Kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları, Diyarbakır, Batman, Hakkari ve İzmir’de bir araya gelerek kayıpların akıbetinin açıklanmasını, faillerin yargılanmasını istedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) ve kayıp yakınları, kayıpların akıbetini sormak ve adalet istemek için Diyarbakır, Batman, Hakkari ve İzmir’de bir araya geldi.
İHD Diyarbakır Şubesi ile kayıp yakınları, eylemlerinin 873. haftasında bir kez daha Koşuyolu Parkı’ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde toplandı. Eylemde, gözaltında kaybedilenlerin fotoğrafları taşındı.
Kayıplar meselesinin Türkiye’nin kapanmayan bir yarası olduğunu vurgulayan İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, “Coğrafyamız bir mezarsız ölüler coğrafyası. Bu coğrafyada birçok insan evinden, işyerinden gözaltına alınıp bir daha geri dönmediler. Türkiye Cumhuriyeti maalesef ki Birleşmiş Milletler zorla kaybetmelere karşı sözleşmeyi imzalamamakta direniyor. Eğer imzalamış olsaydı bu tür yani kaybetme gibi devam eden suçlarda zaman aşımı diye bir şey olmayacaktı” dedi.
Kayıplar mücadelesinden asla vazgeçmeyeceklerini belirten Keskin, “1915’ten bu yana gözaltına alınıp kaybedilen bir daha kendilerinden haber alınamayan tüm insanlarımızın peşindeyiz, bırakmayacağız” ifadelerini kullandı.
1996 yılında Diyarbakır’ın Kulp ilçesine bağlı Demirli köyünde gözaltına alınıp kaybedilen Mehmet Şirin Bayram’ın hikayesini kamuoyuyla paylaşan Berfin Elçi, “1994 yılında Bayram ailesinin yaşadığı Temîran köyü Bîra Zeyna mezrasında devlet köylüler üzerinde ciddi baskılar oluşturup, köylüleri korucu olmaya zorlar. Ancak tüm baskılara rağmen köylüler koruculuğu kabul etmeyince yaşadıkları köy yakılır ve çoğu köylü zorla yerlerinden göç ettirilir” dedi.
Şirin Bayram’ın amcası İhsan Bayram’ın tüm baskılara rağmen köyde kalmaya devam ettiğini ve Mehmet Şirin Bayram’ın 1996’nın Kasım ayında amcasını ziyaret için yola çıktığını belirten Elçi, “Demirli köyüne vardığında karanlık çöker. Mehmet Şirin Bayram, yoluna devam etmez, sık sık yaşanan operasyonlardan dolayı gece tehlike arz edebilir diye Bîra Zeyna’ya ertesi sabah gideceğini düşünerek akrabası olan Ramazan Tekin’in evinde misafir olarak kalmaya karar verir. O gece saat 11-12 civarında Kulp korucularının ve askerlerin yaptıkları ev baskınında ev sahibi olan Ramazan Tekin ve misafir olan Şirin Bayram gözaltına alınır” dedi.
Gözaltının haberini aldıktan sonra İhsan Bayram’ın Kulp Karakoluna giderek bilgi istediğini belirten Elçi, şöyle devam etti: “Mustafa Bulut İhsan Bayram’a burada kalıp kendisinden haber beklemesi gerektiğini söyler, ertesi gün öğlen saatlerinde Mustafa Bulut İhsan Bayram’a ulaşarak Şirin’in Kulp Karakolunda olduğunu onu gördüğünü, onunla konuştuğunu ve Şirin’in gözlerinin bağlı olduğunu söyler. Bu olaydan sonra, korucubaşı olan Mustafa Bulut Kulp Karakoluna çağrılarak Şirin Bayram’ı gördüğünü söylememesi için tehdit edilir ve şiddet görür. Ertesi gün sabah 08.00 gibi Mustafa Bulut, Şirin Bayram’ın amcası İhsan Bayram’ın yanına giderek Şirin Bayram’ı hiç görmediğini ve Kulp Karakoluna hiç gitmediğini söyler. Ailenin tüm resmi kurumlara yapmış olduğu başvuru ve arama çabalarına rağmen 17 yaşında gözaltında kaybettirilen Şirin Bayram’dan bir daha haber alınamaz.”
İHD Batman Şubesi ve kayıp yakınları, eylemlerinin 709. haftasında Gülistan Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde yan yana geldi. “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” pankartı açılan eylemde gözaltında kaybedilenlerin fotoğrafları taşındı.
13 Kasım 1994’te gözaltında kaybedilen Ahmet Yetişen’in hikayesini kamuoyuyla paylaşan İHD Batman Şube Eşbaşkanı Melek Atalay, “13 Kasım 1994 tarihinde saat 19.00 ile 23.00 sularında askerler, polisler ve köy korucuları Ahmet Yetişen’in evine baskın yaptılar. Ahmet’i orada bulamayan güvenlik güçleri, oğlu Hanifi’yi alarak, H.S. ve N.G.’nin evine gittiler. N.G.’nin evinde bulunan Ahmet’i de alarak hepsini Batman Komando Tabur Komutanlığı’na götürdüler. Hanifi ertesi gün serbest bırakıldı. O günden itibaren Ahmet’ten haber alınamadı” dedi.
Ahmet Yetişen’in akrabalarının bütün yetkili kurumlara başvuruda bulunduğunu ifade eden Atalay, “30 Eylül 1998 tarihinde eşi Türkan, Ahmet’in gözaltına alınması ve zorla kaybedilmesinden sorumlu kişilerin cezalandırılması için Batman Cumhuriyet Savcılığı’na şikayette bulundu. Aynı gün savcı ve Batman Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Birimi’nde görevli polisler tarafından ifadesi alındı. Batman gözaltı kayıtlarında Ahmet Yetişen’in bulunmadığını, kendisinin 23 Ekim 1996 tarihinden beri PKK üyesi olarak arandığını belirtti. Batman Jandarma Komutanlığı da Ahmet ile ilgili kayıtlarında bir bilgi olmadığını belirtti. Hanifi birkaç kez daha Batman Savcılığı’na babasının zorla kaybedilmesinden sorumlu kişilerin bulunması ve cezalandırılması için başvuruda bulundu. Ancak bir sonuç alamadı” ifadelerini kullandı.
İHD Hakkari Şubesi, kayıp yakınlarıyla birlikte 199. haftasında Sanat Sokağı’nda toplandı. Eylemde, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” pankartı açıldı ve kaybedilenlerin fotoğrafları taşındı.
1999 yılında Şemdinli’de kaybedilen Abdulrezak Erdoğan’ın hikayesini kamuoyuyla paylaşan İHD Hakkari Şube Eşbaşkanı Sibel Çapraz, “Abdulrezak Erdoğan dosyasında faillerin ortaya çıkarılmasını ve etkin bir soruşturma yürütülmesini istiyoruz. Adalet kavramı içi boş bir kelimeye dönüşmemelidir. Herkes için adalet sağlanmadıkça barış da kalıcı olmayacaktır. Biz kayıplarımızın akıbetini sormaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Abdurezak Erdoğan ve tüm kayıplarımızın akıbeti açıklansın” dedi.
İHD İzmir Şubesi, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” talebiyle Konak’taki eski Sümerbank önünde eylemini sürdürdü. “Kayıplar vicdandır, sahip çık” ve “Kayıplar belli, failler nerede” pankartlarının taşındığı eyleme Barış Anneleri ve çok sayıda kişi katıldı.
İHD İzmir Şubesi Eşbaşkanı Zilan Gümüş, 1995’te Dargeçit’te gözaltında katledilen Davut Altunkaynak, Seyhan Doğan, Nedim Akyön, Mehmet Emin Aslan, Abdurrahman Olcay, Abdurrahman Coşkun ve Süleyman Seyhan’ın akıbetlerinin açıklanması ve sorumluların yargılanması çağrısında bulundu.
Kaynak: Etha
