Adana Gençlik Örgütleri olarak “Kriz Değil Kapitalizm Öldürüyor, Krize Geleceksizliğe Karşı Mücadeleye” şiarıyla Gençlik Meydanı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi.
Basın açıklamasının tam metni;
VİRÜS DEĞİL KAPİTALİZM ÖLDÜRÜYOR
KRİZE VE GELECEKSİZLİĞE KARŞI MÜCADELEYE!
Dünyanın dört bir yanına yayılan, binlerce insanın ölümüne yol açan corona virüs salgını; kapitalist ülkelerde uzun süredir var olan krizlerin derinleşmesine yol açtı. Bu süreçten en çok etkilenen kesimlerden biri olan gençlik ise daha fazla işsizlik, gelecek kaygısı ve niteliksiz eğitim kıskacına alındı.
Virüs öncesinde dünya çapında 267 milyon genç ne çalışıyor ne de okuyordu. Salgın sonrasında ise bu sayı yüzde 17 oranında artarak 310 milyonları buldu. Türkiye’de ise genç işsizlik oranları salgının ilk döneminde %24,4 olarak kayda geçti. Genç işsiz sayısı artarken bir yandan ise öğrenciler uzaktan eğitim sorunları ile karşı karşıya kaldı. Üniversitelerde örgün eğitime ara verilip uzaktan eğitime geçilirken birçok öğrenci teknik, maddi olanaksızlıktan kaynaklı eğitim hayatının dışına itildi. Üniversiteye geçiş sınavı olan YKS ise öğrencilerin itiraz ve eleştirilerine rağmen salgın sürecinde yapıldı. Salgın ile giderek artan krizin faturası emekçilere, gençlere kesilmeye devam etti. On binlerce üniversite öğrencisine ise Kredi borcu gerekçesiyle haciz gönderildi.
Pandemi sürecine ilişkin emekçilerin ücretli izin, öğrencilerin nitelikli eğitim talepleri yok sayılırken hükümet yetkilileri halka ‘Evde Kal’ çağrıları yapmakla yetindi. Normalleşme takviminin açıklanması ile birlikte salgın verileri tekrar yükselişe geçti ve halka ‘sürü bağışıklığı’ dayatıldı. Açıklanan paketler ile sermayeye kalkan, halka ve gençliğe yoksulluk ve sefalet getirildi. Patronlara 100’lerce milyar lira aktarılırken emekçilere ücretsiz maske dahi ulaştırılamadı. Halka evde kal çağrıları yapılırken işçiler atölyelerde, fabrikalarda canları pahasına üretmeye zorlandı, gençlerin gelecekleri ve sağlıkları turizm şirketlerinin ceplerinden daha değersiz sayıldı. Pandemi süreci biz gençlerinbazı şeyleri daha net görmesine olanak sağladı. Hayat eve sığamıyordu çünkü; evlerimize stok yapamıyor ve her sabah işe gitmek zorunda kalıyorduk. Hayat eve sığamıyordu çünkü; 20 yaş altı yasağı işçileri kapsamıyordu. Hayat eve sığamıyordu çünkü; mülteci genç Ali El Hemdan gibi ‘polisin dur ihtarı’na uymadığımız gerekçesiyle sokak da katlediliyorduk. Hayat eve sığamıyordu çünkü; hayatımızı belirleyecek sınavlar için gece-gündüz çalışmak zorunda bırakılıyorduk.
Tüm bu yaşananlar ile birlikte korona virüs öncesinde ekonomik kriz ile işçi sınıfı ve gençler işsizlik, geleceksizlik, açlık ve yoksullukla boğuşurken salgın ile birlikte daha da derinleşen kriz emekçi halkları ve gençliği nefes alamaz hale getirdi. Pandemi dönemi de bahane gösterilerek işçilerin, gençlerin her türlü hak arama eylemleri baskıyla karşılandı, yasaklandı. Kıdem tazminatı gaspı, Baro’ların parçalanması, HDP belediyelerine kayyım dâhil en gerici saldırılar bu dönemde gündeme getirildi. Salgın sürecinde de kadına karşı şiddet ve istismar olayları artarken tecavüzcü ile evlendirme yasası hükümet tarafından bu dönemde gündeme getirildi, istismarcılar cezaevlerinden serbest bırakılırken gazeteci ve siyasi tutukluların durumunda değişiklik olmadı. Doğa katliamları, ırkçılık ve savaş yatırımları ise tam gaz devam etti. Emperyalist barbarlık ezilen halklar üzerine kara bulut gibi çökmeye devam etti. Burjuva gericiliği tüm dünyada halkların ve ezilenlerin boğazını sıkmaya, nefes aldırmamaya, öldürmeye ve sömürmeye devam etti.
Amerika’da siyahî yurttaş George Floyd’un polis tarafından öldürülmesinin ardından başlayan eylemler başta gençlik olmak üzere özgürlük taleplerinin ve kapitalizm karşıtlığının bir resmi oldu. Amerika’daki gençler ile tüm dünya gençliğinin talepleri ortaktır. Gençlik nefes almak istiyor, güvenceli bir gelecek istiyor ve bunun yolu Amerika’da, Avrupa’da, Lübnan’da olduğu gibi birleşmek ve mücadele etmekten geçiyor. Kriz kapitalizmin, gelecek bizimdir diyerek her milliyetten gençliği birleşmeye ve sömürü düzenini yıkmaya çağırıyoruz.
Gençlik Gelecek, Gelecek Sosyalizm!
Yaşasın örgütlü mücadelemiz