Mardin Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Ahmet Türk, Erdoğan’ın iddialarına cevap verdi. Diyarbakır, Mardin ve Van’da yapılan saray darbesiyle kayyum atamaları sonrası iktidarın söylediği iddialara cevap getiren Ahmet Türk, “Ne yaparsanız yapın ama iftira atmayın” dedi.
Türk konuşmasında, 31 Mart yerel seçimlerinde belediyeyi devraldıklarında işçi ve memur maaşlarını ödeyemeyecek durumda olduklarını , kayyumun giderken Mardin Su ve Kanalizasyon İdaresi (MARSU) çalışanlarının parasını ödemeden gittiğini kaydetti. Belediyenin kayyum döneminde toplamda 1 milyar TL’nin üzerinde borç altına sokulduğunu hatırlatan Türk, kayyum döneminde birçok yolsuzluk ve usulsüzlük yapıldığını bir kez daha yineledi. Söz konusu usulsüzlük dosyalarını kayyum döneminde işe alınan bir kişi tarafından kendisine sunulduğunu aktaran Ahmet Türk, “Mali Hizmetlerden sorumlu olan kişi yolsuzlukları önüme koyan adam. Milliyetçi bir adam ama dürüst. ‘Benim vicdanım sızlıyor’ dedi. Yine Marsu’da müfettiş olan birisi bu bilgileri bana getirdi. Bu da Kürt değil. Kendilerinin getirdiği insanlar bile bu yolsuzluklara tepki göstermiş” bilgilerini paylaştı.
Marsu’nun kayyum döneminde “gereksiz” ihalelerle borç altına sokulduğunu dile getiren Türk, göreve geldikleri gibi DEDAŞ tarafından Marsu’nun elektriklerinin kesilmesine değindi. 14 Nisan’da göreve başladıklarını, 19 Nisan’da ise Marsu’nun elektriğinin kesildiğini aktaran Türk, “600 bin insanı susuz bıraktılar. 2 yıl boyunca bu borca rağmen elektrik kesilmedi. Nereden baksanız tutarsızlık. Şimdi de hiçbir değeri olmayan söylemlerle toplumu bize karşı kışkırtmaya çalışıyorlar” dedi.
Hırsızlık yaptığı için işlerine son verildi
Göreve geldikleri vakit bir takım karalamalarla karşı karşıya bırakıldıklarını belirten Türk, “Şehit ailelerini çıkardılar diye yaygara kopardılar. Burada 3 kişi var. Birisi 30 Mart Cumartesi günü, yani belediye kapalıyken işe alınmış. Birisi 5 Nisan’da, diğeri 8 Nisan’da işe alınmış. Şehit ailesi dedikleri bir şahıs fakir fukaraya dağıtılan gıda maddelerini kimseye haber vermeden götürüyor. Yani hırsızlık yapıyor. Bunların kimin akrabası olduklarını bilme imkanım da yok. Bu kişilerin usulsüzlüklerinden dolayı işlerine son verilmiş. Ayrıca işçi ve memurların maaşları belediye bütçesinin yüzde 30’unu aşmamalı. Aştığı zaman belediye başkanı kendi cebinden verir. Kayyum döneminde bu maaşlar yüzde 40’ı bulmuş” diye konuştu.
Bir lirayı 10 lira gösterip naylon fatura kestiğinizde asıl halka ihanet budur
Kayyum döneminde binlerce kişiye verilen yemek faturalarının şişirildiğini ve belediye bütçesinden her gelen bakana yemekler verilerek, araçlar kiralandığını aktaran Türk, “Sayın Cumhurbaşkanı geldiği zaman bir hafta için korumalarına araç kiralanmış. Tek tek hesapladım. Topladığımda 40 bin TL’yi geçmiyor. Ama 332 bin TL kiralamaya verilmiş. Bunun hesabı verilsin. Halkın parası çarçur edilmiş. Yine hediyeler falan da verilmiş. Davet edilip edilmemeleri önemli değil. Ama bir lirayı 10 lira gösterip naylon fatura kestiğinizde asıl halka ihanet budur” dedi.
Belediye bakkal dükkanı değil
Türk, “Belediye bakkal dükkanı değil. İşçilerin ve memurların paraları kuruşuna kadar banka hesaplarına yatırılmış ve bankalardan paralarını almışlar. Kayıtlar ortada. Buna rağmen eğer bir iktidar yalan söyleme ihtiyacı duyuyorsa ‘vay Türkiye’nin haline’ demekten başka söylenecek bir şey yok. Mali Hizmetler ödeme yapacak. Nerden nereye para aktaracağız? Ne yaparsanız yapın ama iftira atmayın. İftiralarla bu işi götürmeyin. Hukuksuzluk yaptınız. Kürtleri sindirmeye çalıştınız. Kürtlerin siyaset yapmasını engellemek için her şeyi yaptınız. Ama iftira atmayın. İftiralarla yönetilen bir siyaset bu ülkeye ne getirir” diye sordu.
Kayyum döneminde yapılanların üstünü örtbas etmek amacıyla haklarında kimi iddialar ortaya atıldığını savunan Türk, “Gerekçelerini meşrulaştırmak için, bazı yalan ve iftiraları gündeme getirerek faşist ve ırkçıları ikna yetmeye yönelik bir politikadır. Tekçi anlayışlar, demokrasiyi hiçleştiren anlayışlar birilerini düşman gösterir ve yalanlarla ülkeyi yönetmeye çalışırlar. Dünyanın her yerinde böyle olmuştur. Geçmişten beri iftiralar ve yalanlara bu darbeyi meşru göstermek için yapıyorlar. Keşke paramız olsaydı elektrik taksitlerini yatırsaydık. Ama demokratik bir süreç için çaba gösterenler yalanlara kanmıyor. Hukuksuz ve haksız darbeye karşı demokratik tepki gösteriyor. Bu önemli” ifadelerini kullandı.
Kaynak : Mezopotamya Haber