AKP’nin Meclis’e sunduğu savaş tezkeresine ‘evet’ oyu veren CHP’nin Şişli İlçe Başkanlığı binasını işgal eden DEV-GÜÇ üyeleri, neden böylesi bir eyleme başvurduklarını anlattı.Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik 9 Ekim’de başlatılan saldırı öncesinde AKP Hükümeti’nin Meclise getirdiği savaş tezkeresine HDP dışındaki tüm partiler ‘evet’ oyu verdi. Savaş tezkeresini destekleyen muhalefet partilerinden Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu desteği “İçimiz yana yana evet diyoruz” diyerek açıklamıştı. Savaşa verilen bu destek üzerine Gençliğin Devrimci Gücü (DEV-GÜÇ) üyeleri, 16 Ekim günü CHP Şişli İlçe Başkanlığı binasını işgal etti. Parti binasına Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılara atfen “Bu işgal AKP’yi kurtarma operasyonudur. İşgale dur de” yazılı pankart asıldı. Bu işgal eylemine bir süre sonra müdahale eden polisler aralarında Devrimci Parti Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşçı’nın da olduğu 6 kişiyi gözaltına aldı. Mahkemeye çıkarılan 6 kişiden aralarında Taşçı’nın da olduğu 3 kişi tutuklanırken, diğer 3’ü serbest bırakıldı.
‘3 NEDENLE YAPTIK’
DEV-GÜÇ Yönetim Kurulu Üyesi Başak Yeşilot, kamuoyunun gündemine oturan bu eylemi üç temel nedenden yaptıklarını anlattı. Başak, bu nedenleri şöyle sıraladı: “Birincisi, AKP-MHP faşist bloğunun Kürdistan üzerinde asimilasyon politikalarını ilerletmesi, savaşa, işgale hazırlığıydı. İkincisi, CHP’nin işgale evet demesiydi. Kürtlerin ‘Dijmine bav û kala, nabin dostên lawa’ diye bir atasözü vardır. Yani atalarımızın düşmanı çocuklarımıza dost olmaz diye. Biz CHP’yi devrimcilerin idamına ‘evet’ oyu vermesinden tanıyoruz. Üçüncüsü de;, hemen sınır hattımızın karşısında bulunan Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik işgal girişimine karşı kendine sol, sosyalist ya da hümanist diyen insanların bu savaşa sessiz kalmasıydı.”
CHP’NİN GERÇEK YÜZÜ
İçinden geçilen süreçte yalnızca basın açıklamaları ve yazılı açıklamalar yapmanın yeterli olmadığını vurgulayan Yeşilot, “CHP’nin gerçek yüzünü ortaya çıkarmanın farklı yolları vardır. Biz bunu sadece dile getirmekle yetinmeyip, hem CHP’nin ne yapmaya çalıştığını anlatmaya yönelik hem de bunun AKP’yi kurtarma operasyonu olduğunu söylemeye yönelik bir çıkış yaptık. Bizim asıl derdimiz CHP’yi halka anlatmaktı” diye belirtti.
‘SOKAKTA BİRLEŞELİM’
Yeşilot, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik operasyonundan önce ‘Sokakta Birleşelim’ şiarıyla bir kampanya başlattıklarını da hatırlattı. Yeşilot, “Bu eylemin de gösterdiği gibi hala sokakta bir şey yapmaya çalışıyoruz. Gençliği de sokaklara çağırıyoruz” dedi.
‘SÖMÜRGECİLİK MANTIĞI AKP İLE YÜKSELDİ’
CHP işgalinde gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan isimlerden biri olan Devrimci Parti Genel Başkan Yardımcısı Murat Pircan Yaratan da, AKP’nin içinde bulunduğu krizden içeride ve dışarıda Kürt halkının kazanımlara saldırarak çıkmaya çalıştığını ifade etti. Yaratan, “İktidar HDP’li belediyelere kayyumlar atayarak Kürt halkının siyaseten kazandığı tüm kazanımları Türkiye içerisinde kırmak istiyor. Sömürgecilik mantığı AKP ile beraber muazzam seviyede yükselmiş vaziyette. AKP’ye bu da yeterli gelmiyor. Sınırın öte tarafında var olan Kürt halkının tüm kazanımlarına dönük bir savaş başlatıyor” ifadelerini kullandı.
‘CHP, AKP’YE KARŞI BİR UMUT DEĞİL’
Türkiye’nin bölgedeki emperyal çelişkilerden yararlandığını kaydeden Yaratan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu hamle her ne kadar kendileri harekat, operasyon dese de bir işgal planıydı. Orada yerleşik olan halka bir saldırı gerçekleşti. O bölge AKP tarafından işgal edilmeye çalışılıyor. Eylemimiz bu saldırılara güçlü bir itiraz geliştirmek için yapıldı. Üstüne bastıra bastıra söylemek gerekiyor. CHP, Kürt halkının oylarıyla kazandı. Kazandığı belediyeleri, iktidara alternatif olma imajını, daha güçlü pozisyona getirdiği muhalefet olma durumunu Kürt halkının oylarına borçlu. Bu borcu da CHP Kürt halkının üzerine bombalar yağdırarak ödedi. Öte yandan sol, sosyalist, demokratik kurumların bir kısmının kafasında oluşan ‘AKP’ye karşı bir umut CHP mi?’ söylemi son tezkereyle beraber bir turnusol kağıdı oluşturdu. CHP, AKP-MHP faşizmine karşı bir alternatif değildir.”
‘MUHALEFETİN ÖRGÜTLENMESİ GEREKİYOR’
Konu Kürt halkı, canı ve kazanımları olduğu zaman demokrasi ve özgürlük güçlerinin sessizliğe gömüldüğü eleştirisinde de bulunan Yaradan, eylemi bunlara tepki olsun diye yaptıklarını vurguladı. Türkiye’deki tüm siyasi partilere çağrı yapan Yaratan, “Bugün AKP iktidarının içine girdiği bu siyasal kriz, Türkiye’nin içine girdiği ekonomik krize dair ciddi bir muhalefet örgütlenmesini düşünüyoruz. Bu noktada herkesin şu gerçekliği görmesi lazım, kimsenin tek başına karşılayabileceği, tek başına iktidara alternatif olabileceği, iktidar perspektifi ortaya koyabileceği bir durumla karşı karşıya değiliz. Bu noktada solun ciddi bir zayıflığı söz konusu ama bizim biraz daha sokakta birleşerek, daha ciddi programlar ortaya koyarak yan yana gelebiliriz. Bu süreci ancak bu şekilde örgütleyebiliriz” diye konuştu.
Kaynak: https://mezopotamyaajansi.com/components/88122611/content/view/74824