuluş bilincimiz, gücümüz dayanışmamızdır!

Bizler cenazesi 101 gün boyunca sınırda bekletilen Cemre’yiz, cansız bedeni 1 hafta boyunca sokakta yatan Taybet Ana’yız, tüm çıplaklığıyla erkek-devlete meydan okuyan Ekin Wan’ız, kocası tarafından katledilen Gülay’ız, Özgecan’ız, hapishanelerde rehin tutulan kadınlarız, KHK’larla ihraç edilenleriz, Flormar işçileriyiz, mevsimlik tarım işçileriyiz. Köylüyüz, şehirliyiz; tekmelenen, katledilen, yaşamı çalınan kadınlarız. Dünden bugüne “Vardık, Varız, Varolacağız” şiarıyla her halde mücadelemizden vazgeçmedik ve kazanımlarımızdan da vazgeçmeyeceğiz. Direneceğiz! Tek bedende toplandık erkek-devlete karşı ve haykırıyoruz;

KURTULUŞUMUZ ELLERİMİZDE, KADINLARIN KURTULUŞU DİRENİŞTE!

Paylaşın