Gençlik, Gündem, Slider

Gözaltındaki Devrimci Parti ve Dev-Güç’lüler için basın açıklaması

Devrimci Parti adına yapılan basın açıklamasında şunlara değinildi;

2011 yılında Ortadoğu’da emperyal politikaların bir sonucu olarak başlayan Suriye İşgal ve saldırılarında binlerce insan yaşamını yitirmiş, milyonlar göçe zorlanmış, milyonlarca kadına cinsel şiddet uygulanmış, katledilmiş, “satılmıştır”.

Özellikle emperyalistler tarafından beslenerek yaratılan IŞİD ve benzeri tüm dinci/faşist çete oluşumlarıyla Suriye’de hiçbir insanın, devrimcinin kabul etmeyeceği ve sessiz kalamayacağı savaş suçları işlenmiştir. IŞİD’in, Kuzey Suriye, Rojava, topraklarına saldırmasıyla beraber bütün dünya katliamın yanında onurun direnişini de görmüştür. Başta toprağını ve onurunu savunma gayretinde olan Kürt halkı, gençleri olmak üzere Türkiye’den ve dünyanın her yerinden enternasyonalist devrimciler bu onur mücadelesine koşmuştur. Bütün dünyayı tehdit eden, Türkiye’de de defalarca kanlı saldırılar gerçekleştiren IŞİD, bu onur direnişiyle adeta gömülmüştür. Bugün tüm dünya bombalarından, kanlı eylemlerden kurtulmuşsa bu devrimcilerin birleşik mücadelesi sonucudur.

Bu mücadele sürerken, tarih o gün “Kobane düştü düşecek” diye sevinenleri de, “3-5 füze atarız” diyerek savaş planları yapanları da, kadınların, halkların bir arada eşit ve özgür bir biçimde yaşaması için orada olanları da not etmiştir, unutmamıştır. Bugün emperyalistlerin pazarlıklarına karşı dünyanın dört bir yanından herkesin Kürt halkı, kadınlar ve devrimcilerle dayanışmasının sebebi de budur.

Kuzey Suriye, Rojava özelinde 5 yılını devirdiğimiz bu savaş bugün sönümlendirilmek yerine yeniden alevlendirilmek isteniyor. Tüm dünyanın gözü önünde siviller katlediliyor. Rojava, kimyasal silahlar, yoğun psikolojik bombardıman ve manipülasyonla teslim alınmaya çalışılıyor.

AKP-MHP iktidarı bugün bu savaşa karşı çıkan herkesi son 5 yıldır çok iyi bildikleri bir dille “vatan haini” diyerek susturmaya, sindirmeye çalışıyor. Hâlbuki en ağır, en büyük suçu kendileri işliyor. Çökmekte olan iktidarlarını Kürt düşmanlığı üzerinden yeniden diriltmeye çalışırken, halkların bir arada eşit ve özgür yaşama hakkına tamamen hukuksuz ve keyfi bir biçimde saldırıyorlar.

Kimse savaşa evet demek zorunda değildir. Savaşa karşı duranları, savaş istemeyenleri susturmak, tutuklamak, polis ve yargı aygıtlarıyla zapturapt altına almak suçtur. Esas suç, ülkeyi, yoksulları, kadınları, gençleri kendi çıkar savaşlarına sürüklemektir.

Bu savaş bizim savaşımız değildir. Bu savaş Kürt halkına karşıdır ama unutulmamalıdır bu savaş sadece Kürt halkına da değil tüm ezilenlere karşıdır. Tenceresi kaynamayana, çocukları aç diye kendini asan annelere, hakkını ararken yolu kesilen işçiye, kendi özgürlüğünü ve yaşam hakkını savunan kadınlara, geleceksiz bırakılan gençlere karşıdır. Bu savaş Türkiye’deki tüm ezilenlere, demokrasi mücadelesi yürütenlere karşıdır. Günlerdir bitmek bilmeyen saldırılar da bunu net göstermektedir.

Bu kapsamda partimiz ve gençlik örgütümüz, bu savaşa karşı “içimiz yana yana evet diyeceğiz” diyen CHP’yi teşhir etmek için, “içimizden gele gele işgale, savaşa karşı çıkıyoruz” diyerek CHP Şişli İl Binası’nı işgal etmiştir. Bu eylem sonrası iki Dev-Güç Üyemiz Can Çıldır ve Ali Düzkün CHP yönetiminin şikâyetçi olması sonucu gözaltına alınmıştır. Bu eylemden saatler sonra, Devrimci Parti Genel Başkan yardımcılarımız Gamze Taşçı ve Murat Pircan Yaratan da sokakta gözaltına alınmışlardır. Tüm yoldaşlarımıza çıplak arama işkencesi dayatılmış, bunun karşısında yoldaşlarımız açlık grevine girmiştir. Ayrıca Can Çıldır provokatif bir yaklaşımla IŞİD’li ile aynı hücreye konulmuştur.

Bunun yanı sıra tüzüğümüze bağlı olarak çıkardığımız Parti Bültenimiz, Devrimci’ye savcılık tarafından toplatma kararı verilmiş, Antalya Polisi hiç vakit kaybetmeden henüz kargodayken bültenlerimize el koymuştur.

Rojava’ya saldırı ve işgal, savaş ittifakının içeride yönetme kabiliyetini kaybettiğinin göstergesidir. Savaş cephesi açarak muhalifleri “vatan savunması” lafazanlığıyla biat ettirme çabasıdır. Susturamadığını tutsak alarak teslim alma çabasıdır. Ama Devrimcileri tutsak alarak, cinsel işkence ile saldırarak, katil sürüleri ile aynı hücrelere koyarak teslim alamazsınız. Devrimci irade teslim alınamaz.

Susmayacağız, diz çökmeyeceğiz. Tüm Türkiye ezilenlerini sokmak istediğiniz o bataklığa, işçi sınıfını, halkları, kadınları sokmanıza izin vermeyeceğiz.

Savaş yerine halkların barışını isteyen herkese sesleniyoruz, çöküyorlar, çökecekler, tükeniyorlar tamamen bitecekler.

Daha fazla üstümüze, geleceğimize, umutlarımıza, sevincimize çökmeden gelin hep beraber AKP-MHP iktidarına ve tüm savaş destekçilerine hayır diyelim! AKP-MHP iktidarına son verelim!

Paylaşın