En Çok Okunanlar, Umut Keçer, Umut Yazıları, YAZARLAR

Kasım Atılımı’nı yaratan iradeye selam olsun! – Umut Keçer

Türkiye işçi sınıfının ve ezilen halkların mücadele tarihinde öyle anlar vardır ki o gün alınan tutumlar sonraki bütün gelişmeleri etkiler. Kasım Atılımı’da böylesi bir süreç olarak gerçekleşti. Türkiye metropollerinde örgütlü olan Kurtuluşçu gençler Ulaş Baytaktaroğlu önderliğinde 12 Eylül’ün ve 1990’lı yılların yenilgi psikolojisini yırtıp atan büyük bir devrimci aksiyon sürecine girdiler.

Bu süreç, Kobani direnişine dahil olmak ve Medya Savunma Alanları’nda üstlenmeyle önemli bir sıçrama anlamına gelmekteydi. Proletaryanın Devrimci Kurtuluş Örgütü öncülüğünde, TDP ve MSPB ile bir birlik sürecine girildi. Birleşik Özgürlük Güçleri (BÖG) böylesi bir süreçte kuruldu. Kendisini Kobani direnişi içerisinde enternasyonalist bir devrimci hamle olarak ilan etti.

İlk önce MLSPB sınırlı bir katılımdan sonra süreçten kendini çekti. Sonrasında PDKÖ ile TDP bir birlik süreci inşa etti. Bu süreç, Türkiye devrimci hareketinin tarihinde önemli bir tecrübe olarak yaşandı. İlerleyen süreçte DKP kuruldu.  Sonrasında Devrimci Karargah’da DKP’ye katılma kararı aldı.

Kasım Atılımı’nın ardından Türkiye metropollerinde AKP-IŞİD faşizmine karşı önemli eylemlere imza atıldı. Sonrasında Halkların Birleşik Devrim Hareketi kuruldu. Dolaysıyla Kasım Atılımı aynı zamanda Halkların Birleşik Devrim Hareketinin kuruluş sürecine olumlu yönde katkı sundu.

DKP/BÖG kendi iç sorunlarından ve yetmezliklerinden kaynak Kasım Atılımı’nın önüne koyduğu görevlerin bir kısmını gerçekleştirdi ama önemli bir kısmını gerçekleştirme de yeterli olunamadı.

Özellikle 2015 yılından sonra Kürt Özgürlük Hareketiyle devlet arasında şiddetlenen savaş, Kasım Atılımı sonrasında Kürt Özgürlük hareketinin yanında daha net bir şekilde konumlanan, devrimci siyaset içinde önemli sonuçları oldu.

Faşist iktidar Türkiye işçi sınıfının özgürlüğünün Kürt halkının da özgürlüğünden geçtiğinden yola çıkarak, mücadelenin bütün alanlarında Kürt halkıyla yan yana olanlara karşı oldukça saldırgan bir politika içerisinde oldu.

Devrimci siyaset büyük bedeller pahasına bu süreci en güçlü şekilde göğüsledi. Ulaş Bayraktaroğlu başta olmak üzere birçok önder yoldaş Kasım Atılımı’ndan bu yana geçen 11 yıllık süreçte ölümsüzleşti. Ölümsüzleşen yoldaşların arkasında onların mücadeleleri ve silahları yerde kalmadı.

Özgürlük güçleri mücadelesine katılan yeni yoldaşlar mücadele mevzilerinde devrimci görevlere aday oldular. Mücadelenin ihtiyacı olan devrimciliği bildikleri bazen de öğrendikleri kadar uygulamaya çalıştılar.

Kasım Atılımı esasen Türkiye devriminin ihtiyacı için gerçekleşmiş bir mücadele hamlesiydi. Bu yönüyle Rojava Devrimi ve Medya Savunma Alanları’nda elde edilen tecrübenin Türkiye sınıf mücadelesinin taşınmasını hedeflemekteydi.

Bugün Türkiye işçi sınıfını örgütleme ve onun mücadelesini devrimle taçlandırma mücadelemiz devam etmektedir. Kasım Atılımı buzu kırmış yolu açmıştır. Açılan yoldan devrim mücadelemiz ilk günkü kadar ısrarlı ve heyecanlı bir şekilde devam etmektedir.

Kasım Atılımı esasen en temelinde var olan verili statükoya teslim olmamayı devrimci bir çıkış aramayı esas almaktaydı. Bizler açısından bu perspektifle yol almaya devam etmeliyiz. Türkiye devrimci hareketinin içinde bulunduğu zayıflık ve yetersizlik durumu bizlerde bir moral bozukluğu yaratmamalıdır.

Kasım Atılımı’nın açtığı yoldan yürüyen devrimciler ölümsüzlüğe yürürken, düzen içi sol anlayışın 1990’lı yıllarda saflarda yarattığı yasalcılık fikrine devrimci temelde bir itiraz gerçekleştirmişlerdir. Buradan öteye yapılması gereken görev Kasım Atılımı’nın açtığı yoldan gelişen devrimcilik iddiasını Türkiye işçi sınıfı ve ezilenler saflarında toplumsallaştırmaktır. Mücadelenin ihtiyacı olan devrimci siyaseti toplumsallaştırmak ve geleceğe dönük olarak daha güçlü taşımaktır.

Sınıf mücadelesi içerisinde tarih genel olarak düz bir çizgi şeklinde ilerlemez. Bu süreç zikzaklı ve sıçramalı bir temelde ilerleyecektir. Bugünde içinde bulunduğumuz durumu daha ileriye sıçramak için geçici bir duraklama dönemi olarak görmek gerekiyor.

Mücadelenin ihtiyacı temelinde sayımızın azlığına düşmanın çokluğuna bakmadan Kasım Atılımı’nın açtığı yoldan zafere doğru kararlı yürüyüşümüz devam edecektir. Bu yürüyüş geçmişten bugüne yer almış bütün yoldaşların emekleriyle bugüne taşınmıştır. Süreç oldukça zorlu ve ağır bedellerle devam etmiştir.

Bizler bu süreçte devrimciliğin bedelini canlarıyla ödemiş ölümsüz Komünarlar başta olmak üzere bütün devrim şehitlerine en büyük borcumuz onların uğruna canlarını verdiği davayı zafere taşımaktır.

Bu tarihsel sorumluluğun bilinciyle Kasım Atılımı’nı yaratan iradeye ve onun takipçilerine selam olsun. Devrimci mevzilerde, zindanlarda, işçi sınıfı saflarında, okullarda ve sokakta kavga bitmedi mücadele devam ediyor.

Zafere kadar mücadele devam edecek. Bu bilinçle Kasım Atılımı’nın açtığı yolda sabırla ve ısrarla yürümeye devam edelim.

Paylaşın