Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın hakkında hazırlanan 7 ayrı fezlekenin birleştirilmesiyle oluşturulan davanın 15’inci duruşması Ankara 16’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülüyor.
Sincan Cezaevi Kampüsü’ndeki duruşmaya bizzat katılan Figen Yüksekdağ, hakkında ileri sürülen “Örgüt yöneticiliği”, “Örgüt propagandası yapmak”, “Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet”, “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik” ve “Suç işlemeye tahrik” iddialarıyla ilgili savunma yapacak. Yüksekdağ hakkında 92 sayfalık dosya kapsamında 30 yıldan 83 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Yoğun ablukanın dikkat çektiği duruşmaya Yüksekdağ’ın ailesi, HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Dilan Dirayet Taşdemir, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Sedat Şenoğlu, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanları Şahin Tümüklü ve Özlem Gümüştaş, SKM Sözcüsü Deniz Aktaş, HDP milletvekilleri Fatma Kurtulan, Abdullah Koç, Mehmet Rüştü Tiryaki, Kemal Peköz, eski HDP milletvekili Nihat Akdoğan ile HDP il, ilçe yöneticileri katıldı. Çok sayıda avukat da duruşmayı takip etti.
İZLEYİCİ SINIRI GETİRİLDİ
Mahkeme heyeti, duruşmaya 80 izleyici sınırlaması getirdi. Mahkeme başkanı ve avukatlar arasında izleyici sınırlaması yüzünden kısa süreli gerginlik yaşandı. Sarı basın kartı olmayan basının bilgisayarları kapatılırken ve polis olağandışı şekilde güvenlik koridoru oluşturması dikkat çekti.
İKTİDAR SİYASİ AFET YARATMA PEŞİNDE
Yüksekdağ sözlerine, İstanbul depreminden etkilenenlere geçmiş olsun dilekleriyle başladı. Yüksekdağ, “Siyasi iktidarın asli görevi muhalefete gözdağı vermek değil insan yaşamını güvence altına almaktır. Ne yazık ki Türkiye’yi yöneten siyasi yapı doğal afetleri önlemenin birinci dereceden sorumlusu iken siyasi afetler yaratmanın, yaşatmanın peşinde” dedi.
İktidarın arka arkaya siyasi depremler yarattığını söyleyen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş’la birlikte 20 Eylül’de ikinci kez tutuklanma sürecini hatırlattı. Yüksekdağ, “Ben ve Demirtaş olağanüstü bir şekilde ifadeye çağrıldık ve aynı fiil nedeniyle ikinci defa tutuklandık. Biz olağanüstü dönemlerde siyaset yapan insanlarız elbette şaşırmadık” diye konuştu.
Savcılığın tutuklamaya sevk kararının meşru olmadığını yineleyen Yüksekdağ, “Ancak halklarımıza duyduğum sorumluluk, hakikate duyduğum inanç nedeniyle hakim karşısında gerçekleri bir daha ifade ettim. Bizim çeliğimize çifte su verilmiş. Çifte tutuklama hakikati de bizim savunduğumuz değerleri de asla değiştirmez. Bunu bugüne kadar anlamamış olmanız enteresan. Bizler gözaltı ve tutuklamalarla, siyasi tasfiye operasyonlarıyla geri adım atmayacağımızı ispat ettik. Tarih bilincimizi asla kaybetmeyecek ve tüm bu yaşatılanların hesabını mutlaka soracağız” dedi.
Yüksekdağ, gündemdeki pek çok konuda değerlendirmelerde bulundu. Yüksekdağ’ın savunmasından başlıklar şöyle:
HDP ÖNÜNDEKİ EYLEM
Diyarbakır’daki annelere karşı net tutumuzu ortaya koyduk. Mecliste komisyon kurulsun, çözelim dedik. Bu sorunu biz yaratmadık, çatışan taraflarda biz değiliz. Ailelere şunun sözünü veririz, çocuklarınızın ölümlerinin karşısına geçeriz. Ama Mecliste komisyon kurma önergelerimiz jet hızıyla reddedildi. Annelerin göz yaşlarına sebep olanlar, arkada operasyonlar başlattılar. Anneler ağlamasın diyen siyasi iktidar, bugün annelerin oturma eylemine dönük yargısızı infaz yaptılar. Sanki HDP kapatılırsa bütün sorunlar biticek. Bizler kaç operasyondan geçirildik, ne kadar çok tasfiye edildik? Olmadı yapamıyorsunuz, napacaksınız? Biz parlemantoyla belediyelerle var olan bir parti değiliz. Bizler bunlar olmadan da var olan bir partiyiz. Acıların ayrımını yapmadan, kadınlar ve analar öncülüğünde bu sorun çözülebilir ve siyasi iktidara ders verilebilir. Bizler annelerin göz yaşlarını çok iyi biliriz, annelerimiz yerlerde sürüklendi, polisin tacizine şiddetine maruz kaldı, anneler evlatlarının toprağa verememnin acısını yaşıyor. Bunları siyasi amaçlarla yan yana koyamayız. Siyasi iktidar, samimiyse bizi tasfiye edeceklerine güçlerini HDP il binasında oturan annelerine göz yaşlarını dindirmeye çevirsin. Bizler bu ülkeye huzur sağlarız, kendimize güveniyoruz. Siyasi iktidar kendine güveniyor mu? Bunu sorgulayın.
AHMET DAVUTOĞLU’NUN AÇIKLAMALARI
“Davutoğlu, o olayları o açarsam kimse kimsenin yüzüne bakmaz dedi. Keşke Davutoğlu’nun ifadeleri samimi olsaydı. Kendisine dönük linç söylemlerinden sonra söylemlerini esnetti, 1 Kasım ile 7 Haziran Arasından Noldu? Davutoğlu cümleleriyle çok güzel özetledi. Kendi siyasi kopuşlarıyla bu gerçeği ifade etti. Bu gerçek iktidarla ilgili bir kısımdı. Bu süreçte hesap defteri tek taraflı yürütülmeye başlandı. Siyasi iktidar, yaşadığı kaybın hesaplarını açtı. Hesabını açan iktidar, sadece bizlere yönelik olan defterleri açtı. Kendilerini yargılamamak için, kendilerini yönelik defterleri kapadılar. Bu ülkenin korkuyla yönetilmesi büyük yıkımlara yola açacaktır. O dönemde Davutoğlu ile birlikte iki bakan HDP Genel Merkezi’nde bizle görüştü. Onlar bizden istedikleri biz ise onlardan istediklerimizi söyledik. Biz şunları ifade ettik, tek başına hükümet kurulması için çaba sarf ederiz. Kriz yaratmak istemeyiz desek de o dönemde kriz var. IŞİD’e verilen destekten dolayı. Sınır geçişleri ayyuka çıktı, derme çatma borularla kimliği belirsiz kişilerin IŞİD’e ait bölgelerden Türkiye’ye petrol ticareti yaptığı belirlendi. Bunların hepsinin önlenmesini istedik. O süreçte, Suruç, Ankara ve Diyarbakır katliamları yaşandı. Bunun önünde çaba sarf edilmesi gerektiğini söyledik ama gördük ki arka planda iktidar IŞİD’e destek veriyor ve bu ciddi iddiaların açılması lazım. Partimizin bu konudaki önergeleri reddedildi IŞİD’e verilen destekle İlhami Balı’nın MİT ile Ankara’da bir otelde toplantı halinde olduğunu iddiası var. Bu iddialar SDG’nin elinde olan IŞİD yöneticilerinin röportajda MİT’e destek verdiklerini belirttiler. 7 Haziran’la birlikte bu ülkede karanlık tarihi yaratan siyasi iktidar oldu.”
CENAZE TÖRENLERİNE KATILMASI
2014 yılında yaşamınıyitiren Metin Taşkın’ın cenazesine katılmak suçlamasıyla ilgili Yüksekdağ şunları söyledi: “Çözüm sürecinde, bizler asmada otururken halkın gözü önünde kalekollar inşa edilmeye başlandı. Kalekollara karşı lice halkı sokaklara çıktı. O dönem ESP genel başkanıydım. O dönemin HDP Eş başkanlarıyla birlikte, oraya ziyarete gittim. Lice halkının söylemleri, meşruydu. Polisle yüz yüze gelindiğinde polisin kendilerini kışkırttığını söylüyordu. Canı yanmış halkın mezarına polisleri getiremezsiniz, getirirseniz halk tepkisini ortaya koyar. 2014’de ilk hendek orada kuruldu. O süreçte yaşanan çatışmalarda 2 kişi öldü. 2 cenazeye rağmen HDP iradesiyle provokasyonları durdurdu. Süreç çözüm süreciydi ve ‘o masadan kalkan biz olmayacağız’ denildi. Bu sorunu çözdüğümüzde mezarlara saldırdılar. Halkın yaptığı Mahsun Korkmak heykeline halkın hassasiyeti vardı, iktidar kaldırılmasını istedi. HDP Eş Genel Başkanlığına seçilmiştim. İnisiyasitif alarak ilçeye gittik, HDP bu konuda hassasiyetini gösterdi. Sorunu çözeceğimiz anlaşıldığı anda mezarlıklar tahrip edildi. O dönemde yetişemediğimiz Metin Taşkın yaşamını yitirmişti. Daha sonra, yaşamını yitiren Taşkın’ın taziyesine katıldım ve deftere düşüncelerimi aktardım. Halkın mezarına yapılan saldırılara karşı durmam, benim demokratik savunmamdır. Bunu hiçbir mahkeme yargılayamaz, ceza verseniz bile bizim cephemizde anlamı olmaz. Abluka döneminde, Bitlis’te, Urfa’da, Hakkari’de, Nusaybin’de yüzlerce mezarlık tahrip edildi. Garzan Mezarlığından 300’den fazla kemik çıkarıldı. Bu aileler, yıllardır kemiklerine ulaşamadığı çocuklarının nereye götürüldüğünü bilmiyor. En yakın örneği, Aysel Tuğluk’un annesi, Hatun Tuğluk’un Ankara’da, topraktan çıkarıldığına şahit olduk. Bunlar, bizi biz yapan değerlerdir. Ama görüyoruz ki bunu savunmak için bedel ödüyoruz.
ZULMÜN GÖZÜNE BAKMAYA GELDİM
Yüksekdağ, mahkemeye ilk çıktığı zaman “zulmün gözüne bakmaya geldim” dediğini hatırlatı ve şöyle devam etti: “Üç yıldır da geldim ve gördüm. Bütün milyonlar adına yargılandım. Yargılayanların zulmün gözlerinin içine içine baktım. Yendık, kazandık, yine kazanırız. Zülmedenlerin korkusunu da gördük, bizim haklılığımızı görmeye devam edecekler.”
Yüksekdağ savunmasını tamamladıktan sonra duruşmaya ara verildi. Duruşma avukatların savunmasıyla devam edecek.
Kaynak: http://www.etha12.com/haberdetay/yuksekdag-iktidar-siyasi-depremler-yaratiyor-2653
