Gündem

Tutukluyken kendisine gönderilen 300 TL ile suçlanıyor

Gazetecilerin yargılandığı davanın duruşmasında savunma yapan gazeteci Öznur Değer, iddianamedeki çelişkilere dikkat çekerek, cezaevinde iken kendisine gönderilen 300 TL ile suçlandığını söyledi

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında 25 Ekim 2022’de gözaltına alındıktan sonra 29 Ekim’de tutuklanan Mezopotamya Ajansı (MA) Yazı İşleri Müdürü Diren Yurtsever’in de aralarında bulunduğu 12 gazetecinin yargılandığı davanın ilk duruşması Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor.

MA Yazı İşleri Müdürü Diren Yurtsever, MA muhabirleri Berivan Altan, Ceylan Şahinli, Deniz Nazlım, Emrullah Acar, Hakan Yalçın ve Selman Güzelyüz, JINNEWS muhabirleri Habibe Eren ve Öznur Değer, aynı soruşturma kapsamında 20 Mart 2023’te tutuklanan gazeteci Hamdullah Bayram, tutuldukları Sincan Kapalı Cezaevi’nden salona getirildi. Duruşmaya salonuna getirilen gazeteciler, zafer işaret yaptı. Bu esnada salonda bulunanlar ise gazetecileri alkışladı. Tutuksuz yargılanan Zemo Ağgöz ve Mehmet Günhan da duruşma salonunda hazır bulundu.

Duruşmayı, gazetecilerin aile ve yakınları, gazeteci Hüseyin Aykol, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) Özgür Öğret, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Yöneticisi Cuma Daş, Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş, DİSK Basın-İş Ankara Temsilcisi Turgut Dedeoğlu, Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Ankara Şubesi, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi temsilcilerinin yanı sıra ve çok sayıda kişi izledi.

Kürt, kadın ve gazeteci

Kimlik tespiti esnasında mahkeme başkanı, gazetecilere tek tek mesleğini ve okuma yazmasının olup olmadığını sordu. Bu salonda gülüşmelere neden oldu. Duruşmada söz alan Avukat Özgür Erol, Öznur Değer ve Emrullah Acar’ın “Kürtçe savunma” yapma talebinin olduğunu paylaştı. Mahkeme başkanı, kafasında bir “kurgu” yaptığını, ilk olarak MA Yazıişleri Müdürü Diren Yurtsever’den savunma alacağını söyledi. Ancak avukatların ısrarı üzerine mahkeme talebi kabul etti. Duruşmada ilk olarak savunma yapan gazeteci Öznur Değer, duruşmayı takip eden avukat, gazeteci, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcisine davanın takibi için teşekkür etti. Değer, Savunmaya başlamadan önce kendinden söz etmek isteyen Değer, kendini Kürt, kadın ve gazeteci kimliği ile tanımladığını ve bu kimlikler nedeniyle şu anda duruşma salonunda olduğunu ve bu kimlikler nedeniyle Kürtçe savunma yaptığının altını çizdi.

Kürtçe savunmayı engellemeye çalıştı

Mahkeme başkanı, bu esnada Değer’in sözünü keserek, “Kendi isteğinle mi Kürtçe savunma yapıyorsun” demesi dikkat çekti. Değer, mahkeme başkanına, ana dili ile savunma yapmak istediğini dile getirerek, tepki gösterdi. Yıllardır gazetecilik yaptığını aktaran Değer, kadın ve çocuklarla ilgili daha çok haber yaptığını dile getirdi. Bu alanda haberlerin yapılmadığını ve bu nedenle bu alana daha çok eğildiğini dile getiren Değer, bu doğrulta yaptığı haber nedeniyle Apê Musa (Musa Anter) ve Özgür Basın Şehitleri Ödülleri Yarışmasında ödül aldığını söyledi.

‘Yaşam tarzı’

Gazeteciliğin kendisi için, “Yaşam tarzı” olarak değerlendiren Değer, “Gazetecilik bir sorgulama uğraşadır. Kendini, toplumu ve evreni sorguluma ile gazeteciliğe yöneldim. Gazeteciler, gazetecilik tarihin yazımının bir halkasıdır. Bizler yazdıkça tarih yazılır. Halka, halkı ilgilendiren konularda bilgi veriyoruz. 11 ay içinde 33 Kürt gazeteci bu nedenle tutuklandı. Onlar için de soruyorum? Neden tutuklular?” diye sordu.

‘Yerimizde oturabilir miydik?’

Düzenlediği ileri sürülen 15 Temmuz 2016 askeri darbe girişimine dikkat çeken Değer, bu tarihten itibaren toplumun yaşam hakkının engellendiğini belirtti. Yaşanan ekonomik ve siyasal krizlere de dikkat çeken Değer, “Bu güne kadar en çok demokrasiyi özledik. İnanıyorum ki siz de en çok demokrasiyi özlemişsinizdir. Bu tarihten itibaren binlerce kadın öldürüldü, binlerce çocuk istismar edildi. Yine binlerce kişinin yaşam hakkı ihlal edildi. Size soruyum; bu tabloya karşı yerimizde oturabilir miyiz? Vicdanımız kabul eder mi? Bu nedenlerden ötürü gazeteciliğe başladım. Hakları gasp edilen, ezilen ve baskı altında olanların sessinin duyulmasını istenmiyor. Kadınların, çocukların sesi duyulmuyor. Bunları esas aldım ve tüm dünyaya yaymak istedim. Bu benim için vicdan ve ilke meselesidir. Bu nedenle bir Kürt, kadın ve gazeteci olarak karşınızdayım” diye belirtti.

Niçin JINNEWS?

Binlerce yıldır yüzbinlerce kadının katledildiğine dikkat çeken Değer, kadınları istismar edilmesine, taciz edilmesine ve toplumun tüm alanlarının dışına itilmesine ve sosyal tecrit uygulanmasına da dikkat çekti. İsmail Ağa Cemaatinde yer alan Yusuf Ziya Gümüşel’in 6 yaşındaki çocuğunu evlendirmesine dikkat çektiği esnada mahkeme başkanı Değer’in sözünü keserek MA ve JİNNEWS’in “örgüt” ile bir bağının olup olmadığı yönünde savunma yapmasını istedi. Değer, mahkeme başkanına “sözünü” kesmesi nedeniyle tepki gösterdi. Değer, anlatımlarına dikkat çekerek, bu nedenlerden ötürü JİNNEWS’te çalıştığını dile getirdi. Musa Orhan tarafından tecavüze uğrayan İpek Er’e işaret eden Değer, “İpek Er, sırandan bir kadın değildir. Kürt bir kadındır. Onun karşısında kim var? Bir asker var. Musa Orhan nedeniyle yaşamına son verdi. Er, bütün kadınlara miras bıraktı. Bu miras neydi? Haykırışıydı. Yaşamını yitirmeden önce kadınlara seslendi ve haklarının savunmasını istedi. Mücadelesini yerde bırakılmamasını ve hesap sorulmasını istedi” diye kaydetti.

‘İyi ki JINNEWS var!’

Mahkeme başkanı bu sırada, “Size mi dedi?” diye sordu. Değer, “Bütün kadınlara” dedi. Değer, bu durumu JİNEWS’in ortaya çıkardığını paylaştı. Değer, “JİNNEWS kadınların haykırışını tüm dünyaya, kadınlara duyuruyor. Bu nedenle bu gün JİNNEWS’teyim. Çünkü tüm kadınları savunuyor. Kadınlar, Ortadoğu’da, Türkiye’de yaşananları JİNNEWS’ten duyuyor. Bir kez daha söylüyorum; İyi ki JİNNEWS var. Bu cümle nedeniyle de yargılanıyorum. Onun için tekrar ediyorum ve altını çiziyorum” dedi.

‘Başım diktir’

JİNNEWS’in terörize edildiğini dile getiren Değer, bunun nedenine de işaret etti. Değer, kadınların JİNNEWS’i takip ettiği için ve esas aldığı için “suçlu” olarak görüldüğünü söyledi. JİNNEWS’in bir değer ve alternatif yaşam alanı olduğunu dile getiren Değer, şunları söyledi: “JİNNEWS’in tüm çalışanları kadındır. Bu nedenle alternatif bir yaşamdır. Bu nedenle de bu gün burada yazıyorum. Bu yüzden de başım diktir.”

‘Fezleke iddianameye dönüştü’

Değer, gözaltına alındıkları sırada polisin kendilerine işkence uygulandığını ve bunu da anlatmak istediğini söylemesi üzerine mahkeme başkanının, “Çok uzatma ama. Başka bir soruşturma konusu” demesi dikkat çekti. Değer, mahkeme başkanına tekrar tepki göstererek, “İşkenceyi anlatacağım. Bunun tarihe geçmesini istiyorum. Bize baş eğdirmek istediler ancak baş eğdiremediler. Arkadaşlarımız onların kurgularını, mizansenleri de boşa çıkardı” diye kaydetti. Değer, kendisine işkence yapan polisin hazırladığı fezlekenin iddianameye dönüştüğünü ve şu anda bu iddianame nedeniyle yargılanmak istendiğini dile getirdi.

İddianamediki çelişkilere dikkat çekti

İddianamedeki detaylara da değinen Değer, savcının kendisine yönelik suçlamalarda banka kartının kullanmadığına dair iddia da bulunduğunu ve bu şekilde ise “örgüt gizliğini korumaya çalıştığı” şeklinde yer aldığını dile getirdi. Değer, banka kartının olduğunu söyledi. İddianamede MA muhabiri olarak gösterildiğini ve ev adresinin de olmadığı yönünde ifadelerinin yer aldığına dikkat çeken Değer, bu ifadelerin de doğruluğunun olmadığını ve savcının aleyhlerine “delil” üretmek için “büyük” çaba gösterdiğini ifade etti. MASAK raporundaki “tespitlere” de değinen Değer, kendisine gönderilen 300 TL ile suçlandığını dile getirdi. Değer, “Bu para bana gönderildiği sırada ben cezaevindeydim. Ancak savcı bu parayı dışarda çektiğimi söylüyor” diyerek, savcının hazırladığı iddianamelerdeki çelişkilere dikkat çekti.

Duruşma, Değer’in savunması ile sürüyor.

Yurtsever: Biz biat etmediğimiz için buradayız

Ardından söz alan Mezopotamya Ajansı Yazı İşleri Müdürü Diren Yurtsever de duruşmanın 17.30’da bitirileceği için savunmasını kısa tutmak zorunda kalacağını belirterek sözlerine başladı.

Yurtsever, “Bu dosyanın özü Türkiye’deki siyasi atmosferden bağımsız değil. Savunma hakkımızı gasp ettiğiniz için savunmamı 10 dakikaya sığdırmaya çalışacağım. 9 yıldır gazetecilik yapıyorum. MA resmi ve yasal bir kurumdur. Burada çalıştığımız için suçlu yapıldık” diyerek devam etti.

“Biz iktidarın çizdiği sınırların dışına çıktığımız için yargılanıyoruz. Toplumdan yana habercilik yapıyoruz. Gazetecilerin din, dil, ırk ayırmadan toplumun her kesiminin sesini duyurmasını savunuyorum” diyen Yurtsever devamında, “Bizden suç ve suçlu üretemezsiniz. Biz biat etmediğimiz için buradayız. Kürt halkının maruz kaldıkları görünmüyor, görünmesini istemiyorlar. Korkudan, baskıdan ve görmek istemediğinden dolayı görmeyen bir basın var. Biz bu toplumun sesi olduk” dedi.

Gazeteci Öznur Değer, “Dışarda yazdığım hak ihlalleri haberlerini içerde yaşıyorum” dedi

Kürtçe konuşmasının PKK ile ilişkilendirildiğini ifade eden Değer, ‘Kürtçe’nin binlerce yıldır yaşadığını’ belirtti.

“Dışarda yazdığım hak ihlalleri haberlerini içerde yaşıyorum” diyen Değer, “Çıplak arama ile ilgili yaptığım haberden çıplak aramaya maruz bırakıldım. Mecliste çıplak arama inkar ediliyor ama biz cezaevinde bunu yaşıyoruz. Bizzat yaşadığım ya da gördüğüm şeye nasıl yok derim” dedi.

Son yirmi yılda Cumhurbaşkanı affı ile bırakılan kişilere dikkat çeken Değer, “Hasta tutuklu Mehmet Emin Özkan’ın neden tahliye edilmediğini gazeteci olarak sorgulamaya devam edeceğim” diye konuştu.

Kaynak: MA

Paylaşın