HDP Kadın Meclisi Üyesi Benazir Coşkun, kadın siyasetini Türkiye’nin her yerinde temel gündem maddesi haline getireceklerini belirterek, 25 Kasım’da ‘Erkek devlet şiddetine karşı isyandayız’ sloganıyla alanlarda olacağız” dedi.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde tüm dünyada kadın örgütleri alanlara çıkmaya hazırlanıyor. Eşit temsiliyet ilkesiyle siyaset yürüten Halkların Demokratik Partisi de (HDP) 25 Kasım dolayısıyla alanlarda olacak. HDP Kadın Meclisi ve Koordinasyon Üyesi Benazir Coşkun, dünyada ve Türkiye’de erkek devlet şiddeti, savaş ve faşizm politikalarına karşı kadınların mücadele içinde olduklarını ifade etti.
Devletinki sistematik kadın kırımı
“Savaş ve faşizm devlet politikasının en odak noktasında yer alıyor” diyen Coşkun, “Militarize edilmiş erkeklik, etno milliyetçilik, bunun gibi pek çok alanda yaşamı tamamen erkeklikle kuran ve özgür kadını düşman olarak gören bir politik hatla karşımızda duruyor. Bunlar, kadın kazanımlarını geriye atmaya çalışan pratiklerdir” dedi.
“Yaşamak İstiyorum” sözünün bütün kadınların çığlığı haline geldiğini dile getiren Coşkun, şöyle konuştu: “Kadın cinayetlerinin kadın kırımına dönüştüğü bir süreçten geçiyoruz. Buna karşı yasal yaptırımlar olması gerekirken medya, polis, yargı tam tersine bir yol izliyor. Medya, polis ve yargı işbirliği kapsamında iktidarın politikaları sonucu bu cinayetlerin işlendiğini görüyoruz. Faillere verilen cezalarda indirimler uygulanıyor. Aynı şekilde koruma hakkının kullanılmaması, sığınakların açılmaması yine bu politikaların sonucu. Kadın dernekleri kapatıldı. Kadın partisi olarak nitelendirilen HDP’ye yönelik ve belediyelerine yönelik saldırılarına baktığımızda hepsinin sistematik bir ayağı olduğunu görüyoruz.”
‘Cinayetler DAİŞ yöntemiyle’
Katletme biçimlerinin DAİŞvari olduğuna dikkat çeken Coşkun, “Erkeklik savaştırır, savaş da erkekleştirir. Cümle çok net bir tespit ortaya koyuyor. Zaten savaşın kendini kurduğu bağlam içerisinde düşündüğümüzde bunun erkeklikten bağımsız olmadığını görüyoruz. Bugün Kürt halkına yönelik sürdürülen savaşla beraber Türkiye ve Kürt coğrafyasında kendini çok net bir biçimde gösterdi. Bugün Türkiye’de yaşanan kadın cinayetlerinde bir IŞİD yöntemi var. Vahşice katletme yöntemlerini görüyoruz” diye belirtti.
‘Ortak mücadele ediyoruz’
Coşkun, AKP/MHP iktidarının eşbaşkanlık sistemini gerekçe göstererek yerel yönetimlere kayyum atamalarına da tepki göstererek, bununla direkt kadın mücadelesinin hedeflendiğinin altını çizdi. Eşbaşkanlık sisteminden vazgeçmeyeceklerinin altını çizen Coşkun, İstanbul, İzmir, Ankara ve Mersin gibi illerde Kadınlar Birlikte Güçlü oluşumu ile beraber çocuk istismarı, tecavüzlere, kayyumlara ve HDP’nin eşit temsiliyet siyasetine dönük yapılan saldırılara karşı ortak mücadele ettiklerini ifade etti.
‘Kadınlar büyük sesle haykırıyor’
“Bizden alınan alanları geri alacağız” diyen Benazir Coşkun, şunları ekledi: “Kadın siyasetini Türkiye’nin her yerinde temel gündem maddesi haline getireceğiz. 25 Kasım’da ‘Erkek devlet şiddetine karşı isyandayız’ sloganıyla alanlarda olacağız. Ev ev, sokak sokak gezip kadınlarla buluşacağız. Eşitlik ve özgürlük mücadelesini büyütmeye devam edeceğiz. Taksim Meydanı ‘Susmuyoruz korkmuyoruz, itaat etmiyoruz’ sloganlarıyla yankılanıyor. İktidar kadınları yürütmeyerek o muhteşem fotoğrafı, görüntüyü engellemeye çalışıyor. Kadınlar ‘hayır biz buradayız, susmuyoruz, korkmuyoruz’ sözünü çok büyük bir sesle haykırıyor. Bu yıl da bu sözü haykırmak için bütün kadınlar Taksim Tünel’de olmalıdır.”
SAFİYE ALAGAŞ / JINNEWS/İSTANBUL
