Gündem

Gazetecilere ve HDP’lilere yapılan operasyon Kadıköy’de protesto edildi

İstanbul genelinde gece saatlerinde birçok eve baskın yapılmış, İl Emniyet Müdürlüğü TEM Şube’ye bağlı polisler tarafından yapılan baskınlarında çok sayıda kişi gözaltına alınmıştı.

Gözaltına alınanlar arasında “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza atan Muş Üniversitesi’nde öğretim görevlisi Veysi Altındaş, “Kadınların Barış Mücadelesinde Dünya Deneyimleri” kitabının araştırmacısı Güneş Daşlı ve Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan TV10 Yönetim Kurulu Başkanı ve Artı Gerçek yazarı Veli Büyükşahin ile HDP Ataşehir yöneticisinin eşi Gülizar Teymur’un bulunduğu en az 30 kişi yer aldı.

Gözaltına alınanlardan bazılarının isimleri şunlar: Abdullah Geldi, Veysi Altıntaş, Zeki Nergiz, Deniz Şimşek, Nurcan Basdinç, Cemil Demirbaş, Yavuz Akar, Gülizar Teymur, Selahattin Yılmaz, Zeynep Değirmenci, Erkin Oruç, Cemşit Atalay, Fuat Mızraklı, Bayram Kara, Adnan Kaçmaz, Duygu Kaçmaz, Binali Palandöken, Ahmet Avşar, Fehmi Morkoç, Rahim Timar, Edip Karçik, Selahattin İpek, Nebahat Avşar, Halis Kandilci, Felek Avcı, Murat Bilken ve Silivri HDP İlçe Eşbaşkanı M. Ali Altın.

Yapılan polis operasyonu ve gözaltı terörü, akşam saatlerinde Kadıköy İlçe Örgütü’nün önünde protesto edildi. “Savaşa Karşı Barış Kazanacak” ve “Halklar Kazanacak” yazılı ozalitin taşındığı açıklamada “HDP halktır halk burada”, “Faşizme karşı omuz omuza” sloganları atıldı. HDP üzerinde aylardır devam eden yoğun gözaltı terörünün mücadeleyi yok edemeyeceği vurgulandı.

HDP’lilere yönelik gece saatlerinde gerçekleşen polis operasyonunu protesto etmek için düzenlenen basın açıklamasına HDP eski MYK üyesi ve Devrimci Parti Genel Başkanı Musa Piroğlu da katıldı. Piroğlu yaptığı konuşmada, “Eski Mısır’da insanlar öldüklerinde yaşadıkları eve gömülürmüş. Çukur üstü örtüldükten sonra evdeki halk eskisi gibi yaşamaya devam edermiş. Sonra yeni birisi öldüğünde, aynı çukur yeniden açılır, o cenaze oraya yeniden gömülürmüş. Bu evlere mezar evler denirmiş. Adım adım ülke, bir mezar ülkeye dönüştürülüyor. Hemen her gün kadınlar, kocaları, eşleri, eski sevgilileri ya da akrabaları tarafından, yani erkekler tarafından vahşice öldürülüyor. Biz susuyoruz. Hemen her gün, çocuklara ve kadınlara tecavüz ediliyor. Mahkemeler tacizcileri ve tecavüzcüleri aklıyor. Devlet kurumları onları yerinde tutuyor. Okullarda, yurtlarda çocuklarımıza tecavüz ediliyor. Biz susuyoruz. Çocuklarımızı aynı okullara göndermeye devam ediyoruz. Eşlerimiz, kızlarımız, sevgililerimiz, dostlarımız otobüslere, sokaklara çıkıyor, tacize ve tecavüze uğruyor, biz gene susuyoruz. Hiçbir şey olmamış gibi yaşıyoruz. Sıranın büze gelmesini bekliyoruz. Hemen her gün çalışan insanlar işinden atılıyor. Geleceği elinden çalınıyor. Sabah uyandığında, yeni bir kararname ile “İşe gelme” deniliyor. Susuyoruz ve işten atılmayı bekliyoruz. Hemen her gün ekmeğini kazanmak için işine giden işçilerin tabutları evlerine dönüyor. Her gün günde en az dört işçi hayatını kaybediyor. 2017’de iki bin işçi iş cinayetinde öldürüldü. Susuyoruz, ölmeyi bekliyoruz. hemen her gün gazeteciler, öğrenciler, siyasetçiler tutuklanıyor. Susuyoruz, evimizin basılmasını bekliyoruz. Ülke bir mezar ülkeye dönüşüyor ve biz bu mezar ülkenin üstünde ölülerimize basarak yürüyoruz. Hiçbir şey olmamış gibi davranarak her şeyin iyi olmasını bekliyoruz. Oysa karanlık adım adım üzerimize geliyor. Cehennem bütün kapılarını açmış bizi bekliyor. Görmüyoruz, duymazdan geliyoruz, susuyoruz ve sanıyoruz ki sabah uyandığımızda bu kabus bitmiş olacak. Hepimiz tehdit altındayız. Sadece biz değil; sadece HDP’liler değil, sadece sokakta yürüyen insanlar değil, burayı sarmalamış bütün polislerin de işleri tehdit altında, eşleri tehdit altında, çocukları tehdit altında. Koruyamayacaklar, hiçbiri koruyamayacak. Susarsak, sessiz kalırsak elimizdeki her şey gidecek, bu yüzden HDP’ye saldırıyorlar.  Çünkü biliyorlar ki, öfke de büyüyor, kaygı da büyüyor. Ses çıkarsa, bu ses büyüyecek. Nereden mi biliyorlar? Onlarca yıldır karanlığın altında yaşayan İran’dan biliyorlar. Nereden mi biliyorlar? Yoksulluğa isyan eden Tunus halkından biliyorlar. Nereden mi biliyorlar? Bize diz çöktüremediklerinden biliyorlar. HDP’ye saldırılar bu yüzden, devrimcilere saldırılar bu yüzden, gazetecilere saldırılar bu yüzden. Ülkeyi tacizin, tecavüzün ve cinayetin normalleştiği bir ülke haline getiriyorlar. Hiç bu kadar utanmamıştık ve hiç bu akdar sessiz kalmamıştık. Biz diyoruz ki, bu saldırılara diz çökmeyeceğiz. Biz diyoruz ki tutuklanmakla, öldürülmekle tükenmeyiz. eninde sonunda biz kazanacağız, HDP kazanacak, halklar kazanacak!” dedi.

Yapılan konuşmaların ardından basın açıklaması sona erdi.

 

Paylaşın