Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 803’üncüsü haftasında 20 Ağustos 1994 tarihinde Diyarbakır’ın Bismil ilçesinde 13 yaşındaki oğlu ile birlikte köyleri yakınındaki tarlada çalışırken Toros marka plakasız bir araçla gelip, kendilerini polis olarak tanıtan silahlı kişiler tarafından kaçırılan Mehmet Selim Acar’ın akıbetini sordu.
“Daha da 13 yaşındayken karakol karakol dolaşıp babamı soruyordum”
Açıklamada ilk olarak babası gözleri önünde kaçırılan Mehmet Selim Acar’ın oğlu İhsan Acar söz aldı. Acar, “Babamın akıbeti ortaya çıkana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. Bazıları söyle düşünüyor olabilir; ‘onlar belli bir süreden sonra unutur giderler.’ Kimse kusura bakmasın, biz kayıplarımızın ismini çocuklarımıza, torunlarımıza vereli yıllar oldu. Biz bıraksak, babamın akıbetini onlar sormayı bırakmazlar” dedi.
Acar, hakikatleri araştırma komisyonunun kurulup kayıplarının akıbetinin araştırılmasını istedi. “Daha da 13 yaşındayken karakol karakol dolaşıp babamı soruyordum” diyen eden Acar, şunları ekledi: “Artık bu acılar bitsin. Biz de sevinelim, bizim de bir mezar taşımız olsun. Bayramları gidelim, dertleşelim; bu zor olmamalı.”
Acar’ın ardından İHD Diyarbakır Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon üyesi Avukat Hasan Yalçın konuştu.
Dava sürecine ilişkin bilgi veren Avukat Yalçın, iç hukuk yolları tükendiği için davanın AİHM’e taşındığını ve AİHM’in 8 Nisan 2004’te Türkiye’nin etkili bir soruşturma yürütmediğini belirterek, ihlal kararı verdiğini anımsattı. Yalçın, bu karara rağmen hukuksuzluğun 26 yıldır sürdüğünü söyledi.
Cumartesi Anneleri adına basın metnini okuyan Nuray Şimşek de Acar dosyası ile ilgili bilgi verdi. Şimşek, şunları belirtti:
“31 yaşındaki Mehmet Salim Acar, Diyarbakır/ Bismil’in köyü olan Ambar’da yaşayan bir çiftçiydi. 20 Ağustos 1994 tarihinde 13 yaşındaki oğlu ve bir çiftçi ile birlikte köy civarındaki tarlada çalışıyorlardı. Öğlen saatlerinde plakasız gri bir Toros ile gelen ve kendilerini polis olarak tanıtan silahlı kişiler Acar ve diğer çiftçinin kimliklerini istedi. Ardından Acar’ı zorla otomobile bindirerek götürdü. Nehir kenarında çamaşır yıkayan Acar’ın kızı ve komşuları, nehre doğru yaklaşan Toros’un içinde Acar’ı elleri, gözleri ve ağzı bağlı bir biçimde gördüler. Ayrıca Toros’a nehir kenarında bekleyen ve içinde 5 kişi bulunan diğer bir otomobilin eşlik ettiğine ve araçların Bismil’e doğru uzaklaştığına tanık oldular.
Şimşek, AİHM’in Türkiye’yi mahkûm ettiğini söyledi.
