Gündem, Kadın - LGBTİQ+

Bursa Kadın Platformu: İnfaz düzenlemesi kadınlar ve çocuklar için büyük riskler taşıyor

Bursa Kadın Platformu çocuğun, kendisine cinsel istismarda bulunan kişiyle evlendirilmesi halinde cinsel istismarcının aftan yararlanabileceği yasa teklifine karşı bir açıklama yayınladı.

AKP iktidarının Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı hakkında kanuna geçici madde eklenmesine ilişkin bir kanun teklifi hazırladığı ortaya çıkmıştı. Teklif henüz Meclis Başkanlığı’na sunulmuş değil ancak ortaya çıkan teklife göre çocuğun, kendisine cinsel istismarda bulunan kişiyle evlendirilmesi halinde af getiriliyor. AKP daha önce de buna benzer bir teklifle gelmiş ancak kadınların mücadelesi ve artan tepkiler nedeniyle geri adım atmak zorunda kalmıştı.

Bursa Kadın Platformunun konuya ilişkin açıklaması şöyle:

“Covid 19 salgınında, ilk vakanın 10 Mart 2020 tarihinde açıklanmasıyla birlikte ülkemiz de dünyanın geri kalanıyla birlikte beklenmedik bir pandemi mücadelesinin içine girdi. Alışkanlıklarımızın değiştiği bu süreç pek çok tartışmayı da beraberinde getirdi, ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazı da bu tartışmaların başında yer almakta. Şüphesiz ki olağanüstü durumlar olağanüstü çözümleri beraberinde getirir. Fakat son günlerde infaz değişikliklerine dahil edilmek istenen öyle bir konu var ki, hiç bir surette taviz vermemiz söz konusu dahi olamaz.

 Ceza Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanuna Geçici Madde Eklenmesine İlişkin Kanun Teklifi başlığıyla sosyal medyada paylaşılan ve ‘çocuk istismarcılarının affedilmesi’ olarak özetlenebilecek, ‘Geçici Madde 10’ dan söz ediyoruz. Bu değişiklik ile: ’10 Nisan 2020 tarihi itibarıyla mağdur ile failin evli olması, suçun işlendiği tarihte failin başka biriyle evli olmaması, mağdurun şikayetinin bulunmaması, suçun işlendiği tarihte mağdurun 14 yaşına girmiş olması, mağdur ile failin arasında 15 yıldan fazla yaş farkının bulunmaması’ koşullarının birlikte gerçekleşmesi durumunda cezanın infazının ertelenmesine karar verilmesi öngörülmekte.

Oysa kanunlarımız ve tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmeler çocuğun üstün yararını göz etmektedir. Yasa yapımında, politikaların geliştirilmesinde, çocukları ilgilendiren her türlü konuda çocuk hakları ve menfaatleri öncelikli kaygımız olmalıdır. Çocukların yetişkinlere özgü evlilik kurumu adı altında istismar edilmelerine göz yumamayız. Zira bu değişiklikle planlanan çocukların cinsel istismarını evlilik yoluyla affetmek, çocuk tecavüzcülerine cezasızlık öngörmekten başka bir şey değildir. 13 yaşında bir kız çocuğunun kendinden en az 15 yaş büyük bir tecavüzcüyle aynı çatı altında yaşamasını, istismarcısıyla ‘aile’ olmasını planlamak, bu akıl almaz düşünceye yasalarda yer vermeye çalışmak başta çocuk haklarını olmak üzere pek çok değeri alaşağı edecek bir çöküşün başlangıcı olacaktır. Cinsel istismar gibi ağır bir travmanın mağduru olmuş küçüğü, istismarcısıyla aynı hanede yaşamaya zorlamak, faili değil mağduru cezalandırmak, adeta ona işkence etmektir. Kendisini istismar eden şahsı görme korkusuyla duruşmadan bir önceki gün kalp krizi geçirerek vefat eden 9 yaşındaki Yağmur’u hatırlayalım. Böylesi bir korkunun bir çocuğa her gün yaşatılmasının tasarlanması, insan haklarına dayanan bir hukuk devletinde kabul edilemez bir durumdur. Biz kadınlar olarak böylesi bir düzenlemenin konuşuluyor olmasını dahi kabul etmiyoruz. Geçtiğimiz yıllarda da benzer gündemler oluşturulmaya çalışılmış, evlilik yoluyla tecavüzün üstü örtülmeye çalışılmıştı. Çocuk istismarcılarının lehine düzenlemeler yoğun tepkiler neticesinde rafa kalkmıştı. Yediden yetmişe toplumun her kesiminin başta sağlık kaygıları olmak üzere maddi manevi endişelerinin olduğu bu günlerde yine, yeniden çocuklarımız aleyhine düzenlemeleri tartışıyor olmak acıdır.

İNFAZ DÜZENLEMESİ KADINLAR VE ÇOCUKLAR İÇİN BÜYÜK RİSKLER TAŞIYOR

Ayrıca yasalaşarak resmi gazetede yayımlanan infaz düzenlemesi ile cinsel suçlar ve kadınlar için tehdit oluşturabilecek pek çok suç için af anlamına gelebilecek bir uygulamaya da imza atıldı. Görüyoruz ki cinsel saldırı ve uyuşturucu ticareti suçu faillerine, cinsel suçlar dışında kadınlara ve çocuklara yönelen kasten yaralama, tehdit, hakaret, şantaj gibi pek suça yönelik özel af getirildi, bu suçları işlemiş failler daha erken cezaevinden çıkacak. Bu suçların mağduru olan kadınlar ve çocukların korunması için ise hiçbir önlem alınmadı. Hiç kimsenin kadınları ve çocukları böylesi bir hayati tehlikenin ortasına atmaya hakkı yoktur. Kadınların ve çocukların şiddet riskinden korunması için acil önlemler açıklanmasını ve hızla koruyucu düzenlemelerin hayata geçirilmesini talep ediyoruz.

Salgın süresinde pek çok yerde olduğu gibi Bursa’da da kadına yönelik şiddetin devam ettiğini gözlemliyoruz. 14 Nisan’da Hanım B. ve yanında çalıştığı Av. Berrin Bayam’ın, Hanım B.’nin boşanmak üzere olduğu eşi tarafından silahla öldürmek amaçlı ateş etmesi sonucu yaraladıklarına şahit olduk. 24 Mart’ta Bursa’nın Gemlik ilçesinde Osman Kariman adlı şahıs, Özlem Mutlu’yu çalıştığı fabrikada tabancayla vurup öldürdükten sonra intihar etti.

DAYANIŞMADAN VE MÜCADELEDEN VAZGEÇMİYORUZ!

Bursa Kadın Platformu bileşenleri olarak fiziksel mesafeler söz konusu olsa da kadınlar ve çocuklar için toplumsal mücadeleden ve dayanışmadan vazgeçmeyeceğimizi, tüm hak ihlalleri karşısında birlikte yan yana durmaktan ve taleplerimizi dile getirmekten imtina etmeyeceğimizi bir kez daha söylüyoruz. Bursalı kadınlar tüm zorlu koşullara ve mesafelere rağmen haklarımızı ve hayatlarımızı korumak için mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz.”

Paylaşın