Dün İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’de görülen 16 kişinin yargılandığı Gezi davasında Osman Kavala yine tahliye edilmedi. Davada tek tutuklu olarak yargılanan ve hakkında ceza istemiyle yargılanan Osman Kavala’nın yanı sıra HDP’li ve CHP’li vekiller, insan hakları savunucuları da davayı takip etti.
Davada tutuksuz yargılanan Can Atalay, Yiğit Aksakoğlu, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Yiğit Ali Ekmekçi, Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman da mahkeme salonundaydı.
Savunma yapan avukatlardan Eren İşler, savunmasında “Gezi’nin üstünden 6 yıl geçtikten sonra yazılan iddianame ile ilgili işlem yapıyorsunuz, soruşturma dosyasındaki şüphelilerin bir kısmı hakkında bu iddianame” diyerek hükümete karşı işlenen bir suç iddiasının neden 6 yıl sonra yargılandığını sordu.
İddianamede belirtilen ve iddia edilen suçlara dair ise , “İddianame yönelttiği suç açısından kendi içinde çelişiyor ve bütün hatalarına ek olarak hukuki niteleme yaparken büyük bir ciddiyetsizlik yapıyor” diye konuştu. “Gezi anayasal ve demokratik hak kullanımıdır. Çok sayıda hak ile talepler dile getirilmiştir. Toplanma, ifade özgürlüğüdür. Bunun yanında halkın itiraz hakkı ve direnme hakkı da vardır. Bu kişilerin eylemleri bundan ibarettir. Bu iddianamenin kabul edilmesi bile bu hakların engellenmesine yöneliktir” dedi.
Fikret İlkiz ise iddianameden çelişkileri ve yetersiz iddialarla dolu belli bölümleri okuyarak iddianamenin 20.11.2007 tarihli Yargıtay Ceza Genel Kurul kararına aykırı olduğunu ifade etti. 33. Ceza Mahkemesi’nin aynı davayı 5 yıl önce değerlendirip sanıkları beraat ettirdiğini şimdi aynı suçlamlarla ikinci ke yargılamaya gidildiğini belirtti.
Yargılanan Can Atalay ve Tayfun Kahraman’ın avukatı Özgür Karaduman da iddianameye ilişkin , “McCarthy dönemi cadı avı mantığıyla yapılan bir yargılamayla karşı karşıyayız” dedi.
Osman Kavala: Tahliyemi İstiyorum
Avukatlardan sonra söz alan Osman Kavala ise tahliyesini talep ederek şunları söyledi;
İddianamedeki deliller seyahat programım ile Anadolu Kültür’ün mali raporları. Bunların tutukluluğumla alakası olmadığı açık. Bu bilgiler ve mali raporlar suç işleme kastıyla fon kullanıldığına ya da kullandırıldığına dair bir somut delil içermiyor.
“Ben iki suçlamadan dolayı tutuklandım. Gezi olaylarının organizatörü ve finansçısı olmaktan ve 15 Temmuz darbesine destek vermekten. Aralarında 3 yıl olan bu iki olay nedeniyle tutuklanmış olmam, savcılığın bu iki olay arasındaki bağlantıya ilişkin şüphe olduğunu gösteriyor.
“Bu şüpheleri beslemek üzere bazı basın organlarında yazılar çıktı. Beni suçlayan KOM dairesinin hazırladığı analiz raporunda hiçbir delil yok. 15 Temmuz darbe girişimine destek olması suçlaması iddianameye dönüşmedi, soruşturma dosyası olarak devam ediyor.
“Tutuklandıktan sonra Henry Barkey ile 93,5 saat telefon kaydımın olduğuna dair asılsız haberler yayınlandı. Ama tek bir görüşmemiz yok. Tutuklandıktan sonra da suçlamalarla ilgili somut delil yok.
“Şüphe ile delil arasındaki kopukluk daha belirgin hale geldi. Bu nedenle tahliyemi talep ediyorum.”
Mahkeme heyeti Osman Kavala’nın tutukluluğunun devamını talep ederek bir sonraki duruşmanın 8-9 Ekim’de Silivri’de yapılmasını kararlaştırdı.
