Kültür - Sanat

Devrimci Parti “Kumun Gecesi” Belgesel Gösteriminin Yönetmeni Ve Sendika Başkanlarıyla Söyleşi Gerçekleştirdi

Birleşik Devrimci Parti İstanbul İl binasında, “Kumun Gecesi” isimli belgesel gösteriminin yönetmeni ve sendika başkanlarıyla söyleşi gerçekleştirdi.

Kumun Gecesi yönetmeni Ali Ergül, Disk/Limter-İş YK üyesi Kanber Saygılı, Disk/Dev-Yapı-İş Genel Başkanı Özgür Karabulut’un katıldığı söyleşi de kot kumlama işçilerinin yaşadıkları anlatılmaktadır.

Devrimci Parti’nin söyleşide konuşması aşağıda bulunmaktadır.

Türkiye işçi sınıfının içerisinde bulunduğu çalışma koşulları neredeyse vahşi kapitalizmi aratmayacak düzeylere gelmek üzeredir. Düşük ücretler, uzun çalışma süreleri, çoğalan işsizlik ve her geçen gün artan işçi cinayetleri bunun göstergesidir. İSİG Meclisinin verilerine göre AKP iktidarında, yaklaşık 22 bin işçi aşırı kar hırsı yüzünden alınmayan önlemler nedeni ile iş cinayetlerinde öldürüldü. Günümüzde büyük, küçük ve işkolu ayrımı olmadan tüm sermaye artık-değer sömürüsünü sadece işçilerin alınteri üzerinden değil kanı üzerinden de büyütüyor.
Başta İSİG Meclisi olmak üzere duyarlı kesimlerin mücadelesi ile iş cinayetlerini artık kimse görmezden gelemiyor. Ama en az iş cinayetleri kadar işçilerin sorunu olan ‘meslek hastalığı’, henüz bu farkındalığın yaratılamadığı koşullarda sessiz bir şekilde işçilerin canını almaya, alamazsa hayat kalitesini düşürerek hasta yaşamaya mahküm ediyor.
Soma madenindeki toplu katliamda tüm dikkatler işçi cinayetlerine çevrilirken, meslek hastalığı uzun süren dönem sonucunda ortaya çıktığından aynı ilgiyi göremiyor. Ve bu uzun süre işçilerin hak iddia etmelerini de mevcut yasalar ile birlikte neredeyse imkansızlaştırıyor. Yasalar meslek hastalığı tanımını o kadar daraltmış ki Türkiye meslek hastalığı sıralamasında Avrupa’da, dünyada son sıralarda. Bu daraltmaya rağmen kamuda çalışan madencilerden bin kişiden 24’ünde meslek hastalığı çıkarken ilginçtir özel sektörde bu oran ‘sıfır’a yakındır. Meslek hastalıklarının yüzde 90’ı madenlerde yaşanıyor. Meslek hastalığı bakımından riskli sektörler arasında metal, inşaat ve tekstil de bulunuyor. Bu yönden bakıldığında ülkemizde maden, kömür çıkartmak eğer öldürmüyorsa, hastalıktan süründürüyor demek mümkündür.
Günümüz imkanları ile meslek hastalıklarının yüzde 100’ünü önlemek mümkündür diyor uzmanlar. Yeter ki, meslek hastalıklarının ortaya çıkmaması için gerekli, yeterli önlemler alınsın. Ancak patronlar ve esas olarak devlet sorunu çözmeyi bir kenara koyalım, sorunun adını bile koymaktan çok uzak noktada durmaktadırlar.
Mevcut işyerlerinin çoğunluğu işçi güvenliği ve sağlığı açısından yetersiz koşullardadır. Sağlık sistemi neredeyse özelleşmiştir. İşsizlik ve kayıt dışı çalışmanın bu kadar yaygın olduğu bir ülkede iş güvencesinin yok edildiğini de göz önüne aldığımızda, işçiler canı pahasına, kanı pahasına da olsa çalışma dayatmasıyla karşı karşıyalar.
Türkiye’de çalışanlar neredeyse tamamen sendikasızlaştırılmış, kamu çalışanlarının sayısı büyük ölçüde azaltılmış, taşeron, esnek çalışma yaygınlaştırılmış, işyeri hekimleri güvencesizleştirilmiştir. Ve bütün bunlar olurken yıllık meslek hastalığı oranlarıda 1990’da 100.000 çalışan başına 36,6’dan, son yıllarda 100.000 çalışan başına 2’lere, 1’lere gerilemiştir. Tabi ki bunun nedeni sağlık sisteminin mucizesi değil, devlet politikası ile meslek hastalıklarının yok sayılmasıdır.
Kapitalist sistemin esası sömürü ve daha fazla karlılık üzerinedir. Bu sistemde çalışan işçilerin büyük çoğunluğunun yaşam ve gelecek kaygıları var. Bu nedenle işçiler meslek hastalığında yaşanması gereken uzun süreçli mücadeleyi göze alamıyor. Mevcut yasalar patronlardan, sermayeden yana olduğu için bu sorunları çözmüyor, görmezden geliyor. Biliyoruz ki işçi sınıfının yaşadığı tüm olumsuz sorunların çözümü gibi bu sorunu da çözecek irade yine işçilerdir, işçilerin örgütlü mücadelesidir.
İşçi sınıfına yönelik tüm saldırıların, hak gasplarının yanı sıra işçi sağlığı ve güvenliği konusunda ve özel olarak meslek hastalığı konusunda farkındalığın artırılmasında, mücadelenin yükseltilmesinde katkı sağlayan her çalışma çok değerlidir. Kumun Gecesi belgeseli bu yönüyle anlamlıdır çok değerlidir. Yönetmen Ali Ergül’e ve bu konuda çalışma yaparak emeği geçenlere teşekkür ediyor bu konudaki mücadelenin, hep birlikte omuz omuza, esas sorumlu olan sermaye düzenine karşı verilmesinin öneminin altını bir kez daha çiziyoruz.

Devrimci Parti İstanbul İl Örgütü

Paylaşın