Halkların Demokratik Partisi İstanbul 3. Olağan Kongresi bugün yapılıyor. HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan “Bugün İstanbul il örgütümüzün 3’üncü olağan kongresini gerçekleştirirken bu salonda bizlerle birlikte olan halkımızın ne kadar büyük zorluklarla bin bir emekle, bin bir bedelle bu salona geldiklerini iyi biliyoruz. Selam olsun bugün burada bizimle olan tüm halkımıza, selam olsun bugün burada olan ancak yüreği Amed’de, Van’da, Mardin’de Hakkari’de olan ve ezilen halklarımızın yanında olan tüm yoldaşlarımıza” diyerek konuşmasına başladı.
Buldan sözlerine şöyle devam etti; Hiçbir zaman zülüm karşısında diz çökmediklerini söyleyen Buldan şöyle devam etti: “Bu salonda görüldüğü gibi büyük bir heyecan ve coşkuyla gerçekleştirdiğimiz kongremiz güçlendiğimizin, kararlılığımızın kanıtıdır. Ne yaparlarsa yapsınlar HDP düşmedi düşmeyecek. Ne yaparlarsa yapsınlar bizler susmadık susmayacağız ne yaparlarsa yapsınlar diz çökmedik çökmeyeceğiz. Boyun eğmedik eğmeyeceğiz. Biat etmedik etmeyeceğiz. HDP, bu düzen böyle gitmez diyen adalet diye haykıran savaşa hayır, barış hemen şimdi diyen ve sömürüye karşı direnen hakça eşitçe onurlu bir yaşam isteyen herkesin partisidir.”
HDP’nin siyasi mücadelesi ülkenin her yerinde her bir köşesinde halkların umutkaynağı olmaya devam ettiğini sözlerine ekleyen Buldan, “HDP var olduğu sürece cesaret de mücadelede de zaferde var olacaktır bundan kimsenin şüphesi olmasın. HDP’nin mücadelesi Fırat gibi Dicle gibi Kızılırmak gibi Munzur gibi bu kadim topraklarda çoğalmaya ve akmaya devam edecektir. Çünkü bizler biliyoruz ki bu ülkenin geleceği bu ülkenin halklarının bir arada yaşaması ile mümkündür. Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla, Çerkeziyle, Alevisiyle, Sünnisiyle mücadeleyle mümkün olacaktır. Bu ülkenin halklarının ortak mücadelesinin bu ülkenin barışını da geleceğini de yaratmaktır bundan da hiç kimsenin bundan şüphesi olmasın” şeklinde konuştu.
Savaşa karşı çıkan tek parti HDP’dir
HDP’nin savaşa karşı çıkan tek parti olduğunu sözlerine ekleyen Buldan şöyle devam etti: “İşte bu ortak yaşamın birlikte yaşamanın esas gerekçesi ülkemizde ve dünyanın dört bir yanında çıkan savaşlara karşı çıkmaktır. Bugün HDP savaşa karşı çıkan tek partidir şunu görüyoruz ki Afrin’le başlayan ile Kuzey Suriye ile devam eden savaş başladığında karşı çıkan ses çıkaran tek parti HDP olmuştur. Biz biliyoruz ki ölerek ve öldürerek değil yaşayarak ve yaşatarak her şey mümkündür. Afrin savaşında ve bugün Rojava savaşında Türkiye’nin oraya asker göndermesi, oraya işgal girişimi bu savaşı başlatması kabul edilebilir bir durum değildir.
Her şey müzakereyle ve siyasi adımlarla çözülebilecekken, oradaki insanları yerinden yurdundan etmek, orada yaşayan halkları başta Kürtleri ve oradaki tüm halkları topraklarından sürgün etmek, topraklarından göndermek hiç kimsenin haddine değildir buna hiç kimsenin hakkı yoktur. Oradaki halklar kendi kararlarını kendileri verecekler. Oradaki halklar yeni bir anayasa ile geleceklerini garanti altına alacaklar. Oradaki halklar barış içinde, huzur içinde yaşıyor ve yaşarken oraya müdahale etmek, demografik yapıyı değiştirmek hiç kimsenin haddine değildir.”
Dolmabahçe bu ülke için bir şanstı
Çözüm sürecinde sorunların müzakere ve diyalogla çözülebileceğini ancak çözüm sürecinin 2015 yılında iktidar tarafından bozulduğunu ifade eden Budan sözlerini şöyle sürdürdü: “2013 yılında başlayan ve 2015 yılına kadar devam eden barış ve müzakere sürecinde herkes gördü ki bu ülkede müzakere ve diyalogla masa etrafında oturup bütün sorunlar hallolabilecekken, konuşarak, müzakere ederek her sorun çözülebilecekken 2015’te bütün görüşmeleri bitirip Dolmabahçe Mutabakatını yok sayıp Sayın Öcalan üzerindeki tecridi devam ettirerek kendi iktidarlarını ayakta tutmaya çalıştılar. Dolmabahçe Mutabakatı bu ülke için bir şanstı. Dolmabahçe Mutabakatı kabul edilmiş olsaydı yok sayılmasaydı, bugün ne Washington ne de Moskova’da ayrı bir mutabakat imzalanmak zorunda kalınmayacaktı.”
Kadınlar bu ülkenin teminatıdır
Türkiye halklarına dayanışma çağrısında bulunan Buldan şöyle devam etti: “Sevgili Türkiye halkları dayanışma için gün bugündür gün savaşa karşı çıkma günüdür. Gün kayyımlara zorbalığa karşı çıkma günüdür. Çok zor günlerden geçtiğimizi biliyoruz bu günlerde özellikle kadınların mücadelesi çok daha hayati bir önem taşımaktadır. Bu güne kadar elde edilen tüm kazanımlarda kadın mücadelesinin ve emeğinin önemli bir değeri vardır. Bu emek çok büyüktür. Kadınların özgürleşmediği bir ülkede özgürlük olmaz. Kadınların söz sahibi olmadığı bir ülkede demokrasi de olmaz. Kadının yok sayıldığı bir ülkede adalet de olmaz Kadınlar HDP’de başardığını siyasal alanda da başaracaktır. HDP de mücadele yürüten her bir kadın arkadaşım bu mücadele ile aynı zamanda barışın özgürlüğün adaletin ve eşitliğinde birer teminatıdır.
kaynak: etha