Gündem, Slider

Çorlu tren katliamı davasında ailelerden tepki; Türkiye Cumhuriyeti’nden şikayetçiyim

Çorlu’da , 8 Temmuz 2018 tarihinde, 25 kişinin hayatını yitirdiği, 300’den fazla kişinin de yaralandığı tren katliamının ikinci duruşması bugün devam ediyor. Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın duruşma salonuna yoğun güvenlik önlemleri alınırken ailelerin mahkemenin görüleceği binaya girişi de polis tarafından engellendi. 

Gazete Duvar’ ın haberine göre ; Kazada 25 yaşındaki Bahar Koç’u kaybeden Ali Koçman ilk ifade veren müşteki oldu. Tüm sorumlulardan şikayetçi olduğunu söyleyen Koçman’ın ardından kazada 16 yaşındaki kızı Sena Köse’yi ve iki yeğenini kaybeden Aysun Köse ifade verdi. İlk defa mahkeme salonunda olduğunu söyleyen Köse, “Bu olay olmasaydı mahkeme salonuna gelmeden ömrümü tamamlayacaktım. İlk hafta TCDD’den taziyeye gelmişlerdi. Yol bekçilerini neden işten çıkardınız dedim. Bölge müdürü bizim işlerimiz sinyalizasyon ile yapılıyor yol bekçilerine gerek yok dedi. Sonrasında bunu araştırdım ve buradaki sinyalizasyon tamamlanmamış. Bana yalan söyleyen bir kurumla karşı karşıyayım. Bilmediğim telefonlarla o hastane bu hastane yönlendirildim. Bize zarar veren her kurumdan şikayetçiyim. Zannettik ki o yol dört saatten iki saate indi güvenlidir. Ben çocuğumu okul gezilerine bile yollamıyordum başına bir şey gelecek diye. Bana TCDD görevlileri geldiğinde ‘yaşın çok daha gençmiş’ dediler. İnsana değer verilmediğini çok acı bir şekilde gördüm. İmza yetkisi olan, teknik olarak bunu yapamayan herkesten şikayetçiyim” diye konuştu.

Kazada kızları Özgenur ve Gülce Dikmen ile yeğenini kaybeden, kaza sırasında trende olan Fundanur Dikmen ifade verdi. Bir önceki gün de aynı yolu kullandığını ve kazanın meydana geldiği Sarılar mevkiinde trenin yavaşladığını söyleyen Dikmen, kaza sırasında ayakta yolcuların olduğunu söyledi.

Göz yaşları içerisinde sözlerine devam eden Dikmen, “Çocuklarımın üzerindeydim devrilmenin ardından. O sırada patlama meydana geldi. Ben bayılmışım. Bir amca beni uyandırdı. Kendimi dışarıya attım ve çocuklarım yoktu. Etraf çok kötüydü. Biz kendi imkanlarımızla Tekirdağ Devlet Hastanesi’ne gittik. Özge iyiymiş, kızlar da iyiymiş dediler. İnsanların vagon altında olduğu belliydi. Bizim acil güvenlik önlemimiz eğitimimiz yok mu? Türkiye Cumhuriyeti’nden şikâyetçiyim. Biz pamuk ipliğine bağlı çalışıyoruz. O göreve gelenler eğitim almamışlar mı? Herkesten şikâyetçiyim” dedi.

Kaza sırasında trende olan ve yaralanan Bahattin Doğrul ise ifadesinde, “Kondüktör yanımıza geldi bilet kesmedi. Şu an ben boynumdan sakatım. Çocuğum da yaralandı. Devlet hastanesinde tedavi oldum. Siz ücret ödemeyeceksiniz dediler. Hepsinin parasını aldılar. Kendim için 4 bin TL verdim. Tüm kurumlardan şikâyetçiyim” dedi.

Kaynak: Gazete Duvar

Paylaşın