Bursa Kadın Platformu artan kadın cinayetlerine ve erkek egemen saldıralara karşı eylem yaptı. Eylemde her gün yeni bir kadın cinayeti yaşandığı ve bu cinayetlerin kadınların yaşamını saran şiddet, hayatımızdaki güvencesizlik, ağır şekilde yaşadığımız yoksulluk ve her gün yenisini duyduğumuz cinayetler olduğu belirtildi.
Eylemde okunan basın açıklamasında;
17 yaşındaki genç bir kız Ankara’da babası tarafından sevgilisi olduğu için öldürdüğü, 40 yaşındaki genç bir kadının ”hakkımı helal etmiyorum” notuyla Bursa’da intihar ettiği belirtilerek ”İktidar bu meseleleri gündem yapıp acil çözümler üretmek, bunlarla ilgilenmek yerine Milli Eğitim Bakanlığı izniyle cemaatlerin okullarda çocuk evlilikleri özendiren, kadınların ön planda olduğu filmleri tehlikeli bulan veya tesettür propagandası yapan programlar yapılmasına imkan sağlıyor.” denildi.
Açıklamanın devamında; Diyanet eliyle düzenlemeler yapılan düzenlemelerle kadının kamusal alandan uzaklaştırıldığı aynı zamanda , din temelli müfredat değişiklikleriyle, toplumsal cinsiyet kalıplarını küçük yaşta çocuklara öğretilerek, eğitim alanını dinselleştirilerek ideolojilerine göre bir toplum yaratmaya çabalandığı ifade edildi. Kadınlar bu düzenlemelere karşı ” AKP’nin, dini vakıf ve cemaatlerin kadınlara dayattığı sınırları kabul etmiyoruz.” dedi.
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasada belirtilen tedbirlerin hayata geçirilmesinin önemini vurgulayan kadınlar ” Ancak bu genelgede şiddete ilişkin gizlilik kararı kadın mücadelesinin önüne engel olma halidir. Bugüne kadar birçok davada kadınların ısrarlı takibi şiddete karşı kamuoyu oluşturmayı sağlamıştır.
Kadına yönelik şiddeti münferit gören, tacizi tecavüzü meşru kılan, istismarda rıza arayan, LGBTİ+’lara yönelik nefret söylemlerini ve cinayetlerini savunan, erkeğin tekelinde bir ülke ve aile anlayışında kadını kaderiyle baş başa bırakan bakanlığın üreteceği tek şey, kadın düşmanlığıdır. Biz, toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifini esas alan ve kadınlarla birlikte politikalar üreten, bir kadın bakanlığının acilen kurulmasında ısrar ediyoruz!”,” Şeyma’ya, Ceren’e, Güler’e ve yaşamını yitiren kadınlara sözümüz olsun ki, bunların hepsinin hesabını soracağız.
‘Erk’ek’ egemen zihniyetin hakimiyeti yerine eşit ve özgür yaşamı, çocuklarımızın mutlu olduğu bir ülkeyi kuracağız!” dedi.
