Gündem

Cumartesi Anneleri: “Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ün akıbetlerini saptama, sorumlularını cezalandırma görevinizi yerine getirin”

Cumartesi Anneleri 789. haftalarında 4 Mayıs 1992 tarihinde gözaltına alınarak kayıp edilen İstanbul Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksek öğrencisi Hüsamettin Yaman ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğrencisi Soner Gül’ün akıbetini sordu.

‘Çocuklarımızı neden öldürdüler?’

Koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle sosyal medya hesapları üzerinden yapılan açıklamada Özgür Gündem Muhabiri Ferhat Tepe’in annesi Zübeyde Tepe konuştu. Konuşmasına “Çocuklarımızı neden kayıp ettiler? Çocuklarımızı neden öldürdüler? Katiller nerede? Neden onları aramıyorlar? Çocuklarımızın suçu neydi?” sözleriyle başlayan Tepe bu soruları sormaktan ve mücadeleden vazgeçmeyeceklerini söyledi. Tepe, şöyle devam etti: “Yarın Anneler Günü. Anneler için en güzel şey çocuklarının acısını görmemektir. Anneler Günü’nde çocuklarımızın bize bir çiçek getirmesini istiyorduk.”

Ardından Hüsamettin Yaman’ın abisi Feyyaz Yaman söz alarak kardeşinin nasıl kayıp edildiğini ve verdikleri hukuk mücadelesini anlattı. Davalarda hala bir sonuç alınamadığını belirten Yaman, şunları söyledi: “Hüsamettin kaybedildiğinde 22 yaşındaydı. Başvurduğumuz hukuki merciler ve devlet yetkilileri ‘haberleri olmadığını’ tekrarlayıp durdular. Biz de tam 28 yıldır sormaya devam ediyoruz. Ayhan Çarkın’dan, Reşat Altay’dan, Mehmet Eymür’den, Mehmet Ağar’dan, dönemin tüm sorumluları bu adaletsizliğin ve hukuksuzluğun sorumlusudur. Sorumlular yargılanmadan huzura kavuşmayacağız.” Yaman, sorumlulardan hesap sorulması için mücadeleye devam ettiklerini dile getirdi.

Eylemde bu haftanın açıklamasını Nur Sürer okudu. Sürer, “Yarın Anneler Günü. Kutuplaştırıcı siyasetin anneliği de ‘makbul’ ve ‘sözde’ olarak ayrıştırdığı bir iklimde hiçbir anneye evlat acısı yaşatılmaması temennisinde bulunuyoruz” diyerek unutturulmak istenen gözaltında kayıplar gerçeğini hatırlatmaya devam edeceklerini belirtti.

4 Mayıs 1992 tarihinde Hüsamettin Yaman’ın abisi Feyyaz Yaman’ı işyeri telefonundan arayan bir kişinin “Hüsamettin, Soner Gül ile birlikte Fındıkzade’de gözaltına alındı. Hayatlarından endişe ediyoruz. Bir an önce emniyete başvurun” dediğini hatırlatan Nur, her iki ailenin, önce İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne ardından devletin ilgili tüm kurumlarına başvurduğunu dile getirdi. Ailelerin İnsan Hakları Derneği ve Af Örgütü’ne çeşitli girişimlerde bulunduğunu kaydeden Nur, “Ancak Hüsamettin ve Soner’in gözaltına alındığı kabul edilmedi. Girişimlerini sürdüren Yaman Ailesi, 2 yıl boyunca polis takibinde tutuldu. 19 Aralık 2011 tarihinde özel harekât polisi Ayhan Çarkın’ın infazlar ve kayıplarla ilgili itirafları yayınlandı. Çarkın, itiraflarında Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ü gözaltına aldıktan sonra ormanlık bir alanda sorguladıklarını ve infaz ettiklerini açıkladı. Onların son sözlerinin ‘İnsanlık onuru işkenceyi yenecek!’ olduğunu söyledi” diye ifade etti.

Ayhan Çarkın’ın itiraflarına rağmen sorumluların yargılanmadığını kaydeden Sürer, “Zorla kaybetme süreklilik taşıyan bir suçtur ve kaybedilenin akıbeti ve yeri kesin bir şekilde saptanana kadar devam eder. Devletler, zorla kaybedilen kişilerin akıbetini ve yerini saptamak, sorumluları belirlemek ve yargılamak zorundadır” dedi.

Sürer bir kez daha adli ve siyasi makamlara seslenerek “Hukukun evrensel ilkelerini, temel insani değerleri çiğnemekten vazgeçin; Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ün akıbetlerini saptama, sorumlularını cezalandırma görevinizi yerine getirin. Hüsamettin Yaman ve Soner Gül için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz!” dedi.

Paylaşın