Gündem

Boğaziçi öğrencileri: Kayyumlara karşı dayanışmayı büyütelim

Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, “kayyum rektör” Melih Bulu’yu kabul etmediklerini yineleyerek, artık ülkenin kayyımlarla yönetildiğini ve herkesin kendileriyle dayanışma içinde olması gerektiğini dile getirdi.

Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, mezunları ve dayanışma içinde olanların kayyum rektör olarak gördükleri AKP’li Melih Bulu’ya karşı başlattıkları protesto eylemlerini sürdürmekte kararlı. Öğrenciler, eylemlerinde kayyım rektörün istifasını ve bu görev için üniversitede seçimlerinin yapılmasını talep ediyor.

‘Kayyumla yönetilen ülke’

Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğrencisi Devrim Barış Yılmaz, AKP’li kayyum rektör Melih Bulu’yu kabul etmediklerini yineledi. Kayyımın sadece Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin sorunu olmadığına dikkati çeken Yılmaz, “Bu sorun tüm Türkiye’nin sorunu. Çünkü kayyum atanmadık yer neredeyse bırakılmadı. Bu gün Türkiye kayyım siyaseti ile yönetiliyor. Biz bu politikaya karşı öğrenci dayanışmasını büyüterek kayyım rektörlere karşı çıkacağız” dedi.

Dayanışma çağrısı

Üniversitelere daha önce rektör atamaları yapıldığını anımsatan Yılmaz, yapılan atamalara karşı tepkilerin yeterli olmadığı için bu politikaya karşı güçlü bir karşı koyuş olmadığını dile getirdi. Bugün güçlü bir karşı koyuş olduğu için iktidarın öğrencileri hedef aldığını sözlerine ekleyen Yılmaz, şöyle devam etti: “İktidar cenahı en çok gençlikten korkuyor. Bu yüzden gençliği bölmeye ayrıştırmaya çalışıyorlar. İktidar güdümünde olan medyası ile bizim sesimizi kısıp gerçekleri çarpıtmaya çalışıyor. Bizler aynı zamanda bu medyaya karşıda direniyoruz. Mesele sadece Rektörün istifa etmesi değil. Biz genel olarak kayyum anlayışına karşıyız. Üniversite içinde ve dışında mücadeleyi büyütmeye devam edeceğiz. Kayyum rektöre karşı tüm üniversite öğrencilerini ve Türkiye halklarını bizimle dayanışma içinde olmasını istiyoruz.”

OHAL kararnamesiyle atama

Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü mezunu Ozan Yaman, kayyum rektör atama politikasının yeni olmadığını, 2016 yılında da Olağan Üstü (OHAL) kararnamesi ile üniversitelerine rektör atandığını hatırlattı. Rektörlerin atama biçimi başlı başına anti-demokratik bir uygulama olduğunu dile getiren Yaman, “Atanan rektör okul içinden biri olsa bile onu atayan bir siyasi irade olduğu için kabul edilemez buluyoruz. Daha önce OHAL kararnameleri ile rektörler atanırken, bugün Cumhurbaşkanı Hükümet sistemi ile birlikte bu uygulama sürekli hale getirildi. Bizim talebimiz, kayyum atamalarının durdurulması ve her üniversitede yapılacak seçimler yolu ile rektör seçilmesidir” dedi.

Kayyım atamalarının sadece Boğaziçi Üniversitesi’nin sorunu olmadığının vurgulayan Yaman, “Kayyumlara karşı verilen mücadele her alanda verilmeli. Bu HDP’li belediyelere, dernek, STÖ’ler, prestiji düşük ve önemsiz gibi görünen üniversitelere atanan kayyımlara karşı ortak mücadele hattının oluşturulması gerekir” diye konuştu.

Kayyumlar hayatın her alanında

Kayyum rektör uygulamasına itiraz eden ve Boğaziçi Üniversitesi’ndeki eyleme destek veren İstanbul Üniversitesi Öğrencisi Hivda Selen, bunun yeni bir uygulama olmadığını hatırlatarak, “Bugün kayyumlar belediyeler, dernek ve STÖ’lerde atanıyor. Daha önce ODTÜ’de Verşan Kök, Ege Üniversitesinde Nejdet Budak ve İstanbul Üniversitesinde Mahmut Ak gibi birçok kayyım rektör atanmıştı. Atanan kayyumlar gelir gelmez yaptıkları ilk iş öğrencilerin oluşturdukları toplulukları ve kulüpleri engellemek oluyor. Okullardan çıkan her bir muhalif sesi bastırmak için çalışmalar yapıyor. Bugün üniversitelerde hiç birimiz özgür değiliz. Üniversiteler polis ablukası altında kayyum rektörlerin yaptığı şeyse bu ablukayı daha da sıklaştırmak oluyor. Tüm bu yapılan uygulamalar iktidarın akademiyi yönetebileceği bir pozisyon yaratmayı amaçlıyor” dedi.

Kaynak: MA

Paylaşın