En Çok Okunanlar, Umut Keçer, Umut Yazıları

2025’te direniş ve mücadele kazanacak – Umut Keçer

”Devrimci siyasetin görevi, bulunduğu bütün alanlarda devrimciliğin görevlerini güçlü bir iradeyle yerine getirmek ve hayatı devrimci mücadelenin ihtiyaçları temelinde örgütlemektir.”

2024 yılını geride bırakalı kısa bir süre oldu. Dünya ve Türkiye işçi sınıfı ve ezilenlerin özgürlük mücadelesi açısından 2024 yılı emperyalist-kapitalist sistemin saldırılarının bütün şiddetiyle yaşandığı bir yıl oldu.

Dünya coğrafyasının çeşitli parçalarında emperyalist kapitalist sistemin yürütücüsü güçler hegemonya mücadelesine daha yoğun bir şekilde yöneldiler. Rusya’nın Ukrayna’da yürüttüğü özel askeri operasyon 2024 yılı boyunca NATO-Rusya arasında bir ekonomik, askeri ve insan kaynağı mücadelesine dönüştü. Emperyalist blok, Rusya’yı yıpratarak onu her açıdan çökertme planında başarıya ulaşamadı. Ancak Ukrayna’da devam eden savaşta Rusya insan kaynağı, ekonomi ve askeri olanaklar açısından büyük bir mücadele verdi. Bu durum onun Suriye gibi etki alanının bulunduğu sahalarda ki yoğunlaşmasını azalttı.

Erdoğan rejimi, 2024 yılı boyunca işçi ve emekçilere karşı acımasız bir sömürü çarkını işletti. Şimşek planı adı verilen emek düşmanı politikalarla enflasyon karşısında eriyen işçi ücretleri ve gasp edilmiş sosyal haklar belirgin bir şekilde ön plana çıktı. Sermaye cephesinde gelişen yoğun sömürü politikaları karşısında emek cephesinden örgütlülük ve direniş çabaları kendini güçlü bir şekilde hissettirdi. 2024 yılı boyunca bir birinden bağımsız bir şekilde gelişen işçi direnişleri ve grevleri sermayenin sömürü düzeninin planlarını bozan en önemli gelişmelerden biri oldu.

Gelişen işçi direnişleri sarı sendikaların engelleme çabalarına rağmen birçok pratikte iktidarın emek düşmanı politikalarıyla doğrudan çatışmaya girmiştir. Bu yönüyle 2024 yılı boyunca sarı sendikacılığın ve uzlaşmacı sendikacılığında yıprandığı ve hegemonya kaybettiği bir yıl olmuştur.

Filistin halkının özgürlük mücadelesine dönük olarak, emperyalist Siyonist kampın katliamları ve işgal politikaları 2024 yılı boyunca derinleşerek devam etti. Filistin halkının özgürlük mücadelesini boğmak isteyen Siyonist kamp, on binlerce Filistinli sivili katletti. Aynı zamanda yüz binlerce Filistinli evsiz kaldı. Filistin ve Lübnan topraklarına dönük yürütülen işgal ve imha siyaseti esasen Siyonist rejimin halklara dönük yürüttüğü bir soykırıma dönüşmüş oldu.

Kürt halkının özgürlük mücadelesi karşısında faşist iktidarın baskıları ve savaş ısrarı 2024 yılı boyunca kendisini güçlü bir şekilde hissettirdi. Gerilla alanlarında işgale karşı güçlü direniş faşist iktidarın işgal saldırıları ve özgürlük mücadelesini bitirme planlarının önünde en büyük engeli teşkil etmiştir. Rojava’ya dönük gelişen işgal saldırıları karşısında yaşanan direniş özellikle İşgalcilerin planlarını sahada tam olarak uygulamasının önünde en büyük engeli teşkil etmektedir.

2024 yılının son aylarına girilirken uluslararası emperyalizmin ve siyonizmin planladığı bir askeri saldırıyla Suriye’de Esad rejimi devrildi. Yerine cihatçıların hakim olduğu bir Suriye yönetimi kuruldu. Türkiye devleti bu süreçte Esad rejiminin yıkılmasının aktif planlayıcısı ve sahada uygulayıcısı oldu. Esad rejiminin yıkılması ve Suriye’de, Rusya’nın eski belirleyici pozisyonunu kaybetmesiyle sonuçlandı. Türkiye devleti bu durumu Rojava devrimini boğmak için bir fırsata çevirme çabalarına hız vererek bölgedeki işgal saldırılarını ve tehditlerini arttırdı.

2024 yılının son günlerinde Kürt sorunun çözümü konusunda İmralı adasında tutulan Kürt halk önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit durumunun kalkması gündemi Türkiye siyasetinin birçok çevresi tarafından tartışılmaya başladı.  İktidar cephesinde Kürt sorununda yeni gelişmelerin olacağı işaretleri kendini gösterdi. Ardından Dem Parti heyetinin İmralı ziyareti gerçekleşti.

Bütün bu gelişmeler iktidarın 2024 yılı boyunca Kürt sorununda çözümsüzlük siyasetinde amacına ulaşamadığını gösteriyor. Elbette sürecin nasıl gelişeceği ve neler doğuracağı herkes tarafından merakla beklenen bir durumdur.

2024 yılı boyunca emperyalist kapitalist sistemin işgal ve savaş politikaları dünya halklarının yaşamını tehdit etmeye devam etti. Türkiye kapitalizmi sermaye sınıfının ala bildiğince zenginleştiği ve aynı zamanda emekçi sınıfların alabildiğince yoksullaştığı bir süreç içerisine girmiş bulunuyor. Kürt halkının özgürlük mücadelesi 2015 yılından itibaren aralıksız devam eden savaş sürecinde önemli bir eşiğe ulaşmış bulunuyor.

Bütün bu gelişmeler ışığında 2025 yılı işçi sınıfı ve emekçi halkların özgürlük mücadelesi açısından zorlu bir yıl olacaktır. Emperyalizmin ve onun işbirlikçisi iktidarların dünya halklarına dönük işgal ve savaş politikaları daha yaygınlaşacaktır.

Elbette tablo göründüğü kadar karamsar değil. Emperyalist kapitalist sömürü düzeninin saldırıları karşısında direniş ve devrimcilik kendisine daha güçlü bir meşruiyet ve pratik alanı bulacaktır. Hiçbir dönemde olmadığı kadar devrimciliğin ve direnişin meşruiyetinin olduğu bir dönem içerisindeyiz. Faşist iktidarın devrimciliği ve özgürlük mücadelesini teslim alma hesaplarını boşa çıkarmak için devrimcilikte ısrar ve bu temelde yaşamı yeniden örgütlemek temel yaklaşımımız olmalıdır. Düzenin ideolojik ve pratikte devrimciliği teslim alma çabaları karşısında devrimcilikte ısrar ve bu temelde yaşamı yeniden örgütleme bizlerin temel yaklaşımı olmalıdır. 2025 yılı bu yönüyle ezen ve ezilen arasındaki mücadelenin daha da keskinleşeceği bir yıl olacaktır.

Devrimci siyasetin görevi bulunduğu bütün alanlarda devrimciliğin görevlerini güçlü bir iradeyle yerine getirmek ve hayatı devrimci mücadelenin ihtiyaçları temelinde örgütlemektir.

2025 yılı şimdiden bütün dünya proletaryasına ve ezilen halklarına kutlu olsun.

Paylaşın