Ortadoğu’da, Orta Asya’da ve dünyanın birçok yerinde farklı inanışlarla ve farklı şekillerde Newroz kutlanıyor. Ama ne şekilde olursa olsun Newroz yüzyıllardır Kürtler için ulusal bir özgürlük çağrısı olarak kutlanmıştır. Newroz, Kürt halkı için sadece baharın gelişini kutlamak değil aynı zamanda zulme karşı direnişin sembolüdür. Kürt halkı tarih boyunca kendi dili, kültürü ve yaşam tarzı yüzünden ağır zulümlerle karşı karşıya kalmasına rağmen, özgürlüğe olan inancını hiç kaybetmemiş, her Newroz’da alanları başkaldırı ve özgürlük şarkıları ve sloganlarıyla doldurmuş, kurtuluşa olan inancını haykırmıştır.
AKP-MHP faşist iktidarı; yıllardır ezilen halklara, azınlıklara ve devrimcilere yönelik saldırılarını kesintisiz sürdürüyor. İktidarını ancak dizginsiz bir şiddetle koruyabileceğini biliyor. Ortadoğu’nun değişen askeri ve politik dengeleri Türk devletinin Kürt meselesinde yeni adımlar atmasını getirdi. MHP lideri Faşist Bahçeli bu çerçeve içinde geliştirdiği girişimlerle Türk devletinin oluşturmaya çalıştığı sürecin merkezinde yer aldı. Faşist Devlet Bahçeli’nin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik çağrıları İmralı’da karşılık buldu. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan 27 Şubat’da PKK’ye silah bırakma çağrısı yaptı ve PKK silah bıraktığını ilan ederek ateşkes başlattığını açıkladı. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine başlayan ateşkese Türk devleti saldırılarla karşılık verdi. Medya Savunma Alanlarına ve Rojava’ya dönük saldırılar kesintisiz devam ediyor. En son Rojava’da bir aileden 9 sivil Türk devletinin alçakça saldırısıyla katledildi.
3. Dünya savaşı bunalım döneminden bi haber olan AKP’li Erdoğan ülkesinin içinde bulunduğu durumu görmezden gelip, islamcı ve cihadist grupları destekleyerek Suriye’deki HTŞ çetesinin bir parçası olmaya çalışıyor. Ülkedeki işçi sorunlarını, katledilen kadınları, çöken sağlık sistemini ve açlık sınırının altında yaşıyan halkı korku hegemonyası altında yaşamaya zorlayarak dünyaya demokrasi naraları atıyor.
Dünya dengeleri üzerinde belirleyici etkiler yaratan büyük savaş konjonktürü Ortadoğu’da derinleşmekte. Bu durum bölgedeki tüm politik ve askeri güçleri yeni konumlanmalara taşıyor. Türk devletinin yeni başlattığı süreç bunun ürünü. AKP-MHP faşist iktidarı Suriye’de iktidara taşınan Cihatçı HTŞ üzerinden bölgede yeni kazanımlar elde etmeye çalışıyor. Ülke içinde giderek daha fazla hissedilen ağır yoksullaşma, çöken sağlık sisteminin gözlerden uzak tutulması için Suriye’de büyük bir başarı hikayesi yazılmaya çalışıyor. Bu başarı hikayesi akıtılan Alevi ve Kürt kanlarından besleniyor.
Hem dünyada, hem Ortadoğu’da hem de Kürdistan’da karmaşa her geçen gün farklı bir hal alıyor. Hem Newroz ruhuyla bütünleşmiş özgürlük isteği hem de Kürt halkının mücadele ve büyük bedellerle elde ettiği kazanımlar ”barış süreci”ni karşılıklı adımlar ile süreci tamamlamak yerine tek taraflı adımlar ile teslimiyete çevrilmeye çalışılıyor. Fakat AKP’li Erdoğan’ın bu kirli stratejisi tutmayacaktır. Newroz ezilenlerin zulme karşı başkaldırısının yükseldiği bir özgürlük çığlığıdır. Türkiye’de Newroz kutlamaları için uzun mücadeleler verilmiş ve başta Kürt halkı olmak üzere ezilen halkların ciddi bir kazanımı olarak yaygın ve ödenmiş büyük bedeller karşılığında bu günlere kadar kutlanabilmiştir. Hiçbir şey halklara altın tepsi içinde sunulmamıştır. Halklar her kazanımı kanla, terle ağır bedellerle elde etmiştir.
Newroz alanları bu bilinçle, yeni bir özgürlük dalgasının yükselmesine vesile olacak bir coşku ve kararlılıkla doldurulmalıdır. Kürt halkı önderinin çağrısına tüm alanlarda karşılık vermiştir ancak faşist Türk devleti teslimiyeti dayatmaktadır. Newroz alanları teslimiyet çağrılarına karşı halkların özgürlük direnişinin kalelerine dönüştürülerek yanıt verilmelidir.
