04.01.2020 tarihinde Ankara BaşkentGaz’ın Kızılay aracılığı ile Ensar Vakfı’na yaptığı 8 milyon dolarlık bağış Batıkent halkı tarafından protesto edildi.
Batıkent’te yaşayan halklar bu kirli ilişkiye karşı batıkent meydanda bir araya gelerek protesto gerçekleştirdi.
Basın açıklamasının tam metnini yayınlıyoruz.
Basına ve kamoyuna
Geçtiğimiz hafta ortaya dökülen BaşkentGaz, Kızılay, Ensar Vakfı’nı kapsayan kirli ilişki biçimleri hepimizi dehşete düşürmüştür. BaşkentGaz’ın Kızılay aracılığı ile Ensar Vakfı’na yaptığı 8 milyon dolarlık bağış aklımıza birçok şüpheler oluşturmuştur.
Bu kirli ilişki biçimini sadece vergi kaçırmak, vergiden kaçınmak diye tanımlamak eksik olur.
BaşkentGaz; yıllardır dünyanın en pahalı doğalgazını bizlere satarak karının üstüne kar ekliyor. Yaklaşık üçte bir fiyatına Torunlar Gıda’ya peşkeş çekildi. Bu da yetmiyor gibi Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin tüm hakları budandı. Sayaçlarımızı bir kartlı sayaç, bir faturalı sayaç yapma bahanesi ile bizlerden milyonlarca doları topladılar. Bütün bunlar da yetmedi. Kartlı sayaçlarımıza peşin para ile aldığımız gazlara sonradan zam ekleyip bize sormadan faturalarımızdan kestiler.
İstanbul’da yine kendisine peşkeş çekilen arazilerle büyüyen Torunları bizler 10 işçinin katili diye biliyoruz. Aldığı her arazinin, aldığı her ihalenin kamoyunda şüphe uyandırmasına rağmen; Torunlar şirketinin hala denetlenmemesi, hala kollanmasının nedenini sormak istiyoruz? Torunlara verilen bu imtiyazların sebebi nedir?
Halkın büyük desteğini alan Kızılay gibi bir kurumun başına getirilenler kimdir? Neden hala görevlerine devam etmektedir. Neden Kızılay, yandaş şirketlerin vergi kaçırmalarına fırsat sunan bir kurum haline dönmüştür?
Burada nasıl bir sistem kurulmuştur ki; halkı soyanlar, devlete vermesi gereken vergileri de Kızılay gibi bir kurum üzerinden hokus pokus yapabiliyor?
Halkı soyuyorlar, devleti soyuyorlar! İhaleler, haksız kazançlar, vergi kaçırmalar. Bütün bunlar aleni yapılıyor. İktidar da bütün bu yaşananlara sadece kılıf hazırlıyor. Olanak yaratıyor. Sesini çıkartmıyor.
Demek ki bu ilişki biçiminin başında da iktidar var.
Adı çocuk istismarı ile gündemden inmeyen, istismar, taciz ve tecavüzün kurumu haline gelen Ensar Vakfı’na halen çocuklarımızı emanet etmemiz isteniyor, bu vakfa halen yurt yaptırılıyor. Bu gerici vakfın arkasındaki ilişki biçimleri nelerdir? Neden bu kadar korunuyor ve büyütülmek isteniyor?
Facebook, twiter gibi sosyal paylaşım sitelerinden yaptığımız en ufak eleştiriye bile dava açabilen savcılar nerede? Bir haftadır memleketin gündeminde olan bu kurumlarla ilgili neden hala bir soruşturma açılmış değil?
AKP iktidarı ve Cumhurbaşkanı neden hala susuyor? Neden kamoyuna bilgilendirme yapmak yerine gelen tepkileri susturmaya çalışıyor.
Bizler bu ülkenin yurttaşları olarak bu soygun düzenine artık yeter diyoruz. Kazandığımız üç kuruş paraya göz dikip, attığımız her adımı vergilendiren iktidar milyonlarca dolarlık vergi kaçışlarına sessiz kalmamalı!
Bu skandalın tüm sorumluları hesap vermelidir! Bizler de tüm sorumlular hesap verene kadar sürecin takipçisi olacağız. Susmayacağız, kapattırmayacağız.!
Katıldığınız için teşekkür ederiz.
