Kadın - LGBTİQ+

8 Mart Kadınlar Günü ruhunu kuşandık geliyoruz! – Eylem Mor

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne sayılı günler kala bu günün tarihi öneminden bahsetmek istiyorum.

8 Mart Kadınlar Günü tarihte kadınların kurtuluşu için direnişleri ve mücadeleleri ile kazanılmış bir gündür.

25 Mart 1911’de New York’ta Triangle Gömlek Fabrikası’nda tekstil işçileri 16 saatlik çalışma koşullarını,düşük ücret ve insanlık dışı çalışma koşullarına karşı greve çıkarlar.

Şirket işe ara verilmesin diye işçileri fabrikaya kilitlemiştir.Acil çıkış kapısı olmayan fabrikada yangın merdivenleri kapatılmıştır.500 kadının çalıştığı 10 katlı fabrikanın son 3 katında yangın çıkar.Kadınlar kendilerini umutsuzca attıkları kaldırımda parçalanmışlar ya da yangında can vermişlerdir.İtfaiyeciler fabrikanın son katlarına ulaştığında 147 kadının kömürleşmiş bedenlerine ulaştı.Bu yaşanan trajediden sonra komiteler kurulup bir çok araştırma yapıldı.Cenazeler için Kadın Sendikalar Birliği ve yerelde 25 Sendika ile yürüyüş gerçekleştirildi.O gün yüzbinlerce işçi iş bırakıp,protesto eylemlerine katıldı.

1910 yılında Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da 2. Sosyalist Kadınlar Konferansın’da Alman Demokrat Parti Önderi Clara Zetkin’in önerisiyle ve oy birliğiyle 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kabul edilir.

8 Mart’ın referansı başka bir olayda Rusya’da yaşanır. Rus kadın işçilerin Rus Devrimi’ne zemin hazırlayan Miladi takvime göre 8 Mart Rus takvimine göre 23 Şubat tarihinde politik eylemleri gerçekleşir.

Sosyalist devrimin feminist lideri Alexandra Kollontay,bu eylem ve 8 Mart için şöyle söyledi;
“8 Mart 1917’de İşçi Kadınların Günü,tarihte unutulmaz bir gündü.Şubat Devrimi yeni başlamıştı.”

Troçki de şöyle yazdı: “8 Mart(23 Şubat) Enternasyonel Kadınlar Günüydü ve toplantılar ve eylemler öngörülüyordu ancak bir tarih konmamıştı.Fakat sabah,aksi emredilmesine rağmen,tekstil işçileri birkaç fabrikada iş bıraktı ve greve destek istemek için delegeler gönderdiler…bu kitlesel greve yol açtı…herkes sokaklara döküldü.” Devrimin ateşini yakanlar en fazla sömürülen ve ezilen kadın işçiler olmuştur.

Tarihsel süreçte de görüldüğü gibi kadınlar özgürlük mücadeleleri ve toplumsal hakları için eşitlik mücadelesi veren ilk direnişçiler olmuşlardır.

1 . ve 2. Dünya Savaşı yıllarında bazı ülkelerde 8 Mart yasaklanmıştır.

Osmanlı Dönemi’nde ilk kez 8 Mart 1921 tarihinde komünist kadınlar tarafından Ankara’da kutlanmıştır.

1980 Askeri Darbesiyle beraber 4 yıl boyunca 8 Mart’ın da içinde olduğu kitlesel eylemler yasaklanmıştır.

1990lı yıllardan sonra ise 8 Martlar daha kitlesel ve evlerden,işyerlerinden,okullardan,fabrikalardan sokaklara taşan bir kitlesel eylemler haline gelmiştir.

Geçtiğimiz yıllarda İstanbul Kadıköy’de 8 Mart eylemine polis engel olunca, polise tepki gösteren kadınlar gözaltına alındı.
Polisler ,kadınlara “Siz gidin,erkekleriniz gelsin” dedi.

Şanlıurfa,Batman’da vb. illerde çeşitli bahanelerle 8 Mart yasaklandı.

OHAL döneminde birçok ilde 8 Mart yürüyüşleri yasaklandı.

ODTÜ Rektörlüğü bu sene 8 Mart etkinliklerini siyasi bularak yasakladı.

Patriarkal devlet,kadınların mücadelesi karşısında tüm gücüyle direnişi bastırmaya,engellemeye çalışsa da nafile bir çaba içerisindedir.

Şiddetini arttırması korkusundandır,kadınların örgütlü gücünün neler yapacağının farkındadır.Erkek politikalarına karşı kadınlar hayatın her yerinde olmaya devam edecekler.

Kadın hareketi enternasyonel bir harekettir.Bu sebepten dolayı Türkiye’de Leyla Güven’in direnişini Plaza Del Mayo Annelerin’in sahiplenmesi,Zapatista kadınlarının direnişini Almanya’daki bir kadının sahiplenmesi bunun en açık göstergesidir.Çünkü dünyadaki kadınlar ortak “erkek egemenliğine” karşı mücadele etmektedirler.Kadınlar 8 Mart ruhunu bu enternasyonel bilinçle büyütmektedirler.

İktidarlar ve onun kolluk güçlerine takılan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü eylemlerine olan engellemeler kadınların direnişi ile kırılmaktadır.

Kadınlar tarihsel olarak verdikleri mücadeleler ile kazanımlar sonucu bu haklarını bilerek,bilinçli olarak 8 Mart ruhunu kuşanıyorlar ve alanlarda yerlerini alıyorlar.

Bugün dünyanın dört bir yanında kadınlar direnişi ilmek ilmek tarihten aldıkları güçle daha da büyütüyorlar.

Kadınların her alanda kazanımları her geçen gün artıyor.Novamed Kadın İşçilerinin grevleri kadınların kazanımlarının bir örneğidir. Flormar Kadın İşçilerinin devam eden grevi dalga dalga yayılmaktadır.

Günümüzde de yaşamın her alanında kadınların kurtuluşu için mücadele eden sosyalist,devrimci Sultan Seçik ve ölümsüzleşen Heval,Eylem,Asiye,Özge yoldaşlar mücadelemizin en onurlu yerinde durmaktadırlar.Onların kadınlara bıraktığı mirası 8 Mart’ta kadınlarla beraber büyüteceğiz.Leyla Güven’in tarihsel olarak bir direnişe öncülük etmesinin önemini 8 Martta bir kez daha alanlarda anlatacak,göstereceğiz. Kadınların Kurtuluşu için yakılan o kıvılcım büyüyor ve mutlak zafer kadınların inancı ve mücadelesiyle gerçekleşecektir.

Tarih boyunca kadınların kurtuluşu için direnen, direnişi büyüten kadınların 8 Mart bilincini kuşandık seni de yanımızda bekliyoruz,geliyoruz.

Biz kadınlar her 8 Mart’ta olduğu gibi yine tüm gücümüzle sesimizi kısmaya çalışanlara inat sokaklarda olacağız.

Patriyarkanın çiftliğindeki ailenin ayıp,günah demelerine karşı,patriyarkanın çiftliğindeki ordusunun rahat, hazır ol diye bağırmasına karşı, patriyarkanın çiftliğindeki kocaların yemek yap,bulaşık yıka demelerine karşı,patriarkanın çiftliğindeki babaların erken gel,geç kalma demelerine karşı 8 Martta sokaklara çıkıyoruz.

Geçtiğimiz yıllarda kimseler sokaklara çıkamazken tecavüz yasasına karşı sokaklara çıkan kadınların direnişini,Amerika’da Trump’ın kadın düşmanlığına karşı sokaklara dökülen milyonlarca kadınların gücünü,tecavüzcü,katil IŞİD’in sonunu getiren kadınların mücadelesini kuşandık geliyoruz.

İdil Çağatay&Ayşe Düzkan’ın söylediği gibi

yemeği ocakta,yer bezini

kovada,çamaşırları sepette bıraktık,

yıllardır çile doldurduğumuz fabrikalardan

çıktık,şalterler kapandı,

atölyeler dolusu tezgahın başından kalktık,

ofisler dolusu bilgisayarı uykuda bıraktık,

Geliyoruz.

Birde mutlu olmak için

kalktık,kalkıştık,geliyoruz.

Paylaşın